Antisosyal Kişilik Bozukluğu Nedir?

Antisosyal kişilik bozukluğu (ASPD), kişinin sosyal normları, etik kuralları ve başkalarının haklarını sürekli olarak göz ardı ettiği, empati eksikliği ve suç eğilimleri gösterdiği bir kişilik bozukluğudur. Bu bozukluğa sahip bireyler, başkalarına karşı saygısız, manipülatif, dürtüsel ve saldırgan davranışlarda bulunabilirler. Toplumda genellikle "sosyopat" veya "psikopat" olarak anılsalar da bu terimler tıbbi tanımlama yerine halk arasında kullanılan ifadelerdir. Antisosyal davranışlar çoğu zaman bireyin çevresinde olumsuz etkilere ve sorunlara yol açar. Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip bir bireyle sürekli iletişim halinde olmak yorucu ve zorlayıcı olabilir; bu yüzden sınır koymak, duygusal olarak koruyucu bir yaklaşım benimsemek ve gerektiğinde profesyonel destek almak hem sizin hem de diğer ilişkilerinizin sağlıklı kalmasına katkı sağlar.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Nedir?

Antisosyal kişilik bozukluğu (ASPD), kişinin sosyal normları, etik kuralları ve başkalarının haklarını sürekli olarak göz ardı ettiği, empati eksikliği ve suç eğilimleri gösterdiği bir kişilik bozukluğudur. Bu bozukluğa sahip bireyler, başkalarına karşı saygısız, manipülatif, dürtüsel ve saldırgan davranışlarda bulunabilirler. Toplumda genellikle "sosyopat" veya "psikopat" olarak anılsalar da bu terimler tıbbi tanımlama yerine halk arasında kullanılan ifadelerdir.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Belirtileri:

- Başkalarının Haklarını İhlal Etme: ASPD'li bireyler, başkalarının haklarını önemsemezler ve toplumun kabul ettiği etik ve yasal normlara uymakta güçlük çekerler.

- Manipülasyon ve Yalan Söyleme: Başkalarını kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmekten veya yalan söylemekten çekinmezler.

- Empati Eksikliği: Başkalarının duygularını anlamakta zorlanırlar ve empati kurmakta eksiklik gösterirler.

- Suçlu Davranışlar: Zarar verici veya yasa dışı davranışlar sergileyebilirler. Bu bireyler genellikle çocukluk veya ergenlikte başlayan davranış sorunları gösterirler.

- Dürtüsellik ve Planlama Eksikliği: Düşünmeden hareket etme eğilimindedirler, bu da tehlikeli veya yıkıcı davranışlara yol açabilir.

- Sorumsuzluk: İş, finans veya ilişkiler gibi sorumluluk gerektiren alanlarda yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanırlar.

- Suçluluk veya Pişmanlık Hissi Eksikliği: Bu kişiler, başkalarına verdikleri zarardan dolayı pişmanlık ya da suçluluk hissetmezler ve genellikle vicdani bir rahatsızlık duymazlar.

Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Nedenleri

ASPD’nin nedenleri tam olarak bilinmese de, genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin kombinasyonundan etkilendiği düşünülmektedir. Örneğin:

- Genetik Yatkınlık: ASPD, aile geçmişinde antisosyal davranışlar veya kişilik bozuklukları olan bireylerde daha yaygındır.

- Beyin Yapısı ve Fonksiyonu: Beyin taramaları, bu bireylerde duygusal kontrol ve empati ile ilgili beyin bölgelerinde farklılıklar olduğunu göstermektedir.

- Çocuklukta Travma ve İhmalkarlık: Fiziksel veya duygusal istismar, ihmal ve ebeveyn ihmali, ASPD gelişiminde rol oynayan çevresel faktörler arasındadır.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Tedavi Yöntemleri

Antisosyal kişilik bozukluğu, tedavisi zor bir rahatsızlıktır çünkü bu bireyler genellikle sorunlarını kabul etmezler ve terapiye karşı dirençli olabilirler. Bununla birlikte, psikoterapi (özellikle bilişsel davranışçı terapi), kişinin dürtüsel davranışlarını kontrol etmeyi ve empati geliştirmeyi öğrenmesine yardımcı olabilir. Grup terapileri ve davranışçı terapiler, bazı bireylerde sosyal becerileri geliştirme konusunda faydalı olabilir.

