Bu duygu sadece annelere özel bir yetenek
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan anneliği ve annelerin duygularını yazdı…
Annelik duygusu, kadın psikolojisindeki temel duygulardan biridir. Canlılar içerisinde çok özel bir histir. Hatta bazı filozoflar, ‘iyilik duygusunun dünyaya girdiği kapı, annelik duygusudur’ derler. Çünkü annelik duygusu içinde sevgi, şefkat, iyilik, doğruluk, merhamet gibi çok farklı duygu tabakaları vardır. Annelik, bu duygu katmanlarının hepsini içine alır. Onda bir insanın iyi olmasına yarayacak ve onu mutlu edecek her şeyi bulabiliriz.
ANNELİK EĞİLİMİ BİYOLOJİK Mİ
Araştırmalar içerisinde annelik eğiliminin biyolojik olduğunu söyleyenler de vardır. Meselâ kırlangıçlar, yuvalarında yangın çıksa, ateşe dalıp yavrularını kurtarmaya çalışır. Tavuğun yavrularına vahşi bir hayvan saldırsa; o yavrularını tehlikeden kurtarmak için kendini feda eder, hayvanı üzerine çekmek için ona saldırır. Bu örnekler, annelik duygusunun temel bir duygu olduğunu gösterir.
Annelik duygularını tanımlamak için biyolojide ‘içgüdü’ kavramı kullanılır. Fakat artık bu kavram tartışılmakta, ‘içgüdü’ nün yerini, ‘tandans’ kelimesi almaktadır. Şimdilerde anneliğin bir eğilim olduğu ve bunun sosyal eğilimler içerisindeki en önemlisi olduğu konuşulmaktadır. Hayvanlarda da sosyal eğilim ve duygular vardır. Sempati, sevgi ve annelik duyguları bunlardan sadece bazılarıdır. Meselâ hayvanların beyinlerinde anneleri etrafında toplanma eğilimi, annelik tandansı vardır. Aralarında bir bağ oluşturarak birbirlerini çekerler. Bu elektromanyetik bir enerji tarzındadır.
MESELA SEVGİNİN…
Ses, koku, sevgi hepsi birer elektromanyetik enerjidir. Meselâ bizim işitmede duyduğumuz spektrum, 16.000 ile 20.000 hz. arasındadır. Hatta beyin yıkama yapanlar, kişiye fark ettirmeden ve ne duyduğunu anlamadan onun beynine, işitme spektrumunun hemen alt ve üst eşiğine yakın frekansta bilgiler verirler. Her frekans, ayrı bir iletişim oluşturur. Meselâ sevginin elektromanyetik dalga boyunda, yavru ile anne hayvan arasında bir iletişim ve bir bağ oluştuğunu görüyoruz. Bu bağın manevi olduğu söylenir, ama maddi boyutu da var. Nötron ile elektron arasındaki bağ ne kadar manevi ise, anne ile yavru arasındaki bağ da o kadar manevidir. Nükleer enerji elektron boşalımıdır. Sevgi bağında ise maddeye yakın bir elektron transferi vardır.
Bir kimse, annelik duygusunun formülünü bulur ve kendisine o duygunun formülünü uygularsa, onda annenin çocuğuna yaptığı etkileşimi yapacaktır ki; hipnoz belki de budur. ‘Hipnotik transferas’da da, enerji transferi oluşur. Bu yüzden, annelik duygusunun beş duyunun sınırındaki altıncı bir duyu olduğunu söylemek abartılı değildir.
ANNELİK BEYİNDE YAZILI PROGRAM UYGULAMASI
Annelik tandansı (eğilimi) içinde hem duygu, hem de beyinde yazılı bir programın uygulanması vardır. Çocuk olduktan sonra annenin beyninde yazılı olan program devreye girer ve artık anne ona göre duygular yaşar. Meselâ bu dönemde lohusalık depresyonu oluşur. Bu süreç bazı kadınlarda daha belirgindir ki, onların beyinlerinde seratonin azalır. Seratonin insanın ruh halini yöneten hücrelerin kimyasalıdır. Kişilerde bu madde azalırsa, ortaya depresif bir eğilim çıkar.
Yalnız kalan annelerde lohusalık psikozu, ‘çocuğuma bakamayacağım’ korkusu oluşur. Bu sebeple bizim geleneklerimizde lohusa kadın kırk gün yalnız bırakılmaz. Bu sonuca deneyerek ulaşılmıştır. Özellikle ilk çocuklarda anne, ‘çocuğu bakamayacağım, ona iyi annelik yapamayacağım veya çocuğun nefesi durursa?’ gibi korkular taşır. Hatta bu korkular yüzünden, uyuması gerektiği halde uyuyamaz. Ama yanında birisi olursa, ‘çocuğuma bakan biri var’ diye düşünerek, rahatça uyuyabilir. Anneliğin ilk altı haftalık döneminde kadını yalnız bırakmamak çok önemlidir. Kadın uyuyabilmesi şartıyla, kendini altı haftada toparlayabilir.
NPGRUP
Paylaş