ACILARINI UNUTTURMAYA ÇALIŞIYORUZ
A.A
Güneş, Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyündeki silahlı saldırıda yakınlarını kaybedenlerin yaralarını sarmak için, Kimse Yok mu Derneği gönüllüsü olarak çalıştıklarını bildirdi.
Olayın, saldırıda yakınlarını kaybedenlerin ruhunda çok derin yaralar açtığını vurgulayan Güneş, saldırıdan kurtulanların derin bir travma yaşadığını belirtti.
Bu travmayı yaşayan çocuklara yönelik 3 temel çalışma yürüttüklerini ifade eden Güneş, bu çocukların arasında bakıma muhtaç, derdini anlatamayan ve yaşadığı acıyı ifade edemeyenlerin de bulunduğunu kaydetti.
Güneş, bu çocuklar ile köydeki diğer oyun çağındaki çocuklara oyuncak dağıttıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Amacımız, dağıttığımız oyuncakları yaşıtları ile oynamalarını sağlamak ve böylece yaşadıkları travmayı ötelemelerine yardımcı olmaktır. Oyun oynadıkları zaman yaşadıklarını unutuyorlar. Bu da bizim onları yaşama bağlayacak çalışmalarımızı hızlandırmamıza yardımcı oluyor."
"EN ÇOK ERGENLİK ÇAĞINDAKİLER ETKİLENDİ"
Saldırıdan en çok etkilenen yaş grubunun ergenlik çağındakiler olduğunu bildiren Zülküf Güneş, bu çocukların yaşadıkları sürecin farkında olduğunu ve oyun oynamadığını söyledi.
Güneş, ergenlik çağındaki gençlerin yaşıtları ile bir araya gelerek, kendi aralarında dertleştiğini ve yaşadıkları sürecin ağır yükünü birbirleriyle paylaştıklarını ifade etti.
Ergenlik çağındaki bu gençlerin tek başına kalmalarının onlar için büyük risk taşıdığını kaydeden Güneş, şöyle dedi:
"Tek başına kalmaları, onlar için çok daha dramatik sonuçlar doğuracak. Bu kapsamda 2 temel uygulamamız var. Birincisi psikososyal eğitim ile travma sonrası stres tepkilerini ölçme ve azaltmaya yönelik uygulamalar gerçekleştirmek. 1999 depreminden sonra aile bireylerinin tamamını kaybeden bireylere uyguladığımız bir yöntem. Bu yöntemde en önemli baş etme tekniği, resim çizmek. Resim yaparken çocuklar özelikle kırmızı ve siyah renkleri tercih ederler. Kırmızı şiddeti ve öfkeyi siyah ise karamsarlığı ifade eden bir renktir. Bu renklerin yanı sıra çocuklara sarı ve mavi gibi renkleri de kullanmalarını öneriyoruz. Sarı iyimserliği, mavi de serinkanlılığı ve rahatlığı ifade eden renklerdir. Çalışmalarımızda çocukların bu renkleri de kullandıklarını gördük. Bu da buradaki insanların hala ümitlerinin olduğunu gösteriyor. Ancak şu anda yaşadıkları sıkıntının etkisi ile resimlerinde daha çok kırmızı ve siyah renklerin yoğunlukta bulunduğunu belirledik."
"UMUTLARI YEŞERİYOR"
Psikiyatrist, psikolog, rehberlik ve psikolojik danışmanlardan oluşan 6 kişilik ekiple çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini belirten Zülküf Güneş, saldırıdan etkilenenlere yönelik, "Hipnoterapi yöntemini" de uyguladıklarını bildirdi.
Güneş, hipnoz durumunda rahatsızlığı gidermek amacı ile uygulanan tedaviye Hipnoterapi denildiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu telkin yöntemi ile bireylerin yaşadığı acıları unutmalarına ve ötelemelerine imkan sağlayacak şekilde derin nefes alma ve rahatlama yöntemlerini gösteriyoruz. Hipnoterapi yöntemi ile bireylerin yaşadığı acıyı unutmasını veya ötelemesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu yöntemlerin faydasını ileriki zamanlarda göreceğiz.
Yürüttüğümüz çalışmalar meyvesini vermeye başladı. Saldırının yaşandığı ilk günlere oranla hayata daha umutla baktıklarını gösteren resimler yapmaya başladılar. Umutları yeşeriyor. Burada önemli olan konu, her ferde ve çocuğa bu uygulamanın yapılması, bu desteğin verilmesidir. Geçici bir süre değil, tüm yaşamları boyunca onları yalnız bırakmayarak sosyal süreçlerin içinde yer almalarını sağlayarak onları desteklemeliyiz."
Paylaş