Gelecek planında idealist, tercihte realist olmalıyız!

Üniversite adaylarının tercih maratonu devam ederken, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, gençlerin alınan puanlar, gelecek hayalleri ve ailelerin beklentileri arasında sıkıştıklarına işaret ederek, “Aile bireylerinin de gerçekçi olmaları gerekir. Doğru tercihte idealler önemlidir ancak gerçekler, ideallerin gölgesinde kalmamalı. Tercih yaparken unutmayalım ki her bireyin yapabileceği bir iş ve meslek alanı mutlaka vardır. Hiçbir meslek diğerinden daha saygın ya da daha az saygın değil. Toplumsal sistem tüm iş ve meslek dallarının koordineli işlemesiyle mümkündür. Toplumda herkesin işlevselleşmesi için fırsatlar vardır. Yeter ki gençler bu fırsatları yakalamaya hevesli olsun.” dedi.

Gelecek planında idealist, tercihte realist olmalıyız!

Bir kısım gencin, disiplinli çalışmalarının karşılığında hak ettiği puanı aldığını ama diğer yandan bölüm/program ve meslek seçiminde zorlandığını belirten Güngör, “Bu noktadaki asıl sorun gençlerin, kendi yaşamlarına ilişkin kararlarıyla aile bireylerinin beklentilerinde tam bir örtüşme olmaması.  Burada kuşak farkı oldukça etkili. Bu süreçte aile bireylerinin de gerçekçi olmaları, kendi istek ve beklentilerinden önce gencin istek ve beklentilerini, kapasitesini dikkate almaları gerekir. Doğru tercihte idealler önemlidir, ancak gerçeklerin ideallerin gölgesinde kalmaması gerekir.” dedi.  

Dünyanın hızla dijitalleşmesi, gençlerin dijital teknolojilerin içerisine doğmuş ve onun içerisinde yetişmiş olmaları dolayısıyla çok çeşitli yönlerden kendilerinden önceki kuşaktan farklılaştığına işaret eden Güngör, “Dijital teknolojilerle birlikte yeni mesleki ve uğraş alanlarının açılması, bilgisayar temelli teknolojilerle ilginç olanakların doğması gençler için de gelecek planında farklı ideallerin, farklı bakış açılarının gelişmesi anlamına geliyor. Sözgelimi gençler için bilgisayar bazlı meslekler (yazılım, dijital oyun tasarımı, yapay zekâ mühendisliği vb.) çok daha cazip hale gelirken, anne babalar için tıp, hukuk, geleneksel mühendislik alanları gibi mesleklerin çekimi hala devam ediyor. Aileler, çocuklarını kendi dönemlerinin saygın kabul edilen ve de iş garantisi sunan mesleki alanlarına yönlendirmeye çalışırken, gençlerin tercihi yeni teknolojik gelişmelerin açtığı yeni alanlar içerisinde, yaratıcı ve girişimci potansiyellerini aktifleştirmek, hayalleri ve idealleri uğruna gerekirse serüvene atılmak yönünde.” diye konuştu.

Gençler tercihlerinde özgür bırakılmalı

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, gençlerin hayatlarını istedikleri gibi planlaması gerektiğini belirterek, “Benim önerim, gençlerin tercihlerinde özgür bırakılmaları. Unutmayalım ki insanlık tarihinde bugüne kadar yaşanan tüm ciddi gelişmelerin, dönüşümlerin arkasında yaratıcı, girişimci, serüvene atılmaktan korkmayan cesur ve dahi insanlar vardır. Bırakalım tercihlerini istedikleri gibi yapsınlar. Bu hayat onların. Onlara güvenelim, çünkü onlar kendi kapasitelerini, isteklerini çok daha iyi bilirler. Biz de onların başarılarıyla övünelim.” dedi.

