Hafıza biyonik bir cihazdır sınırlarını genişletebilirsiniz

Hafıza biyonik bir cihazdır sınırlarını genişletebilirsiniz İnsan beynini bir bilgisayara benzeten uzmanlar; bu 'makinenin' işleyişi tam olarak kavranmadığında, kişinin kapasitesinin tamamını kullanamayacağını belirtiyor. Birçok insanın şikayet ettiği kötü hafızanın nedenlerini ise dikkatsizlik, özgüven azlığı ve olayların duygusal boyutunu atlamak olarak özetleyen doktorlar, hafızamızın sınırlarını genişletebileceğimizi söylüyor

Memory Center Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan beyin sağlığı ve unutkanlık üzerine soruları yanıtladı:

Sizce insan beyninin sırrı tamamen çözüldü mü? Beyin yapısını iyi bilerek beyni daha verimli kullanmak mümkün mü?
İnsan beyni 1,5 kg'lık bir mucizedir. 140 milyar hücre ihtiva eder. Bir hücrenin diğer hücre ile bağlantısı 5-10 bin kadardır. Prof. Russel "The Brain Book" isimli kitabında, 1 gr. beynin dünyadaki telekomünikasyon sistemlerinden daha çok bağlantı ihtiva ettiğini belirtmektedir. 1 gr beyinde 100-150 milyon hücre vardır. Yeryüzündeki insan sayısı ise 5-6 milyar. Bu kadar insan birbiri ile aynı gün telefonla konuşmuyor; ama insan beyin hücreleri sürekli iletişim halindeler. Masadan bir bardak su almak istediğimizde, kola gelen kaslara gevşeme-kasılma talimatı vermesi, bardağın sertliği, sıcaklığı, ağırlığı, hangi açı ile ağza götürüleceği gibi birçok işlem, hangi koordinatlarla hareket edileceğine dair bilgiler beynin işlevidir. Bunlar yapılırken olağanüstü bir bilgi işlem süreci işler. İşte böyle harika bir organ kendini yenileme yeteneğine sahip değildir. Diğer beden hücreleri yenilenip değişirken beyin için tek yol kapasiteyi arttırmaktır. Bu işlem de beyin eğitimidir. Beynini iyi bilen ve kullanan kişi başarı ve mutluluğu yakalayacaktır.

GÖRSEL BELLEK DAHA BASKIN
Gördüğümüz şeyi mi duyduğumuz şeyi mi daha çabuk unuturuz?
Görme, işitme, dokunma, koklama, tatma ve heyecan hissetme, harekete geçme, uzun ve kalıcı öğrenmek için bu yedi duyguyu beraber kullanmak güçlü hafıza demektir. Bilgileri kuma değil taşa yazan insanlar unutma sorunu yaşamayacaklardır. Hayvanlarda koklama belleği beyinde daha çok alan kaplarken, insanda görsel bellek daha büyük alan kaplar. Heyecan uyandıran ve insanı harekete geçiren bilgilerin beyinde kalıcı olduğu bilinmektedir. Kaza ile veya ameliyatla beynin ön alın bölgesi (Pre Frontal Korteks) çıkarılan kişilerde planlama, karar verme, sosyal kurallara uygun davranma yetilerinin kaybolduğu bilinmektedir. Ayrıca beynin orta bölümlerinde yer alan 'Amigdale' denilen badem büyüklüğündeki alan cerrahi yolla çıkarıldığında, kişinin olayların duygusal boyutunu unuttuğu ve duygusal körlük yaşadığı, yeni bilimsel bulgular arasında yer alıyor.

