DUYGULARINIZI BASTIRMAYIN!
NTV
Kanser teşhisi alan hasta ve yakınları genellikle birbirlerini koruma adına duygularını saklıyor.
Ancak uzmanlara göre kanserle yüzleşmede doğru yaklaşım bu değil. Çünkü bastırılan duygular kısa süre sonra öfke ve inkâr olarak açığa çıkıyor.
Türkiye Kanserle Savaş Vakfı ve Neolife Tıp Merkezi tarafından Beşiktaş Belediyesi'nin desteği ile düzenlenen "Kanserin 1001 Yüzü" paneline katılan uzmanlar, hastalıktaki ürküten artışa dikkat çekti.
Türkiye Kanserle Savaş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Ertem, "Ülkemizde yaklaşık her yıl 150 bin kişiye kanser tanısı konuluyor. Hastalıkla mücadelede erken tanı çok önemli çünkü tedavi sürecini etkiliyor" dedi.
Çevresel faktörlerin genetik faktörlerden daha fazla rol oynadığı kanserde beslenmenin önemine dikkat çeken Jinelokog Onkolog Prof. Dr. Gürkan Zorlu da doğada sunulan her şeyin yeterli dozda kullanıldığında faydalı olduğunun altını çizdi ve "yiyecekleri ilaca çevirmeyelim" mesajını verdi.
Erken teşhiste düzenli taramanın önemine vurgu yapan Medikal Onkolog Doç. Dr. Duygu Derin ise şişmanlığın kansere zemin hazırladığını belirtti, yürüyüş veya egzersizin sadece kanserden korunmak için değil, sağlıklı yaşamak için önemsenmesi gerektiğini söyledi. Ancak kemiklere metastaz yapmış kanserde sporun fazla önerilmediğini hatırlatan Doç. Derin, son dönem yaklaşımlar sayesinde kemoterapideki yan etkilerin azaldığını söyledi.
İSABETLİ IŞINLAMA İLE ETKİN KANSER TEDAVİSİ
Kanseri insan hayatının bir parçası olarak tanımlayan Radyasyon Onkolog Prof. Dr. Ufuk Abacıoğlu, kanser tanısı konulan hastaların yüzde 50'sinin yani her iki hastadan birinin kurtulduğuna dikkat çekti. Prof. Abacıoğlu, kanser tedavisinde önemli bir yeri olan ve yakın zamanda hizmete giren TrueBeam isabetli ışınlama ile etkin radyoterapi sağlandığını söyledi. Prof. Abacıoğlu, 'TrueBeam, gerek hastalara sunduğu konfor, gerek tedavideki performansı ile diğer cihazlara kıyasla büyük üstünlük sağlıyor" diye konuştu.
PSİKOLOJİK DURUM TEDAVİ BAŞARISINI ETKİLİYOR
Uzman Psikoonkolog Elçin Şayan da kanser tanısından sonraki psikolojik sürecin herkeste farklı seyrettiğini vurguladı. Psikolojik durumun tedaviyi, dolayısıyla sonucu etkilediğini belirten Şayan, hastalığın getirdiği duyguların bastırılmamasını ve zamanında yaşanmasını önerdi:
"Toplumda, kanser tanısından sonra sağlıklı olan eşin duygularını gizlemesinin, neşeli ve iyimser olmasının doğru davranış biçimi olduğuna inanılıyor. Eşler birbirlerini karşılıklı olarak koruma adına duygularını saklıyorlar; oysa duygular bastırıldığında öfke ve inkâr olarak açığa çıkabiliyor. Bu da, birbirlerini anlamalarını, gerçek bir iletişim kurmalarını engelleyebiliyor."
Paylaş