

Hep bey ya da hanım diye hitap edilmiş birine siz kalkıp da abi, beyamca derseniz kızarlar. Farklı bir hitabette sinirlenirler. Yatalak hasta olurlar ama biz neden korkuyorsak, ondan korkarlar. Alzheimer hastalarına bakanlara, bu hastalarla ilgilenenlere bunu söylemek lazım. Hep sevdikleri şeyi uyaran olarak vermek gerekiyor. Dikkatleri çok çabuk çelinir, Örneğin size bağırırken, “hadi gel kahve içelim” dediğinizde onu rahatlatırınız. Keyif aldıkları şeylerden mahrum bırakmamak önemli. Bu hastalık tersine bir çocukluk aslında. Bir yaşlı hasta var karşınızda ama giderek bebek oluyor…
Ve ağır evreyi anlatırsak neler söyleyebilirsiniz?
Ağır evre, adı üzerinde en kötü evre. Artık yıkık bir insan var karşınızda. Hem fiziki olarak yıkılmış, yürümesi yavaşlamış, iletişimi azalmış, kelime hazinesi daralmış, sizi anlamıyor gibi görünüyor, ellerinden titreme olabilir. İleri evrede Parkinson bulguları çıkıyor ortaya. Artık hareket etmesi giderek yavaşlayan kendini kapatmış bir insan var. Yutması bozulduğu için tüple beslenebilir, yatak yaraları çıkabilir. Akciğer embolisi olabilir bu evreye gelince. En üzücü evre aile yakınları için.
Paylaş