Depresyon unutmayı artırır mı?
Stres hormonu uzun süre salgılandığında, beyinde hücreler arası enerji transferini ve bilgi akışını bozar. Zihinsel yavaşlama, konsantrasyon güçlüğü, dalgınlık, halk arasında sürmenaj olarak bilinen, bildiklerini unutma ve kullanamama şeklindeki klinik tablo ortaya çıkar. Depresyonun sekiz belirtisinden birisi, düşünce yoğunlaştırma bozukluğudur. Diğer belirtiler elemli mizaç, zevk alamama, enerji azalması, uyku-iştah bozukluğu, cinsel ilgi azalması ve intihar düşünceleridir. Bazı örtülü depresyon türlerinde sadece bu belirtinin göze çarptığı unutkanlık, dalgınlık şeklinde gözüken depresyonlar vardır. Bu, daha çok yönetici ve iş adamlarında, beyin işçilerinde görülür.

Kötü hafızanın sorumlusu nedir?
Kötü hafızanın birinci sorumlusu dikkatsizliktir. Ancak düşüncelerini yoğunlaştırabilen kişi bir konuya konsantre olabilir. İnsanlar bilgileri zihinlerine kazırlar. Dikkat edilmeden dinlenen bilgiler kuma yazılmış gibidir; hemen silinir. Kötü hafızanın ikinci sorumlusu ise özgüven azlığıdır. İnsan beyninde biyolojik bir saat vardır. Eğer o saate bilerek ve irade ederek sabah 07.00'- de kalkacağınızı söylerseniz, öyle programlamış olursunuz. Sabah 07.00'de kalkmanız kesinleşir. Kolumuzdaki saate güvendiğimiz kadar hafızamıza da güvenecek olursak, o bizi yanıltmaz. Kötü hafızanın üçüncü sorumlusu, önem vermemektedir. Unutulan bilgiler genellikle o kişi tarafından önemsenmeyen bilgiler olacaktır. Unuttum demek mazeret olmaz; çünkü bu, o konuya önem vermediğiniz anlamına gelir. Kötü hafızanın bir sorumlusu da, akılda tutma tekniğini bilmemektir. Örnek vermek gerekirse; araba, kuş, mavi, lale kelimelerini akılda tutmak istiyorsanız doğrudan ezberlerseniz aklınızda kalmayacaktır. "Mavi bir arabanın üzerindeki kuşun ağzında lale var" şeklinde ezberlerseniz bunu asla unutmazsınız.

OLAYLARIN DUYGUSAL BOYUTU
Kötü hafızanın bir nedeni de, olayların duygusal boyutunun ihmal edilmesidir. Bir tiyatrocu, rolünü öğrenirken heyecanları da tekrar eder; böylece rolünü tam olarak uygulamış olur. Öğrenme sürecinde, kelimelerle birlikte heyecanı da öğrenirse, rolünü kolay kolay unutmayacaktır. Merak dürtüsü duygusal gücü arttıracaktır. Zaten bu nedenle "Merak, ilmin hocasıdır" denilir. "Kesinlikle unutmamam gerekir" dediğiniz bilgileri mutlaka bir yere not alın. Bundan 1400 yıl önce, Hz. Peygamber "Unutmamak için sağ elinizden yardım isteyin" demişti. Aldığınız nottan tekrar ederseniz, özellikle 2-3 ayda bir yapılan tekrarlar sonunda bilgiler kalıcı hafızaya işlenecektir. Kötü hafızanın önemli bir sebebi bilgilerin kullanılmamasıdır. Zihinsel uyarıcıların çok olduğu, bilgilerin tekrar edildiği bir beyinde unutkanlık olmaz. Çünkü insan beyni "Kullan ya da kaybet" kuralı ile çalışır. İnsan beyninde kalıcı hafızaya yazılan hiçbir bilgi silinmez. Çünkü bunlar protein şifreleri olarak yazılıdır. Beyin ameliyatı esnasında yarı bilinci açık hastanın beyin kabuğu elektrikle uyarıldığında, çeşitli bilgileri dile getirmeye başlar. Yaşadığı doğum sancısını, bildiği şiirleri okuyabilir. Demek ki, hafıza özel bir biyonik cihazdır. İyi kullanarak, onu iyi bilgilerle doldurabiliriz.

KAYNAK: //www.sabah.com.tr

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:25 Haziran 2007

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.