EYVAH ALDATILIYOR MUYUM
Anneyizbiz
İster duygusal aldatma olsun, isterse fiziksel. Aldatmak, aldatılmak… İşte o an, artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
İster duygusal aldatma olsun, isterse fiziksel aldatma ya da tek seferlik bir ilişki bile olabilir… Hepsinin ortak noktası; sergilenen yaşamın altında, üstü kapalı ikinci bir yaşamın gizlenmesidir. Bu gizli yaşantı açığa çıktığı zaman… İşte o an, artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
GÜVENDİĞİM DAĞLARA KARLAR MI YAĞDI?
Gizli olanın su yüzüne çıkması ile sarsılan güven duygusu, çift taraflı bir kayıp yaşar. Karşısındakine yani diğerlerine karşı olan güvende ve özgüvende azalma olur.
“Benim ondan neyim eksik?”, “Bunu bana neden yaptı?” şeklindeki sorular bir zincirin halkaları gibi birbirini kovalar. Sorular acımasızdır. Başkasından duymak istemediklerimizi hatta başkasının sormaya cesaret bile edemeyeceği soruları bu içimizdeki ses bize sorar. Bir süre sonra bu sorular yavaş yavaş, farkettirmeden yargı cümlelerine dönüşür. “Zaten hep böyle işe yaramaz adamları bulursun.”, “Beni kimse beğenmez zaten, bana bu kadar dayanmasına şaşmamalı”. İşte bu kemirgen yargılar özgüveni dişleye dişleye zayıflatır.
DEPRESYONDAYIM, UNUTULDUM, ALDATILDIM!
Değer verilen, üzerine hayaller kurulan bir ilişkinin aldatılma sonucunda bitmesinden üzüntü duymak son derece normaldir ancak bu içlenme uzun vadede yerini sağlamlaştırıyorsa, gitmeye niyeti yoksa, o zaman kendimize dönüp bir bakmamız lazım. Aynayı içimize tutalım;
“Uyumak istiyorum, sabahtan akşama kadar uyandırmayın beni… Uyurken zaman geçiyor ve hissetmiyorum, unutuyorum. Uyanınca hep eski güzel günleri hatırlıyorum, anıları. Şu andan pek keyif alamıyorum… Arkadaşlarım, ailem beni sürekli evden dışarı çıkartmak istiyor; oysa ben saçımı bile taramak istemiyorum… Ne anlamı kaldı ki?”
İşte bu da ikinci kemirgendi. Enerji, motivasyon, yaşam umudu… Hepsini söküp atmaya çalışır…
ARKANI DÖN VE ÇIK! İSTENMİYORSUN ARTIK!
Bazen de öyle bir güç gelir ki, insan kendine bile inanamaz. “ Amaan beni aldatmış umurumda mı”, “Zaten zayıf karakterli herifin tekisin, çık git hayatımdan!” şeklinde cümleler dökülür. Ailem var, çocuklarım var, işim var, güçlü olmalıyım. Üzülmeyen biyonik kadın modeli çizen bu tablo oldukça motive edici gibi görünse de; bu düşünceler bir güç gösterisidir. Gösteri biter, sahne ışıkları söner ve perde kapanır. İşte o zaman içteki ses aynı şekilde konuşacak mı? Yoksa dışarıda sergilediği güçlü görüntü ile yaşadığı çelişkiden dolayı tedirgin mi olacak. Dışta sergilenen her şeye gücü yeten görüntünün altında içten içe ağlamaya devam mı edecek?
ALDATILDIM
Aldatılma sonrası deneyimlenecek duygu durumları, sıkıntılar, davranış değişiklikleri tek tek saymakla bitmez çünkü her birey kendi sürecini yaşar. Yaşadığı çevre, kültür, ilişki süresi, aldatılmayı öğrenme süreci, aile yapısı, çocukların olup olmaması, eğitim durumu, ekonomik durum gibi birçok etmen aldatılan kişinin rol aldığı sahneyi çeşitlendirir. Oynadığı rolü değiştirir.
Kabul etmek, üzüntüyü belli bir süre yaşamak, gitmesine izin vermek, kendinin farkına varmak, anı yaşamak, geleceğe hazırlanmak… Gerekirse destek almak ve hayata sıkı sıkı sarılmak. Aldatılma sonrası oynanan bu oyun tek kişilik, yöneten de sensin. Sahne senin, göster kendini!
Paylaş