Hafıza Kaybı ile İlişkili Yaygın Uyku Problemi
Beyin taramaları, uyku apneli hastalara ait mamiler cisimciklerin (sağ üstte, daire içine alınmış) sağlıklı kontrol deneklerinden (sol) daha küçük olduğunu ortaya koydu. (U.C.L.A./Harper Lab)
Yapılan çalışmada uyku apnesi olan kişilerde hafıza depolayan beyin bölümünün küçülmüş olduğu görüldü. Bu bulguyla uyku ve solunum bozukluğunun sağlık açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu ileri düzeyde kanıtlanmış oldu.
Los Angeles, Californiya Üniversitesi’ndeki araştırmacıların yürüttüğü beyin tarama çalışmalarından edinilen bulgular, ilk defa uyku apnesinin hafıza depolayan beyin bölgelerindeki doku kaybı ile ilişkili olduğunu ortaya koydu. Uyku apneli hastaların düşünme ve odaklanma problemleri çoğu zaman uyku yoksunluğuna atfedilirken, taramalar çok daha gizli seyreden bir başka oluşuma işaret etti.
Araştırma lideri, David Geffen Tıp Okulu’ndan Ronald Harper’in bu konudaki görüşleri şöyle; “Edindiğimiz bulgular uykuda yaşanan solunum bozukluğunun düşünce ve hafızayı bozan, ciddi bir beyin hasarına yol açabildiğini ispatlıyor. Araştırma verileri Neuroscience Letters dergisinin 27. Haziran sayısında yer alıyor.
Uyku apnesi uykuda boğaz, yumuşak damak ve dildeki kaslar gevşediğinde meydana gelir. Bu kaslar sarkıp, havayolunu daralttığında, dil ağzın gerisine doğru kayar, nefes borusunu bloke ederek oksijenin akciğerlere geçişini engeller. Uyuyan kişi solunum güçlüğü yaşar ve uykusu kısa süreli bölünür. Bu döngü gece boyunca defalarca tekrarlanır. Sonuçta hastada yüksek sesli horlama ve gün içerisinde kronik bitkinlik görülür. Bu bozukluk aynı zamanda artmış strok, kalp hastalığı ve diyabet riski ile ilişkilendirilir. 20 milyon Amerikalının uyku apnesinden muzdarip olduğu tahmin edilmektedir.
Çalışmada mamiler cisimcikler olarak adlandırılan, beynin alt kısmındaki yapılara odaklanıldı. Araştırmacılar manyetik rezonans görüntüleme tekniği ile uyku apneli 43 hastanın beynini taradılar. Kontrol deneklerinin görüntüleri ile karşılaştırıldığında, uyku apneli hastaların beyinlerinde özellikle sol tarafta, hacimleri %20 oranında küçülmüş, mamiler cisimcikler görüldü.
Bu yapıların alkolizm veya Alzheimer hastalığına bağlı, başka hafıza kaybı formlarında da küçüldüğü bilinmektedir.
Uyku bozukluğunun beyin dokusunu etkileme sebebi bilinmese de, araştırmacıların teorisine göre bu tekrarlanan oksijen düşüşleriyle ilişkili. Apne epizodu esnasında, beyindeki kan damarlarının daralmasıyla, dokularda oksijen açığı oluşuyor. Bu durum hücre ölümüne yol açıyor. Kalp hastalığı ve strokla da ilişkilendirilen bu enflamatuar süreç ileri doku hasarına sebep oluyor.
Dr. Harper’in bu konudaki yorumu şöyle: “ Mamiler cisimciklerin hacmindeki küçülme, çok miktarda hücre kaybıyla sonuçlanan, hasar verici bir olaya maruz kaldıklarını düşündürmekte. Uyku bozukluğu tedavisi görmelerine rağmen, hastaların hafıza problemlerinin devam ettiği göz önüne alınırsa, bu olay kalıcı beyin hasarı şeklinde yorumlanabilir.”
Elde edilen veriler uyku apnesinin erken tanı ve tedavisinin önemini ortaya koyuyor. İleriki bir çalışmada, U.C.L.A. araştırmacıları vitamin B1 suplementlerinin hücrelere glukoz taşıyıp, hücre ölümünün önüne geçerek, uyku apneli hastalarda hafızayı düzeltip düzeltmediğini araştıracaklar.
Çeviri: Ayda Çayır
Kaynak: 11/6/2008/ www.nytimes.com
Common sleep problem linked with memory loss
Paylaş