BEYNİMİZ DUYGULARIMIZIN ADRESİ
Beynimiz kainattaki en karmaşık yapıyı oluşturuyor. Bu karmaşık sistemi çözebilmek için bilim seferber olsa da, şu an beynimize ait birçok bilgi gizemini koruyor. Duygular beyni, beyin yapısındaki değişimler duyguları etkiliyor...
Son dönemdeki bilimsel gelişmelerle duygular ya da beyin işlevleri kontrol altına alınabiliyor. Kişinin her söylediğini anlamak mümkün. Ama tam olarak ne düşündüğü anlaşılamıyor? Peki, doğruyu bulmaya ne kadar yakınız. Bilim beynin şifrelerini çözmede hangi aşamada? Duygu ve beyin arasındaki ilişkiyi çözmek için hangi yöntemler kullanılıyor?.. Türkiyenin ilk Nöropsikiyatri Hastanesi NPİstanbul'da eğitim vermek üzere gelen ABD Nöropsikoloji ve Bilişsel Performans Enstitüsü'nün yöneticisi ve kurucu ortaklarından Dr. Kamran Fallahpour, beyin ve duygular arasındaki ilişki ve bunları kontrol etme yolları hakkındaki sorularımızı cevapladı...
- Nöropsikoloji nedir?
Nöropsikoloji, nörolojinin ve psikolojinin birlikte kullanıldığı bir alan. Nöroloji, beyin işlevleri, psikoloji ise ruhsal durumumuzla ilgileniyor. Nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevlerinin ruhsal durumumuzu nasıl etkilediğini inceliyor.
- Duygularımız beynimizin işlevlerini etkileyebiliyor mu?
Duygularımız beynimizi bir şekilde etkileyebiliyor. Meselâ, günlük hayatımızda yaşadığımız stres, beynin işlevlerinde bir takım değişiklikler yaratıyor. Beynimizin belli bölümleri duygularımızı kontrol ediyor. Bir sorunla karşı karşıya kaldığımızda, beynimizin duyguları kontrol eden kısımları diğer bölgelerini egemenliği altına alıyor, bir şekilde baskılıyor. Bunun sebeplerini araştırıyoruz. Gelişen tekniklerle ve nörolojik geri bildirim yöntemlerini kullanarak, artık beynimizin duyguları kontrol eden kısımlarını güçlendirebiliyoruz.
- Duygular beynin fonksiyonlarını etkiliyor. Aynı şekilde beynin yapısındaki biyolojik bir bozukluk da duygularımızı etkiliyor mu?
Evet. Duygularımız beynimizi etkilediği kadar, beynimiz de duygularımızı etkiliyor. Beynin duyguları etkileyen bazı merkezleri var. Yeni geliştirilen tekniklerle kişinin duygularını kontrol edebilmesi sağlanabiliyor. Duygu merkezleri güçlendirilerek, davranışlar ve duygular değiştirilebiliyor.
DÜŞÜNCELER ANLAŞILAMIYOR
- Kişinin gerçek düşüncelerini öğrenmek mümkün mü?
Beyin şu anda bile çok karmaşık bir yapıya sahip. Bugün kullanılan tekniklerde birebir kişinin ne düşündüğü, ne hissettiği, ne gördüğü anlaşılamıyor. Aklından geçenler direkt olarak açıklanamıyor. Ama, stres halinde mi, uyanık mı, dikkatini yoğunlaştırıyor mu, bir şeyi daha önce gördüyse onu hatırladı mı bilgileri edinilebiliyor. Son zamanlarda yapılan bir araştırmada, kişinin siyasi partilerden hangisine daha yakın olduğu duygusu tespit edildi.
- Kişinin gerçek düşüncesi anlaşılmadığına göre, yalan makineleri ne işe yarıyor?
Beynin otomatik reaksiyonları var ve bunlar kişinin tepkisinden, sözlerinden önce oluşuyor. Beyne bağlanan elektrotlarla kişinin öncü sinyallerini yakalayabiliyoruz. Meselâ, cinayet işleyen bir kişiye, cinayet işlediği aleti gösterdiğinizde eğer kişi onu daha önce gördüyse, saniyenin çok daha az bir süresinde beyin sinyal veriyor. Ancak bunun da önüne geçmek mümkün. Bazı yöntemlerle bu sistemin çalışması da günümüzde engellenebiliyor.
- Doğruya ne kadar yakınız?
Kişinin yalan söylediğini biliyoruz ama doğrunun ne olduğunu bilemiyoruz. Bu konuda araştırmalar FBI ile birlikte yürütülüyor.
- Beynin duygulara, duyguların beyne etkisini belirlemeye yarayan teknolojik gelişmeler nelerdir?
Biyo- feedback (Biyo geri bildirim): Eğer beyin yapısı hakkında belli bir bilginiz varsa ve bunun farkındaysak, olumsuzlukları başladığı anda önlemek mümkün. Meselâ, stres kalp atışımızı artırıyor, terlememizi sağlıyor, panik durumu yaratıyor. Bu durumları başlangıç aşamasında kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz. Biyo-feedback, vücudumuza bağlanan bir aletle kalp atış hızımızı kontrol etme imkânı tanıyor. Böylece stres karşısında kalbimiz sıkışmaya başladığı zaman hangi yöntemleri kullanacağımızı, bu durumdan nasıl kurtulabileceğimizi öğreniyoruz.
Nöro-feedback (Nöro geri bildirim): Beynimizin duyguları kontrol eden bölümünde neler olduğunu teknoloji yardımıyla görebiliyoruz. Bunları kontrol etmeyi cihazlara bağlanıp, eğitim süresince öğreniyorsunuz. Ne düşünürseniz kalbinizin atışı düzene giriyor. Ne yaparsanız daha az stresli oluyorsunuz. Eğitim sonunda, öğrenilen bu davranışlar günlük hayata da yansıtılabiliyor.
TÜRK İNSANI STRESİ KONTROL ETMELİ
- Türk insanının psikoloji alanındaki teknolojilere bakış açısını nasıl buluyorsunuz?
Türkiye'de kişiler beyin ve duygu arasındaki dengede teknolojiyi kullanmaya çok hazır. Bu kullanımın uluslararası araştırmalarda da oldukça olumlu etkileri olduğunu düşünüyorum..
Öte yandan, İstanbul gittikçe modern bir şehir oluyor. Bu da stresin günden güne artmasına yol açıyor. Bu yüzden kişilerin kendi bedenlerini ve duygu durumlarını kontrol etmek zorunlulukları var.
- Kişi kendi kendine beyindeki salgılamaları kontrol edebilir mi?
Bu yönde pratik tavsiyeleriniz nelerdir? Bedeninizin strese karşı verdiği tepkileri bedeninizi dinleyerek tespit edebilirsiniz. Bedende ağır tepkiler yaratan stres durumlarından uzak durabilirsiniz. En ufak bir sinyal bile (kalp atışı, kas gerginlikleri, ellerde soğuma) dikkate alınmadığında önemli sonuçlar doğurabilir. Bu durumda kitap okuyarak ya da küçük aralar vererek, egzersiz yaparak dikkatinizi dağıtmanızda fayda var.
Neslihan SÖZEN / İSTANBUL
KAYNAK: //www.bugun.com.tr/
Paylaş