DUYUSAL TERAPİYLE YAŞAM
A.A
Hollanda'da bulunan duyusal terapi odalarının benzerinin oluşturulduğu İzmir'de yaşama yönelik çalışma yapılacak.
Hollanda'da bulunan duyusal terapi odalarının benzerinin oluşturulduğu İzmir'in Menemen ilçesindeki Sabahat Akşiray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'nde, otistik çocuklar koklama, işitme, görme ve dokuma duyularıyla eğitim ve iş hayatına hazırlanıyor.
Merkez Müdürü Sadettin Akçi, normal veya özel eğitime muhtaç kişilerin yaşamlarının belli dönemlerinde kendilerini “negatif hissettiklerini” ve sistemdeki aksaklığın giderilmesi için “bireyin tekrar pozitif enerji ile yüklenmesi gerektiğini” söyledi.
Hollanda'da yaptıkları araştırmalarda şizofren hastalara yönelik tasarlanan duyusal terapi odalarını gördüklerini belirten Akçi, bireyin koklama, işitme, görme ve dokunma duyularına hitap eden bu odaların benzerini, merkezde oluşturduklarını ifade etti.
Akçi, merkezde oluşturulan 2 duyusal terapi odasından birinin 3-15 yaş grubuna, diğerinin ise 15 yaşından büyük otistiklere, öğrenci velilerine ve personele yönelik hizmet verdiğini, odalarda kişilere özel slayt gösterilerinin yapıldığını, rahatlatıcı müziklerin dinletildiğini kaydetti.
Kişiye özel kokuların sıkıldığı odalarda, kişinin vücut şeklini alan yatak ve “kilitlenmiş zihinleri rahatlatacak” özel akvaryumların bulunduğunu açıklayan Sadettin Akçi, şöyle dedi:
“Amacımız bireyin aynı anda birden fazla duyusuna hitap etmek. Bireyin ilgi alanlarına göre performanslar oluşturuluyor. Özel kameralar aracılığı ile odaya girenleri izliyoruz. Verdikleri tepkiye göre profil oluşturuyoruz. İlgi alanları tespit edildikten sonra terapiye alıyoruz. Hoşlandığı görüntü ve müziği veriyoruz. Koku ile destekleyerek bireyin negatif enerjisini gideriyoruz. Bir sonraki faaliyete kendini hazır hissetmeyen otistik çocukları, velileri ve öğretmenleri rahatlatıyoruz.”
"ODALAR YAYGINLAŞTIRILMALI”
Eğitim ve iş hayatı için kendini hazır hissetmeyen normal insanların da başarı elde etmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Akçi, Avrupa'nın bazı gelişmiş ülkelerinde 200'ün üzerinde çalışanı bulunan işletmelerin duyusal terapi odası oluşturduğunu bildirdi.
Bireyin, terapi odalarında kendini psikolojik ve fizyolojik olarak bir sonraki faaliyete hazırladığını ifade eden Akçi, şöyle konuştu:
"Kendini hazır hissetmeyen birinden verim almak mümkün değil. Öğretmen de hazır olmalı. Belki günlük yaşamın getirdiği sıkıntılarla boğuşuyor. Otistik çocukları olanlar da günlük hayata negatif başlıyorlar. Onları odalarda pozitif hale getirmeye çalışıyoruz. Odaları 4 ay önce hazırladık, profilleri oluşturduk, bundan sonra daha verimli çalışacağız.
Bazı ülkelerde bireyin yaşamında başarılı sonuçlar alabilmesi için de kullanılıyor bu odalar. Sadece üretim anlamında değil, insan ve aile ilişkilerinde başarılı sonuç elde etmek amacıyla kullanılan bu yöntem, Türkiye'de yaygınlaştırılabilir. Yoğun stres altında karmaşık ilişkiler yaşayan bireyler bu terapiyi alabilirler. Keşke her okulda, her iş yerinde bu üniteler olsa. Biz çok başarılı sonuçlar ortaya çıkacağına inanıyoruz."
Merkezde 185 öğrenci olduğunu belirten Sadettin Akçi, bazı öğrencilerin seramik, metal işleri, ağaç işleri atölyesinde çalışarak ilgili oldukları meslek alanlarına yönlendirildiğini söyledi.
Kurum bünyesinde döner sermaye oluşturduklarını, atölyelerde çalışan çocukların hesaplarına döner sermayeden elde edilen gelirin bölüştürülerek yatırıldığını kaydeden Akçi, şöyle devam etti:
"Aileleri, tamamen tüketici olarak gördükleri çocukların hesaplarında para görünce çok mutlu oluyorlar. Bireyin özelliği, özürü ne olursa olsun doğru bir programdan geçtikten sonra topluma kazandırılabilir. Yeter ki bireylere o fırsatı tanıyalım. Ülkemizde 8,5 milyona yakın özel eğitime muhtaç birey var. Biz, onlarla yaşamak zorundayız ama acıyarak değil, çeşitli yetenekler kazandırarak sisteme katmak zorundayız."
Paylaş