Depresyon Beyni Nasıl Etkiliyor

Yale Medicine, youtube kanalında yayınladığı videoyla depresyonun beyni nasıl etkilediğini anlattı. Alanında uzman isimlere yer verilen videoda, depresyonun, toplumdaki en engelleyici hastalıklardan biri haline geldiğine vurgu yapıldı.

İşte videoda depresyon hakkında açıklanan bilgilerden kesitler:

"Birçok insan için depresyon, toplumdaki en engelleyici hastalıklardan biri haline geliyor. Elimizdeki tedavilere rağmen birçok insan o kadar iyi yanıt vermiyor. Depresyon toplumda oldukça zorlayıcı olabilen bir hastalıktır. Aynı zamanda tıbbi sonuçları da olan bir hastalık. Depresyonun nörobiyolojisini anlayarak, bu hastalıktan muzdarip hasta için doğru tedaviyi bulma konusunda daha başarılı olabileceğimizi umuyoruz.

Nöronlar arasında milyarlarca bağlantı var

Depresyonun tedavisine yönelik mevcut bakım standardı, monoamin eksikliği hipotezi dediğimiz şeye dayanmaktadır. Temel olarak, beyindeki üç nörotransmiterden birinin eksik veya az aktif olduğunu varsayıyoruz. Ancak gerçek şu ki beyinde 100'den fazla nörotransmitter var. Nöronlar arasında milyarlarca bağlantı var. Yani bunun sınırlı bir hipotez olduğunu biliyoruz. Nörotransmiterler beyindeki kimyasal haberciler olarak düşünülebilir; beyindeki bir hücrenin diğeriyle iletişim kurmasına, bu mesajı bir beyin bölgesinden diğerine iletmesine yardımcı olan şeydir.

Onlarca yıldır depresyonun birincil patolojisinin, birincil nedeninin bu nörotransmitterlerdeki, özellikle de serotonin veya norepinefrindeki bazı anormallikler olduğunu düşündük. Ancak norepinefrin ve serotonin bu nedeni açıklayamıyor ya da majör depresyonu olan kişilerde depresyon belirtilerine neden olmuyor gibi görünüyor. Bunun yerine, glutamat ve GABA'yı da içeren, beynin daha yüksek merkezlerindeki sinir hücreleri arasındaki kimyasal haberciler, depresyon semptomlarının alternatif nedenleri olarak olasıydı.

Sağlıklı bir beyin ile depresif bir beyin arasında belirgin farklar var

İnsanların depresyondayken yaşadığı şiddetli ve kronik strese maruz kaldığınızda, sinir hücreleri arasındaki bağlantıların bir kısmını kaybedersiniz. Bu devrelerdeki iletişim verimsiz ve gürültülü hale geliyor, bu sinaptik bağlantıların kaybının depresyonun biyolojisine katkıda bulunduğunu düşünüyoruz. Sağlıklı bir beyin ile depresif bir beyin arasında belirgin farklar var. Heyecan verici olan şey şu ki, bu depresyonu etkili bir şekilde tedavi ettiğinizde, beyin hem hücresel düzeyde hem de küresel ölçekte sağlıklı bir beyin görünümüne geri döner.

Psikiyatride yeni bir çağdayız.

Depresyonun nörobiyolojisini ve beynin bunda nasıl bir rol oynadığını anlamak iki ana nedenden dolayı kritik öneme sahiptir. Birincisi, hastalığın nasıl gelişip ilerlediğini anlamamıza yardımcı olur ve buna göre tedavileri hedeflemeye başlayabiliriz. Psikiyatride yeni bir çağdayız. Bu, monoaminerjik eksiklik modelinden, beynin karmaşık bir nörokimyasal organ olarak daha kapsamlı anlaşılmasına doğru bir paradigma değişimidir. Araştırmaların tümü, insanın acısını hafifletme zorunluluğundan kaynaklanıyor. Depresyon, insanın acı çekmesine en büyük katkıda bulunanlardan biridir. Bunda küçücük bir çukur bile açma fırsatı inanılmaz bir fırsat.

Yale Medicine