HAMİLELİKTE ORUÇ TUTMAYIN!

Anneyizbiz

Ramazan ayı yaklaştıkça hamilelikte  “oruç tutabilir miyim” soruları artıyor. İşte cevabı.

 
Ramazan ayının yaz aylarına rastlaması ve aç kalma süresinin uzun olacağı nedeniyle sorular da artış var. İki yıl önce yazdığım ‘Gebelik ve emzirme döneminde beslenme’ adlı rehber kitabımda oruç konusunda hiç değinmemiştim çünkü sorunun cevabı “hayır”dı. 
Gün geçtikçe bu hayır cevabının bireyleri tatmin etmediğini soruların artmasından anladım. Bu yüzden ‘gebelik ve emzirme döneminde neden oruç tutulmamalı?’sorusunun yanıtına kesin “hayır” dediğimi ayrıntılı olarak açıklıyorum.

Gebelik ve emzirme kadının hayatında sağlıklı beslenmenin öneminin arttığı bir dönemdir.

Annenin fizyolojik gereksinimlerinin karşılanarak yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi, anne karnındaki bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve emzirme döneminde süt verebilmek için annenin enerji depolayabilmesi gebelik döneminde beslenmenin amaçları olarak sıralanabilir.

Gebelik döneminde annenin önceden yediği miktara göre iki katı yemek yemesi gerekmese de özellikle enerji, karbonhidrat, protein, su ile bazı vitamin ve minerallere daha fazla gereksinimi olduğu akıllardan çıkarılmamalı.

Oruç, fecir (imsak) vaktinden günesin batımına kadar geçen süre içinde yeme, içme ve cinsel arzulardan uzak durmaktır. Hamile ve emziren bir kadının neredeyse 16 saat hiçbir şey yemeden, içmeden sağlıklı kalabilmesi, bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi mümkün değildir. Gebelik ve emzirme döneminde kadın fizyolojik olarak sık sık acıkır. Artan gereksinimlerin 2-3 saatte bir alınan dengeli öğünlerle karşılanması gerekir.

Hamile kadınlarda oruç tutmak, bebeğin ve annenin sağlığını hatta yaşamını tehlikeye sokar. Hamilelerde oruç tutmanın ne gibi zararları olduğunu sıralayacak olursak:

•Açlık nedeniyle kan şekerinde dalgalanmalar, buna bağlı yaşam kalitesinde düşme ve metabolizmanın yavaşlaması, bebeğin hareketlerinde azalma,

•Açlığa bağlı tansiyon değişiklikleri, gün içinde tansiyonun düşmesi, iftar sonrası tansiyonun yükselmesi ve buna bağlı olarak PREEKLEMPSİ (hamilelikte görülen ciddi sağlık sorunu) riskinde artma,

•Açlığa bağlı olarak kandaki keton miktarının artması, bebeğin ilerde nörolojik ve psikolojik ve beyin gelişiminde gerileme hatta ciddi sakatlık riski,

•Vücudun sıvı ihtiyacının karşılanamamasına bağlı olarak kan basıncının düşmesi ve dolaşımda yavaşlama, kordon kanı ile bebeğe giden kanın dolayısıyla oksijen ve besin öğelerinin yeterince bebeğe ulaşmaması buna bağlı anomalilerin görülme riskinde artış,

•Vücudun sıvı ihtiyacının karşılanamamasına bağlı olarak amniyon (plesenta ile bebek arasında bulunan su) sıvısının azalması ve düşük doğum riskinde artma, bebeğin düşük ağırlıkta doğması,

•Yaz sıcakları ile birlikte susuzluğunda eklenmesiyle annenin bayılması, dehidrasyona bağlı olarak anne adayında kalbin çalışmasında aksaklıklar, düşük riskinde artma,

•Uzun süren açlık nedeniyle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi, baş ağrısı gibi problemler,

•Midesinde gastrit şikâyeti olan hamilelerin uzun süreli açlık sonucu fazla asit üretmesi ve mide şikâyetlerinin daha da ağırlaşması.

EMZİREN ANNELER NEDEN ORUÇ TUTMAMALI?

Emzirme döneminde annenin enerji ve besin öğeleri gereksinimi gebeliğe göre daha fazladır. Bu ihtiyacın oruç tutarak hele uzun saatler aç ve susuz kalarak karşılanması mümkün değildir. Yapılan birçok araştırma annelerin beslenmesinin süt miktarı ve kalitesini doğrudan etkilediğini gösteriyor. Ayrıca bazı bilimsel araştırmalar kısa süreli yemek yememenin sütü azaltmadığını ancak ciddi sıvı kaybının sütü azaltabileceğini göstermiştir.

Bebekler ilk 6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmeli çünkü yeterli miktar ve kalitede anne sütü bebeğin ilk 6 ay tüm gereksinmelerini karşılamaya yeter. Bu sebeple doğum sonrası ilk 6 ay annenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi her zamankinden daha büyük öneme sahiptir.

Oruç tutan bir annenin süt miktarı tutmayan bir annenin sütüne göre daha az ve besleyici değeri bakımından daha fakirdir. Kısaca özetlersem, oruç tutmak, aç kalmak ve tüm gün su içmemek, annenin sıvı kaybetmesine ve sıvı kaybına bağlı olarak süt veriminin azalmasına yol açar. Anne sütü verimi düşen bir anne ise süt miktarını ve kalitesini daha sonra tekrar artırmakta zorlanır.


 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:07 Ağustos 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.