Antisosyal davranışlar nelerdir?

Antisosyal davranışlar, toplumun genel kabul görmüş norm ve kurallarına aykırı olan, başkalarına zarar verme veya onları manipüle etme gibi özellikler taşıyan davranışlardır. Bu davranışlar, empati ve vicdan eksikliği ile karakterize edilir ve genellikle antisosyal kişilik bozukluğu gibi psikolojik durumların bir belirtisi olabilir. İşte antisosyal davranışların bazı yaygın örnekleri:

- Yalan Söyleme ve Manipülasyon: Antisosyal bireyler, başkalarını kendi çıkarlarına göre yönlendirmek veya aldatmak amacıyla sürekli olarak yalan söyleyebilir. Bu kişiler, başkalarının duygularını kullanarak manipülatif davranışlar sergileyebilirler.

- Saldırganlık ve Şiddet Eğilimi: Fiziksel veya sözlü saldırganlık, antisosyal davranışların belirgin özelliklerinden biridir. Bu bireyler, öfkelerini kontrol etmekte zorlanabilir ve çevrelerine zarar verebilirler.

- Empati Eksikliği: Antisosyal kişiler, başkalarının duygularını anlamakta zorlanır ve onları önemsemez. Bu, duygusal olarak başkalarına zarar vermekten çekinmemelerine neden olabilir.

- Yasa Dışı veya Suçlu Davranışlar: Hırsızlık, dolandırıcılık veya diğer yasa dışı faaliyetlerde bulunmak antisosyal davranışların bir göstergesi olabilir. Bu bireyler, toplum kurallarını önemsemez ve sık sık yasal sınırları zorlarlar.

- Sorumluluk Almaktan Kaçınma: İş, aile veya finans gibi alanlarda yükümlülüklerini yerine getirmezler ve çoğu zaman başkalarının desteği olmadan kendi ayakları üzerinde duramazlar.

- Dürtüsellik: Antisosyal bireyler, davranışlarının sonuçlarını düşünmeden hareket ederler. Ani kararlar alarak riskli veya tehlikeli davranışlarda bulunma eğilimindedirler.

- Pişmanlık veya Suçluluk Hissi Eksikliği: Yaptıkları olumsuz davranışların ardından pişmanlık veya suçluluk duymazlar ve zarar verdikleri kişiler için üzüntü göstermezler.

- İstikrarsız İlişkiler: Antisosyal bireyler, başkalarıyla derin ve sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanır ve ilişkilerinde istikrarsızdır. Başkalarını kendi çıkarları için kullanabilir, bağlanmadan veya samimiyet göstermeden ilişkilerden faydalanabilirler.

Antisosyal kişilik bozukluğu olanlara nasıl davranılmalı?

Antisosyal kişilik bozukluğu (ASPD) olan bireylerle etkileşimde bulunmak oldukça zorlayıcı olabilir. Bu bireylerin empati eksikliği, manipülatif davranışlar ve pişmanlık hissetmeme gibi özellikleri, yakın çevrelerinde stres ve gerginliğe yol açabilir. Ancak doğru yaklaşımlar, iletişimi daha sağlıklı hale getirebilir ve her iki tarafın da bu süreçten en az zararla çıkmasına yardımcı olabilir. İşte ASPD olan bireylere karşı yaklaşımda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar:

- Sınır Koyma: ASPD olan bireyler manipülasyon eğiliminde olabilirler. Bu nedenle, başkalarının sınırlarını zorlayabilir veya kişileri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışabilirler. Net sınırlar koymak ve bu sınırları korumak, onların manipülatif davranışlarını sınırlamaya yardımcı olabilir.

