Mine Kırıkkanat'ın Radikal gazetesinden transferine yol açan meşhur ve meş'um yazısında, Türk halkının belli başlı özellikleri nasıl sıralanıyordu hatırlıyor musunuz?
Kıllı ve kısa bacaklı… Geviş getiren… Elbette yanlarında danalarıyla… Deniz kenarında mangal yapan…
Ama denize sırtını dönmüş…
Not: Sırt yerine k.ç kelimesi kullanılıyordu. Ama okuyucular arasında hanımlar vardır-yüzleri kızarır, çocuklar vardır-ahlakları bozulur endişesiyle, Mine Hanım'ın affına sığınarak, üslubunu biraz yumuşattım. Terbiyesizlik ettiysem Mine Hanım'dan özür dilerim.
***
İstanbul'da hiç deniz görmemiş dünya kadar insanın varlığından bahsedilir. Kaynağını hatırlamıyorum, şehir nüfusunun %15'inin ciğerlerine iyot kokusu çekmediği söyleniyordu bir yerde.
İstanbul gibi sekiz tarafı denizle çevrili bir beldede, deniz görmemek gibi bir başarıya imza atanlar hiç de az değil. (Sekiz rakamını lafını gelişi söylemedim. Sayın bakalım: Avrupa yakasının Marmara kıyıları, Avrupa yakasının Boğaz kıyıları, Haliç'in kuzeyi, Haliç'in güneyi, Avrupa yakasının Karadeniz kıyıları, Anadolu yakasının Marmara kıyıları, Anadolu yakasının Boğaz kıyıları, Anadolu yakasının Karadeniz kıyıları. Aslında bunlara Büyükada'yı, Heybeli'yi, Burgaz'ı, Kınalıada'yı da katmak lazım…)
***
Benim asıl aklıma takılan, denizi hiç görmeyenler değil. Denizi görüp de bakmayanlar. Suların ortasında, deniz yokmuş gibi yaşayanlar…
***
Türkiye bir yarımadadır, ama denizle hemhal değildir. Bunu söyleyenler çok olmuştur.
Denizciliğimizin şanlı tarihi Turgut Reis'te başlar, Barbaros'ta biter. Genelkurmay başkanının karacılardan olması gibi, vaktiyle 12 Mart paşalarını birbirine düşüren bir garip teamül vardır.
Mutfağımız dillere destandır, lakin balık ve deniz mahsulleriyle öyle pek zenginlikler yaratabilmiş değilizdir. Karadeniz sofrasında bile, hamsi, lisanlara pelesenk olduğu kadar damaklara tat vermez. Balıkçılar, 'Derya kuzusu bunlar!' diye çığırtkanlık yaparlar. Galata Köprüsü'nün altında en iyi iş yapan lokantanın bir kebapçı olduğu hayretle görürüm oradan her geçişimde.
***
'Bozkır kökenliyiz de ondan' açıklaması yapılır hep, neden denizi sevemediğimiz sorulduğunda. Doğrudur. Gelenek, toplumsal hafıza, kolektif şuuraltı… Çok önemli şeyler.
***
Psikolojide şema kavramı vardır. Hepimizin zihni şemalarla doludur. Bu şemalar sayesinde dünya hakkındaki bilgimizi belli temalar etrafında örgütleriz. İngilizler soğuktur, Fransızlar kibirlidir, Araplar pistir, kadınlar zayıftır, erkekler zekidir, dinciler takıyyecidir, doktorlar paragözdür, polisler acımasızdır, küpe takan erkekler mutlaka uyuşturucu da kullanıyordur, G-string giyen kadınlar ahlaken malûldür…
Sizinle yan yana durup aynı yere baksak bile, farklı şeyler görürüz.
Hepimizin bir geçmişi, sayısız hatıraları, hayatla ilgili bilgileri var. Ama hepimiz farklı hatıraları hatırlıyor, farklı ayrıntıların farkına varıyor, farklı bilgileri seçiyor, farklı sonuçlara varıyoruz. İşte hangi bilgileri hatırlayacağımıza, seçeceğimize, kullanacağımıza şemalarımız karar veriyor.
Şemamıza uymayan bilgiyi unutuyoruz, ihmal ediyoruz. Hatta şemamıza uymayan bilginin farkına bile varmıyoruz. Hatta ve hatta hakikati, kendi şemamız doğrultusunda, farkında olmadan, tahrif ediyoruz.
Şemamızda deniz ve balık yoksa, denize sırtımızı dönüp mangalda kuzu eti pişiriyoruz. Bu ne görgüsüzlüktür ne de ayıptır. Şemanın egemenliğidir. İnsanın geçmişinden kolay kolay kopamamasıdır. Bir bahriye paşası genelkurmay başkanı olduğu gün, denize sırtını dönenlere şaşmakta haklı olursunuz.
***
Psikolojide bir de şemanın ısrarcılığı prensibi vardır.
Kendimiz ve dünyamız hakkındaki bilgilerimiz kesin olarak yanlış bile çıksa, bu yanlış bilgiler hayatımızı etkilemeye devam eder.
Mine Kırıkkanat ve arkadaşlarını da bu yüzden kınamamak lazım. Kimseye kötülük yapmak istemiyorlar. Şemaları ısrar ediyor. Yanlış bilgi, egemenliğini devam ettiriyor. Hepimizin başına gelebilir…
İnternet sitemizde deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla çerezler kullanılmakta olup, izin vermeniz halinde zorunlu çerezler haricindeki çerezlerle toplanan veriler işlenmektedir. seçeneğine tıklamanız halinde tercih ve ilgi alanlarına yönelik maalesef sana özel bir deneyim sunamayacağız. Çerezlerle ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz:Çerez Politikası