DAMGALANMANIN DÜŞMANI
PSİKOHAYAT DERGİSİ
Damgalanmanın önündeki en büyük engel önyargılardır. Önyargılar değiştiğinde veya yok edildiğinde damgalanma düzelir.
Bu da ancak diyalog ve sosyal temasla mümkün olur. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan anlatıyor:
İnsanlar arasındaki sosyal temas ve diyalog, damgalanmayı değiştirir. Örneğin 1960'lı yıllarda ABD'de zenci-beyaz ayrımı çok kesin hatlardaydı. Aynı otobüslerde ve aynı restoranlarda bulunmuyorlardı. Daha sonraki yıllarda serbest fikir özgürlüğü ve serbest insan etkileşimi ortaya çıkınca zencilerle aynı iş yerinde çalışan, aynı mekânı kullanan insanlar, zencilerin de korkulacak gruplar olmadıklarını gördüler. Onların insan dışı varlıklar olmadıklarını anladılar. Sosyal temasları arttıkça onlarla evlenebildiklerini hatta zenci kökenli birini devlet başkanı olarak seçebileceklerini gördüler. Böylece Amerika'da zenci damgalanması dağıldı.
Hâlâ insanlarla temasını kesen, izole bir ada yaparak kendi kültürel ya da ırk üstünlüğünü devam ettirmek isteyen bireyler mevcuttur. Bu tür damgalanmaya karşı en önemli çözüm diyalog ve sosyal temastır.
DAMGALANMA NASIL YOK EDİLİR?
Damgalanmanın önündeki en büyük engel önyargılardır. Önyargılar değiştiğinde veya yok edildiğinde damgalanma düzelir. Bu nedenle damgalanma ile ilgili yapılacak çalışmalar önyargılar üzerinde yapılan çalışmalardır. Önyargıları değiştiren çalışmaların içerisine bilgi sosyolojisi, kültürel psikoloji ve damgalanmanın biyolojik boyutu da girer.
Beyin araştırmaları sırasında gerçekleştirilen fonksiyonel MR çalışmaları var. MR'a giren kişiye bir konu hayal etmesi istenir. Konuyu hayal ettiğinde beynin hangi bölgesi çalışıyorsa onunla ilgili görüntüler alınır.
Mesela kişiden müşfik bir annenin veya yanık bir insan vücudunun görüntülerini hayal etmesi istendiğinde, beynin hangi bölgesinin çalıştığına bakılır. Bu kişinin yetiştiği kültüre göre beyinde onunla ilgili imajinasyon, biyolojik bir alt yapı oluşur.
Damgalama aslında dışarıda değil, beyinde gerçekleşir. Görüntü bilgi kaydı şeklinde olur ve beyinde bir tanımlama yapılır, onunla ilgili bir imaj oluşur. Damgalanmayı yok etme amacıyla beyindeki bu imaj değiştirilir. Bu değişikliği yapabilmek için de beyne giriş çıkış olması gerekir. Bilgi giriş ve çıkışı da sosyal temasla gerçekleşir. Bu sebepten dolayı damgalanma toplumun homojenliğini etkileyen bir durumdur.
SIFIR DAMGALANMA MÜMKÜN MÜ?
Sıfır damgalanma mümkün değil, doğru da değildir. İnsanlar tek tür yaratılmamıştır; dil farklılıkları, ırk farklılıkları gibi tanımları vardır. Damgalanma bir tanımlama şeklinde olursa faydalıdır ama damgalanma bir aşağılama şeklinde olursa çok kültürlülüğe aykırıdır. Çok kültürlülük ortak hedef olarak seçildiğinde damgalanma sadece tanım olarak kabul edilebilir. Fakat çok kültürlü ortamda, bir kültürün diğer kültürden üstün görülmesi durumunda damgalanma karşı tarafı uzaklaştırmak için kullanılmış olur. Böyle bir tutumla kültür çatışmaları ve kültür savaşları amaçlanmış olur.
Ortak bir hedef belirlemek ve o hedefe giderken işbirliğini sağlamak damgalanmayı ve damgalanmadan kaynaklanan çatışmayı önler. Eğer damgalanmış gruplar, ortak bir hedef belirleme yerine rekabete teşvik edilirse çatışma artırılmış olur. Bu durum da çok kültürlülüğün en büyük düşmanı haline gelir ve toplumdaki paylaşıma zarar verir.
Kültürlerin barış içinde bulunması hedefleniyorsa, böyle durumlarda olumsuz damgalanmalar ile mücadele edilmesi gerekir. Kültürlerin birbiriyle çatışması isteniyorsa, bu, semboller ve damgalanmalar üzerinden yapılabilir.
"YURDUM İNSANI" DEMEK DAMGALANMADIR
Kültürlerin benzerlikleri ve farklılıkları vardır. Bu farklılıklar aşağılayıcı hale getirildiğinde damgalanma olur. Damgalanmalar yaşam biçimi şeklinde de karşımıza çıkabilir. Kişinin köy kültürü ya da şehir kültüründeki yaşamı onun hayat tarzındaki damgalanmayı oluşturabilir.
Almanya'ya ilk giden Türk işçilerin Frankfurt Havaalanı'ndaki görüntüleri; koltuğunun altında karpuz, elinde yumurta sepeti şeklindeki insan manzaraları kültürel damgalanmaları tanımlar. "Yurdum insanı" demek bir damgalanmadır ve kültürel bir alt grubu damgalamada kullanılmıştır.
Lahmacun, pide yemek, Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği dinlemek ilkel kültürün belirtisi olarak tanımlanır. Modern olmak için bunların terk edilmesi gerektiği vurgulanır. Modern olmanın müzik zevki batı müziğidir, kıyafet de yine o anlayışa göredir. Yemek zevki batı tarzı yemeklerdir; yemeğin sağ ve sol elle yeniş tarzı bile tanımlanmıştır. Bütün bunlar kültürel tanımlama yapılarak "modernlik budur" diye sunulmuştur.
Paylaş