Günümüzün tövbekar oğulları
Bugünkü konumuz, tövbekâr oğul kıssası. Bir baba ve iki oğluyla ilgili bu hikâyeyi bildiğinizi sanıyorum.
Mirastan payına düşeni önceden alan küçük oğul, parayı kadınlarla sefahat alemlerinde çarçur eder. Parası bitince de evine döner. Babası kapıya koşup onu kucaklar. Mutlu baba oğluna en güzel elbiseyi sunar ve onuruna bir ziyafet verir. Şoke olan sorumluluk sahibi büyük oğul, ziyafete katılmayıp dışarıda durur ve ağlamaklı bir sesle, "Bak, bunca yıl çok çalışıp sana sadakatle itaat ettim. Ama sen bana hiç böyle özel bir muamelede bulunmadın!" der. Baba şu cevabı verir: "Sen hep benim yanımdaydın. Sahip olduğum her şey senindir". Baba küçük oğulun dönüşünü kutlamalıydı; çünkü kaybolan oğul artık bulunmuştu. Baba doğru olanı mı yapmıştı? Baba günümüzde otorite için doğru rol modeli midir? Babayı eleştirenler, onun adaletsiz davrandığını söyler. Kurallara uyanlar ödüllendirilmelidir. Topluluğu terk edip düşüncesiz zevklerine göre yaşayan kişiler, geri dönüp başkalarının çok çalışarak elde ettiği nimetlerden faydalanmamalıdır. Küçük oğlu ödüllendirirsen, sıkı çalışmanın önemsenmediği ve vurdumduymazlığın ödüllendirildiği mesajını verirsin. Babayı eleştirenler, onun tavrının özellikle bugünlerde zararlı olduğunu söyler. Hz. İsa vaazlarını, aşırı kuralcı bir toplum yapısının olduğu, sahte sofu Ferisiler zamanında vermişti. Esaslı bir bağışlayıcılığa dair bu öykü, o dönemdeki kanunlara harfiyen bağlılık saplantısına karşı yararlı bir panzehirdi. Ancak artık böyle bir toplumda yaşamıyoruz. Ahlaki standartların çoktan belirsizleştiği, insanların bildikleri gibi davranmaya teşvik edildiği ve sosyal bozulmanın ileri düzeye ulaştığı bir toplumda yaşıyoruz. Lise çağında okulu bırakan ergenler, şirketleri yağmalayan finansçılar ve babasız büyüyen çocuklar. Kıssadaki baba, kurallara uymaya, toplumsal disipline ve daha az değil daha fazla sorumluluk duygusuna ihtiyacımız olan böyle bir dönemde ahlaksız vurdumduymazlığı teşvik ediyor. Bu haklı bir eleştiri olsa da, ben babanın tavrını savunacağım. Hatta Timothy Keller'ın harika kitabı "Tövbekâr Tanrı"dan öğrendiklerime dayanarak, babanın bilgeliğini günümüzün sosyal politika geliştirme çabalarına uygulayacağım. Orta v e üst orta sınıftaki birçok kişinin kıssadaki büyük oğula benzediği, bölünmüş bir toplumda yaşıyoruz. Okulu bırakan, suç işleyen ve çocuklarını terk edenlerin çoğu da küçük oğula benziyor. Çoğu kez, büyük oğulların yönetimindeki iktidar sınıfımız küçük oğullar adına yasalar çıkarıyor. Bu durumun yarattığı büyük tehlike, büyük oğulların sınıfındaki bizlerin en sonunda yoksullara bilgiç bir şekilde nasihatler vermesi: "Bizi daha çok örnek almalısınız: okulu bitirin, cinsel açıdan biraz disiplinli olun, daha çok çalışın." Ancak kıssadaki baba, büyük oğulun sınıfındakilerin de kusurlu olduğu gerçeğini ortaya koyar. Büyük oğul kendini üstün gören, kibirli, soğuk ve kurnaz biridir. Büyük oğul aslında babasına olan saygısından dolayı değil de, maddi çıkarları ile korku temelli bir ahlakçılık yüzünden çalışıyordu. Baba bizlere eski bir gerçeği anımsatır: İyi ile kötü arasındaki çizgi, insanların veya sınıfların arasından değil de doğrudan her insanın yüreğinden geçer. Baba, dünyadaki küçük oğulların, kendilerini doğruluk timsali olarak gören sevimsiz kişilerden nasihat aldıklarını düşündükleri sürece ıslah olmayacağını ve toplumla yeniden bütünleşmeyeceğini de bilir. Tövbekâr küçük oğulu karşılamak için baba yerine büyük oğulun dışarı çıktığını ve kardeşine tepeden bakan nasihatler verdiğini hayal edin. Bu durumda küçük oğul, toplumun yararlı bir üyesi olmak için hayatına çekidüzen verebilir mi? Hayır. Küçük oğul öfkelenir ve tekrar saygınlık kazanmak için kötü çocuklardan oluşan bir karşı kültüre katılırdı. Baba bizlere, toplumsal bütünleşmeyi ve düzeni yeniden sağlamak için esaslı bir onaya ihtiyaç duyulduğunu öğretir: Kabul edildin. Bu, karşılıklı itirafı ve ardından ortak bir amaç uğruna karşılıklı çaba göstermeyi gerektirir. Baba neden ziyafet verir? Çünkü ziyafet yemeği yiyecekle ilgili gibi gözükse de, aslında Yahudi kültüründe toplumun üyesi olmakla ilişkilidir. Ziyafet sizin toplumsal projedeki yerleşik rolünüzü tekrar vurgular. Baba bize şu dersi verir: Sınıfsal temelde parçalanan bir toplumda en iyi çözümler sıra dışı olanlardır. Bu çözümler büyük ve küçük oğulları ortak bir amaç için bir araya getirir: Ulusal hizmet projeleri, altyapı inşası, bir şirketi veya topluluğu güçlendirmek. Baba iki oğluna da değerli bir hediye verir. Küçük oğul kendini çalışmaya ve öz-disipline verir. Büyük oğul da menfaat ve hırs odaklı duygusuz hesapları geride bırakarak, dayanışma ile dostluğun sıcaklığını yaşar. THE NEW YORK TIMES
Paylaş