Gerçekler, ideallerin gölgesinde kalmasın

Tercih esnasında karşılaşılan önemli sorunlardan birinin de sınavda alınan puanla, idealler arasındaki uyuşmazlık olduğuna işaret eden Prof. Dr. Nazife Güngör, “Her öğrencinin aynı disiplinle ve aynı hevesle çalışması beklenemez. Ayrıca azim ve disiplin olsa bile her bireyin, aynı kapasiteye sahip olması diye bir şey de yok. Herkes tıp, mühendislik okumak zorunda da değil. Pek çok meslek ve iş alanı var. Her öğrencinin keyifle okuyabileceği bir üniversite bölümü; başarılı olabileceği bir iş ve meslek alanı mutlaka vardır. Yeter ki gerçekçi olunsun.” dedi. Güngör, bu noktada öncelikle aile çevrelerinin baskı yapmamaları gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Genç bireyi, kendi kapasitesini analiz etmesi, yaşama dair istek ve beklentilerini, ideallerini, hayallerini özgür biçimde anlaması için özgür bırakmaları çok önemli. Elbette ona birtakım önerilerde bulunabilirler, danışmanlık yapabilirler, ama bu süreçte aile bireylerinin de gerçekçi olmaları, kendi istek ve beklentilerinden önce gencin istek ve beklentilerini, kapasitesini dikkate almaları gerekir. Doğru tercihte idealler önemlidir, ancak gerçeklerin ideallerin gölgesinde kalmaması gerekir.

Tercih yaparken unutmayalım ki her bireyin yapabileceği bir iş ve meslek alanı mutlaka vardır. Hiçbir meslek diğerinden daha saygın ya da daha az saygın değil. Toplumsal sistem tüm iş ve meslek dallarının koordineli işlemesiyle mümkün olduğuna göre, toplumda herkesin işlevselleşmesi için fırsatlar vardır. Yeter ki bu fırsatları yakalamayı hevesli olunsun.

Ön lisans okuyanlar işsiz kalmaz

Prof. Dr. Nazife Güngör, sınavdan düşük puan alan adaylara da ön lisans bölüm ve programlarını tercih edebilecekleri önerisinde bulundu. Güngör, “çeşitli sektörel alanlara ara eleman yetiştiren ön lisans programlarını tercih etmekle gençler önemli mesleki açılımlar yapabilir, iş olanakları yakalayabilirler. Tüm sektörlerde her zaman için ara eleman ihtiyacı vardır. Bu nedenle ön lisans programı okuyan gençlerin işsiz kalması diye bir şey söz konusu bile olamaz. Ayrıca ön lisans programlarından mezun olduktan sonra dikey geçiş sınavıyla ilgili lisans bölümlerine de geçilebilmektedir. Sınavdan düşük puan alan gençler için üniversite kapıları kapanmış değildir. İdeallerinin peşinde koşmak için durup beklemelerine, üniversiteli olmayı ertelemelerine hiç gerek yok. Bir an önce bir ön lisans programına yerleşerek start vermeyi düşünebilirler. Ardından da azimle ve disiplinli çalışmayla kendileri için mesleki ya da akademik anlamda ideallerini gerçekleştirebilecekleri bir gelecek planı yapmayı düşünebilirler.” dedi.  

Deneyimden yararlanmak fayda sağlar…

Doğru tercih için bireyin, kendisini çok iyi tanıması, kapasitesini, zevklerini, ideallerini, hayattan beklentilerini çok iyi analiz etmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nazife Güngör, aile bireylerinin de kendilerinden önce gencin hayallerini, beklentilerini, ideallerini anlamaya çalışmaları gerektiğini söyledi. Güngör, “Kendisini gerçekleştirmesi için ailelerin gence fırsat vermeleri gerekir. Ama genç bireyler de aile çevresinin, büyüklerinin önerilerine tümüyle kapalı kalmasınlar. Yaşanmışlıklar, deneyimler, birikimler her zaman önemlidir, dolayısıyla da hayatı bizden daha çok deneyimlemiş olanların deneyimlerinden yararlanmak zarar getirmez, fayda sağlar. Aile bireyleri gençlerle empati kurmalı, ama gençler de aile büyükleriyle empati kurmayı ihmal etmemeliler. Onları da hoş tutacak bir orta yol mutlaka bulunur.” diye konuştu. Orta yol bulmada karşılıklı ve açık iletişimin çok önemli olduğunu ifade eden Güngör, “Genç birey, kendi istek ve beklentilerini, ideallerini aile büyükleriyle açıkça paylaşmalı, aile büyükleri de gencin gelecek planlamasını anlayışla karşılamalı, ona destek olmalı. Dolayısıyla da doğru tercih için açık iletişim ve de akıl akıldan üstündür ilkeleri oldukça önemlidir.” dedi.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:27 Temmuz 2023

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.