A.A
“Intraoperatif MR” teknolojisine ilişkin Alman Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Direktörü Prof. Dr. Talat Kırış, ilk denemeleri 10 yıl önce başlayan “Intraoperatif MR”ın bugün dünyada hala sayılı olduğunu anlattı.
Prof. Dr. Kırış, beyin ameliyatlarında 1990'ların başında “navigasyon” teknolojisinin ortaya çıktığını, bu teknolojide hastanın MR'ının çekilerek navigasyon aletine tanıtıldığını, böylece kafatasına kalem benzeri bir aletle dokunulunca hastanın beynindeki çeşitli bölgeleri görme imkanının sağlandığını anlattı.
Prof. Dr. Kırış, ancak bu teknolojinin, kafatası açıldığında içinde bulunan suyun boşalmasıyla beynin çekilen MR'daki görüntüyle aynı olmaktan çıktığı için bir miktar risk taşıdığını, yine de halen dünyada yaygın olarak kullanıldığını söyledi.
“Intraoperatif MR”ın ilk olarak Harvard Üniversitesi'nde Peter Black adlı beyin cerrahı öncülüğünde ortaya çıktığını ve “Madem ki bir MR aleti var, biz bunu niye ameliyathaneye almayalım?” düşüncesiyle devreye girdiğini belirten Prof. Dr. Kırış, ancak “Intraoperatif MR”ının dünyada az sayıda merkezde kullanıldığını aktardı.
Prof. Dr. Kırış, eskiden beyin ameliyatları öncesinde tümörün yerinin tespitine yönelik ince hesaplar yapıldığını, bu nedenle yanılma payı bulunduğunu, yeni MR teknolojisinde ise net olarak yer tespiti yapılması nedeniyle kafatasının daha küçük açıldığını kaydetti.
ÖNEMLİ AVANTAJ
“Intraoperatif MR”ının ameliyat sırasında da kullanılabilmesinin çok önemli bir avantaj olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kırış, şöyle devam etti:
“Ameliyatta tümörü çıkartamadıysanız çıkartamadınız. Tekrar kapatıp MR çekip, yeniden kafatasını açma diye bir şansınız yok. Çünkü bu tümörlerin bir bölümü aynen beyin gibidir. Hiç farkı yok. Bu yeni teknolojide, ameliyat sırasında çektiğiniz MR'la tümör çıkmış mı çıkmamış mı biliyorsunuz. Ameliyat sırasında aynı zamanda operasyonun kontrolünü yapıyoruz.”
Beyin tümörlerinin bazılarının beynin dokunulması riskli merkezlerine yakın olabildiğini de ifade eden Kırış, şöyle konuştu:
“Bunlar zor tümörler. Büyükler ve tehlikeli bölgelere yakın bulunuyorlar. Onun için ameliyat sırasında birkaç kez MR'ı çekerek tümörü çıkartıyoruz. Önce gerçek zamanlı navigasyon kılavuzluğunda tümöre ulaşıyoruz. Tümörü çıkarmaya başlayıp belli bir aşamada MR'ı çekiyoruz. Kalan tümör miktarını tespit ediyoruz. Yine gerçek zamanlı navigasyonla riskli bölgeleri haritalayabiliyoruz. Bu bölgelere işaret koyup o tehlikeli yerden daha ileriye gitmemeye çalışıyoruz. Böylece oraların hasar görmemesini sağlıyoruz. Bazen bir ameliyat sırasında 4-5 kez MR'ı çekerek en az riskle tümörün tamamını çıkartıyoruz.”