- Duygusal Mesafeyi Koruma: Antisosyal bireylerle ilişkilerde duygusal olarak fazla yakınlaşmak risklidir. Onların empati eksikliği ve kendini öne çıkaran davranışları, duygusal olarak yıpratıcı olabilir. Bu nedenle, duygusal olarak bir mesafe bırakmak ve fazla bağlanmamak, kendinizi korumanızı sağlar.

- Tutarlı Olmak: ASPD’li kişiler başkalarını sınamak veya onları şaşırtmak için davranışlarında ani değişiklikler yapabilirler. Tutarlı ve sakin bir tavır sergilemek, onların tepkilerini minimize etmeye ve manipülatif çabalarını sınırlandırmaya yardımcı olabilir.

- Kişisel Almayın: Bu bireylerin eleştirici, suçlayıcı veya empati yoksunu davranışları, başkalarını etkilemek için yapılan eylemler olabilir. Bu davranışları kişisel olarak almak yerine, antisosyal kişilik bozukluğunun bir sonucu olarak görmek daha sağlıklı bir yaklaşım olur.

- Güven Konusunda Dikkatli Olun: ASPD olan bireyler dürüstlükten yoksun olabilirler ve kendi çıkarları için yalan söyleme veya başkalarını yanıltma eğiliminde olabilirler. Bu nedenle, güven gerektiren durumlarda temkinli olmak ve söylediklerini doğrulamaya özen göstermek önemlidir.

- Uzman Desteğini Teşvik Etmek: ASPD’li bireyler genellikle tedaviye gönüllü değildirler, ancak terapi veya profesyonel destek onların dürtüsel davranışlarını yönetmelerine yardımcı olabilir. Kendi başınıza onları değiştirmektense, bir uzmandan destek alabilecekleri bir yolu desteklemek daha faydalı olur.

- Kendi Psikolojik Sağlığınızı Öncelik Edin: ASPD olan bireylerle uzun süreli veya yakın bir ilişki içindeyseniz, kendinizi korumak ve kendi ruh sağlığınıza öncelik vermek önemlidir. İhtiyaç duyarsanız bir psikolog veya terapistten destek almak, bu zorlu etkileşimleri yönetmenize yardımcı olabilir.

Antisosyal kişilik bozukluğu dsm-5 tanı kriterleri neler?

DSM-5’e (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, 5. Baskı) göre antisosyal kişilik bozukluğu (ASPD) tanısı için belirli kriterlerin karşılanması gerekir. ASPD, özellikle 15 yaşından itibaren ortaya çıkan sürekli olarak başkalarının haklarını ihlal etme ile karakterizedir. DSM-5’te bu bozukluğun tanısı için aşağıdaki kriterler sıralanmıştır:

- A. Aşağıdakilerden en az üçünün varlığı ile kendini gösteren, sürekli olarak başkalarının haklarını ihlal etme modeli:

- Yasalarla Uyum Sorunları: Suç sayılan davranışları tekrar tekrar sergileyerek, toplumun yasal normlarını dikkate almama.

- Yalan Söyleme ve Aldatma: Kişinin kendisi veya çıkarları için tekrarlayan şekilde yalan söyleme, takma ad kullanma veya başkalarını dolandırma gibi aldatıcı davranışlar sergilemesi.

- Dürtüsellik: Ani kararlar alarak dürtüsel hareket etme; geleceği planlamada zorluk yaşama.
Saldırganlık ve Saldırganlıkla İlgili Kavgalar: Fiziksel kavgalar veya saldırılar gibi tekrarlayan saldırganlık ve dürtüsellik gösterme.

- Kendini ve Başkalarını Tehlikeye Atma: Başkalarının güvenliğini tehlikeye atacak şekilde dikkatsiz davranma ve kendi güvenliğini önemsememe.

