ERGENLİK BİR AYRIŞMA MIDIR

Anneyizbiz
 
Yaşam döngüsü hızla devam ederken, fiziksel ve ruhsal değişimlerin en çok hissedildiği dönem ergenlik dönemidir.


Adım adım yaklaşan ergenlik süreci hem yetişkinliğe doğru ilerleyen birey açısından, hem de çocuk olarak mı yoksa yetişkin olarak mı davransak diye kafası karışan ebeveynler açısından oldukça hassas bir dönemdir.

Bir ayrışma ve bireyselleşme söz konusudur, ebeveynler bu ayrışmaya ne kadar hazırdır?

ÇOCUKLAR İSE BİREYSELLEŞMEYE NE KADAR HAZIRDIR?

Bir bahçe düşünün… Bu sizin minik bahçeniz, onunla ilgili bir sürü hayalleriniz var; rengarenk çiçeklerle dolu olsun, birkaç ağaç ekelim, kenarlara menekşeler serpiştirelim, her yıl biraz daha geliştirelim…

Bu minik bahçe sizin çocuğunuzdur. Bebeğiniz henüz annenin karnındayken tasarımlara ister istemez başlarsınız. Kimimiz isteklerimizi taleplerimizi daha çok yansıtır, bazımız ise sessiz bir şekilde tasarımların gerçekleşmesinin keyfini çıkartır ya da hayal kırıklıklarını gizli gizli yaşar.

Benim oğlum doktor olacak, kızım mimar olsun, piyano çalsın, gitar çalsın, dersleri iyi olsun yeter, okul birincisi olsun... Bu tarz tasarımları mutlaka duymuşsunuzdur. Tasarımlar ve isteklerimiz doğrultusunda bahçemize gül ektik, laleler ektik, çok güzel botanik ağaçlar ektik, kıymetli çiçeklerle bezedik…

Bahçemizi korumak için etrafına güzel çitler çektik… Günlerden bir gün, nasıl olduysa, kontrolümüz dışında yandaki bahçeden koca bir mermer parçası geldi bahçemize düştü. Nasıl geldi, kim fırlattı bilmiyoruz ama çiçeklerimizin bir kısmının zarar gördüğü kesin.

Mermeri oradan kıpırdatmaya çalıştık olmadı, itmeye çalıştık başaramadık… En iyisi biz onun üstünü biraz toprakla örtelim ve çiçeklerle yeniden süsleyelim. Mermer altta üstte çiçekler bahçe bakımına devam…

Bu mermer çocuğun hayatta karşılaştığı ve bastırdığı travmalardır…

Bahçeden sahipleri memnun, bahçe gelişiyor, güzelleşiyor ama günlerden bir gün bahçe kendi kendine bakıyor ve bazı şeylerin kendi istediğinden farklı olduğunu anlıyor…

Tamam! İşte bu kadar… “Çekin artık elinizi ayağınızı benden, ben artık kendi kendime bakarım, kendimle ilgilenirim” diyor.

Bahçe sahipleri üzgün, telaşlı… Bahçeyi sakinleştirmek için ellerinden geleni yapmaya hazırlar… İçten içe bahçenin bu baş kaldırmasına öfkelenseler de durum onlar için oldukça şaşırtıcı, üzücü. Bahçe elden gidiyor. Kendilerini çaresiz hissediyorlar…

Daha fazla çaba göstermek, bahçenin kalbine ulaşmak istiyorlar… Her hamleleri yeni bir çit, tel, demir kapı olarak onlara geri dönüyor. Kendilerini daha da uzaklaştırılmış hissediyorlar…

Gel gelelim bahçenin içerisine… Bahçe o ana kadar konmuş olan bütün dekorları, süsleri, çiçekleri aranjmanları yıkıp yerle bir ediyor; çok heyecanlı, artık kendi kendini organize edecek gücü var, karşı koyabiliyor, esaret sona erdi… İstediği gibi bir bahçe olacak.

Etraftaki çiçekleri kaldırırken zemindeki gizli üstü kapalı mermerleri fark etmiyor, bazen de fark ediyor ama üstünün kapalı kalması daha uygun geliyor…

Travmalar üstü kapalı olarak yani ergen bahçede onunla devam ediyor…

Şimdi en eğlenceli kısım, yeniden bahçeyi tasarlamak…

Ergen bulunduğu çevre, arkadaşları, hayatına göre şekillendirir bahçesini… Kimi zakkum koyar, kimi papatya, kimi kaktüs, kimisi de hiç çiçek ekmez, bazısı labirentler döşerken, kimisi toprağın üzerine asfalt döker.

Süreç her iki taraf için de yenidir. Ebeveynlerin süreci kabullenmesi, ergeni anlaması, kendi bahçesini tasarlamasına izin vermesi, bireyselleşmeyi desteklemesi ya da ayrışmayı ertelemesi… Hepsi sürecin akışını değiştiren etmenlerdir…


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:28 Temmuz 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.