EVLİLİKLER NEDEN BİTER
Habertürk
Bir yastıkta kocamak deyimi eskilerde kaldı. Artık iki yastıklı yataklarımız var ama önemli olan birmiş gibi yaşamak.
Evlilik büyük bir heyecanla başlanan, asla birbirini seven iki insanın başbaşa yürütemediği, ailelerin, çevrenin, arkadaş ve belki de komşuların bile dahil olduğu büyük bir kurumdur. Nikah masasında evet diyen çiftler, zaman geçtikçe birbirlerine hayır demeye başlarlar. Zorunluluklar, sorumluluklar, yaşam kavgası işin içine karışır ve gelip aşkın ortasına otururlar. Ardından kavgalar ve ayrılıklar yaşanmaya başlar.
Evliliğe hazırlanırken, bu kurumun birden fazla boyutu olduğunu bilmek gerekir. Evliliğin sosyal boyutu, kuralları, rolleri, duygusal boyutu vardır. Evlilikte sorunlar yaşayan çiftlerin en önemli sorunlarının başında iletişim gelir. Daha doğrusu iletişimsizlik! İşte bu noktada devreye girmesi gereken kişilerin duygusal zekalarıdır.
Duygusal zeka, karşı tarafı anlayabilme, algılayabilme ve aynı zamanda kendini ifade edebilme becerisidir. Şöyle bir düşünürseniz, çevremizde insanları genellikle ikiye ayırırız. Mantıklılar ve duygusallar! Mantık ağırlıklı kişileri överek yüceltir, duygusal tepkileri yoğun olanları ise nedense küçümseriz. Oysa atladığımız detay şudur, alınan her kararın altında duygular yatar. İnsan, kendine yapılan eyleme karşılık vermeden önce duygularına başvurur. Duygusundan aldığı mesajla düşüncesini geliştirir ve düşüncesini eyleme döker.
Yüksektopuklar'ın haberine göre, evlilikte empati kurmak, duygusal zekayı geliştirerek yaşamın içine yerleştirmek son derece önemlidir. Kendinizi karşınızdaki insanın yerine koymayı, onun gözlerinden, onun aklından dünyaya ve olaylara bakmayı öğrenebildiğinizde; iletişimde büyük bir adım atmış olursunuz.
Eleştirmek herkesin en kolay yapabildiği eylemlerden biridir. Ancak evliliği mutlu yürütmeyi sağlayan eleştirmek yerine, karşı tarafın duygularına karşı açık ve duyarlı olabilmektir. Hayatın koşuşturması çok yorucu olsa da birbirine zaman ayırabilmek gerekir. Aynı evde yaşayan ama yabancılaşmış çiftler, zamanla ayrılığa davetiye çıkarırlar.
Sorunlar yaşamın içinde hep var olacaktır. Evli olun ya da olmayın, problemler doğduğunuz gün başlar ve ölene kadar sizinle beraber gelir. Bu hayatın gerçeğidir. Evlilikte de mutlaka sıkıntılar olacaktır. Her karşılaştığınız sorunda ayrılmak, havlu atmak, kaçıp gitmek yerine; baş etmenin yollarını öğrenmek gerekir. Duygusal zekanızı kullanmayı öğrenin ve eşinize de bu yeteneğini keşfetmesi yolunda yardımcı olun. Unutmayın ki, evliliği sorunlar değil, bu sorunlara gösterdiğiniz davranış biçiminiz bitirir!
Paylaş