Alzheimer’ın 6 farklı türü var!
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları, Alzheimer hastalarının 6 farklı grupta incelenebileceğini ortaya koydu. Böylece Alzheimer hastaları için kişiselleştirilmiş tedavi yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Molecular Psychiatry dergisinde yayımlanan ilgili makalenin başyazarı Shubhabrata Mukherjee çalışmayı şöyle açıklıyor: “Alzheimer hastalığı, göğüs kanseri durumunda da olduğu gibi, tek bir hastalık değildir. Benim düşünceme göre, iyi bir ilaç klinik denemeler sırasında başarısızlığa uğrayabilir çünkü deneklerin hepsi aynı çeşit Alzheimer hastalığı çekmiyor olabilirler.”
Yapılan çalışmaya farklı enstitülerden 19 araştırmacı katkıda bulundu. Ekip, 4.050 tane geç-başlangıçlı Alzheimer hastasını, tanı koyma sırasındaki bilişsel işlevlerine dayanarak 6 gruba ayırdı. Ardından, bu gruplar arasındaki biyolojik farkları bulmak için genetik verileri kullandı. Ekipten Paul Crane, sonuçların heyecan verici olduğunu belirtiyor: “Bilişsel olarak alt gruplara ayrılan Alzheimer hastaları arasında azımsanamayacak biyolojik farklılıklar bulduk.” Genetik farklılıklarla ilişkili bilişsel alt grupların belirlenmesi, Alzheimer hastalığı için hassas ilaç yaklaşımı geliştirilmesine yönelik önemli bir gelişme niteliği taşıyor.
Katılımcılar dört ayrı alanda bilişsel puan aldı: Bellek, uygulama işlevi, dil ve görsel-mekânsal işlev. En kalabalık grup (%39) dört alanda da birbirine yakın puanlar aldı. İkinci en kalabalık grubun (%27) bellek puanı, diğer alanlardaki puanlarından epeyce düşüktü. Daha az kişiden oluşan gruplarda, dil puanı diğerlerinden epeyce düşük olan (%13), görsel-mekansal işlev puanı diğerlerinden epeyce düşük olan (%12) ve uygulama işlevi puanı diğerlerinden epeyce düşük olan (%3) hastalar vardı. %6’lık bir dilimde ise diğer puanlarından çok daha düşük puan aldıkları iki alan olan kişiler vardı.
Katılımcılar dört ayrı alanda bilişsel puan aldı: Bellek, uygulama işlevi, dil ve görsel-mekânsal işlev.
Yaş ortalaması 80 olan katılımcılar 5 ayrı çalışmadan geliyordu ve anlamlı şablonları algılamak amacıyla, tüm çalışmalardaki nöro-fizyolojik sınama puanlarının standartize edilmesi iki yıldan uzun süre aldı. Araştırmacılar, alt grupların biyolojik olarak ayrık olup olmadıklarını anlamak için genom çapında genetik veriler kullandı.
Bilimciler, genetik ilişkilendirmenin çok güçlü olduğu bir alt grupta, insanlarda en sık rastlanan genetik çeşitlilik biçimi olan tekil nükleotit çok-biçimliliğinden (İng. single nucleotide polymorphism – SNP), genomun belirli yerlerinde 33 tane buldu. Her bir SNP, tek bir DNA nükleotitindeki fark anlamına gelir. Yani SNP belirlenen iki bireyin genomunun belli bir noktasındaki nükleotit aynı değildir. Bulunan genetik ilişkiler, daha önce yapılmış olan geniş kapsamlı bir uluslararası çalışmada saptanan en kuvvetli etkilerden daha kuvvetliydi. Söz konusu eski çalışmada, Alzheimer hastalığı tek bir homojen durum olarak ele alınmıştı ve Alzheimer hastalığı riski ile ilişkilendirilebilecek 20 SNP bulunduğu açıklanmıştı. Yeni çalışma ise tek bir alt grup için 33 SNP buldu.
Çalışmada ayrıca APOE geninin belli bir varyantı ile bellek alt grubu riski için özellikle güçlü bir bağlantı saptandı. APOE-e4 aleli, ataları Avrupalı olan kişilerin Alzheimer hastalığına yakalanması konusunda çok güçlü bir risk faktörü oluşturuyor. Ayrıca görünüşe bakılırsa, kişinin hangi bilişsel altgrup çeşidindeki Alzheimer hastalığına yakalanacağı üzerinde de etkisi var.
İnsanlar şu anda doğrudan tüketiciye ulaştırılan ücretli gen testleri ile kendilerinde APOE-e4 aleli olup olmadığına bakabiliyorlar; ancak araştırmacılar APOE-e4 aleline sahip olduğu hâlde Alzheimer hastalığına hiç yakalanmayan pek çok kişi olduğunu vurguluyor. Yanı sıra, bilinen herhangi bir genetik risk faktörü taşımadığı hâlde Alzheimer hastalığına yakalanan da çok sayıda insan var.
BİLİM FİLİ
Paylaş