- Sürekli Sorumluluk Almaktan Kaçınma: İş veya mali yükümlülükler gibi sorumluluklarını yerine getirmeme ve bu konularda istikrarsızlık.

- Pişmanlık veya Suçluluk Eksikliği: Başkalarına zarar veren veya kötüye kullanan davranışları karşısında pişmanlık veya suçluluk duymama.

B. Bireyin en az 18 yaşında olması gerekir.

C. Bu bozukluğa dair kanıtların, 15 yaşından itibaren bir davranım bozukluğu (conduct disorder) geçmişi ile başlamış olması gereklidir. Bu durum, kişinin çocukluk veya ergenlik yıllarında başkalarının haklarını ihlal eden, toplumun kurallarına karşı gelen davranışlar sergilemiş olmasını içerir.

D. Antisosyal davranışların yalnızca şizofreni veya bipolar bozukluk gibi başka bir ruhsal bozukluğun seyrinde ortaya çıkmıyor olması gereklidir.

Bu kriterlere göre, antisosyal kişilik bozukluğuna sahip bir bireyin, kendisi ve çevresindekiler için sürekli olarak problem yaratacak şekilde dürtüsel, sorumsuz ve empati yoksunu davranışlar sergilemesi beklenir.

Antisosyal kişilik bozukluğu testi var mı?

Antisosyal kişilik bozukluğunu (ASPD) tanımlamak için spesifik olarak geliştirilmiş bir "test" olmamakla birlikte, ruh sağlığı profesyonelleri tarafından bu bozukluğu değerlendirmek ve teşhis koymak için kullanılan bazı standart değerlendirme araçları ve yöntemler mevcuttur. Bu araçlar, DSM-5 tanı kriterlerine ve bireyin davranışsal öyküsüne göre tanı koymaya yardımcı olur.

İşte antisosyal kişilik bozukluğunu değerlendirmede kullanılan bazı yöntemler:

Kişilik Testleri:

Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI-2): Bu test, kişinin kişilik özelliklerini ve davranış kalıplarını analiz etmek için kullanılır. ASPD özellikleri taşıyan bireylerde, belirli alt ölçeklerde yüksek puanlar gözlemlenebilir.

Milan Kişilik Envanteri (MCMI): Özellikle kişilik bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılır ve antisosyal kişilik özelliklerini tanımlamak için yardımcı olabilir.

Hare Psikopati Kontrol Listesi (PCL-R): ASPD’nin daha şiddetli bir alt türü olan psikopatiyi ölçmek için geliştirilmiştir. Klinik ortamlarda kullanılmak üzere geliştirilmiş bir araçtır ve detaylı bir değerlendirme gerektirir.

Klinik Görüşme ve Davranışsal Öykü:

Ruh sağlığı profesyonelleri, bireyin yaşam öyküsünü, çocukluk davranışlarını, yasaları ihlal edip etmediğini, dürtü kontrolünü ve başkalarıyla ilişkilerdeki kalıplarını inceleyerek tanı koyabilir.

DSM-5 kriterleri doğrultusunda, bireylerin davranış geçmişi, 15 yaşından itibaren davranım bozukluğu belirtileri gösterip göstermediği gibi bilgiler de değerlendirmeye dahil edilir.

Gözlem ve Aile Görüşmeleri:

Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki davranışlar hakkında aile bireylerinden bilgi almak, antisosyal kişilik bozukluğunun gelişim sürecini değerlendirmede önemli olabilir.

Bu testler ve değerlendirmeler sadece ruh sağlığı profesyonelleri tarafından uygulanmalıdır; çünkü antisosyal kişilik bozukluğu, diğer psikiyatrik bozukluklardan ayırt edilmesi gereken karmaşık bir durumdur. Bu araçlar, bireylerin iş, sosyal ve kişisel yaşamlarındaki işlevsellik düzeylerini ve ilişkilerdeki kalıplarını anlamaya yönelik kapsamlı bir değerlendirme yapmayı amaçlar.

 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:28 Ekim 2024

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.