Prof. Dr. Osman Müftüoğlu
Bazı insanlar sakin ve huzurlu yaşlanmak yerine anlamsız bir gençlik telaşına giriyor.
Bu telaş abartıldığı zaman ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor. Aslında yaşlanmayı yavaşlatmak, sağlıklı, dinç, formda biri olmak için gayret göstermek çok güzel bir şey. Ne var ki bazıları bu gayreti bilerek ya da bilmeyerek, bazen de dolduruşa gelerek veya yanlış bilgilenerek abartabiliyor.
Oysa her yaşın bir "bedeni kullanma şartnamesi" var. Hareket alanınız o şartnameyle sınırlı. Aşırısı fayda yerine zarar veriyor. Bedeni de ruhu da daha hızlı yıpratıyor.
HGH: MUCİZE Mİ, TEHLİKE Mİ?
1990’lı yılların sonlarından itibaren Amerika’da müthiş bir büyüme hormonu (HGH-İnsan Büyüme Hormonu-) çılgınlığı başladı. Bir zamanların efsane aktörü, 90’lı yılların yaşlı, alkolik ve yorgun yıldızı Nick Nolte "HGH mucizesi"ni(!) ilk deneyenlerden biri oldu. Alkolü bırakıp hayatına bir çekidüzen veren, beslenmesine özen gösterip vaktini spor salonlarında geçirmeye başlayan Nolte’da büyüme hormonuyla alınan sonuçlar şaşırtıcıydı. Ünlü yıldız yeniden o eski günlerine dönmüş, 10 yaş gençleşmiş gibiydi.
Görenler şaşkınlık içindeydi. Ortak kanaat ünlü yıldızın en az 10 yıl gençleştiğiydi.
Bu iyi haber kısa sürede "kulaktan kulağa" yayıldı ve çok geçmeden tam bir "şehir efsanesi"ne dönüştü. El altından yürütülen ciddi bir "büyüme hormonu pazarı" oluştu. Pazarı, vurdumduymaz ve şarlatan anti-aging uzmanları, bilgisiz egzersiz-aktivite danışmanları, sözde kişisel koçlar büyüttü. 90’lı yılların ortalarında büyüme hormonu uygulanan çok sayıda klinik ortaya çıktı.
BÜYÜME HORMONU NE YAPIYOR
Büyüme hormonu düzenli olarak kullanılınca kas dokusunu geliştirmekte, yağ dokusunu azaltmaktadır. Ruhsal duruma yaptığı etkilerle "iyilik, güç, sağlamlık hissi" vermektedir. Bu hormonun kısa vadeli etkileri bu yönüyle biraz da kortizona benzemektedir.
Büyüme hormonu kullananlarda yorgunluk hissi azalmakta, uyku hali iyileşmekte, güç, kuvvet ve kendine güven hissi yükselmektedir. Eğer bu güzel gelişmelere kanıp yola devam etmeye kalkarsanız, bu pembe tablo çok geçmeden önce grileşmekte, sonra siyaha dönmekte, kalbinizde, kan basıncınızda, şekerinizde problemler ortaya çıkmaktadır.
Eklemleriniz şişmekte, başlangıçtaki yumuşaklık ve esneklik yerini katılığa, ağrılara ve hareket kısıtlamasına bırakmaktadır. Bir süre sonra kas güçsüzlüğüne, yorgunluğa, bitkinliğe sebep olmaktadır. Kısacası kaşıkla verdiğini kepçeyle geri almaktadır! Büyüme hormonu uygulayanlarda cinsel güçsüzlüğe, kalp krizlerine, felçlere, şeker hastalığına, hipertansiyona yakalanma riski artmaktadır.
HORMONDAN UZAK DURUN
Birçok kez yazdım, ama bir kez daha tekrarlamakta fayda olabilir. Herhangi bir ilacı, hormonu veya tıbbi uygulamayı, hatta ameliyat yöntemini ilk ve son uygulayan hastalardan biri olmamaya özen gösterin.
Henüz yerleşmemiş, doğruluğu, etkinliği ve zararsızlığı herkes tarafından teyit edilmemiş tıbbi bilgiler, sağlığınızda ciddi sorunmalara yol açabilir. Bekleyin, herkes tarafından kabul edilsin, bir "teşhis ve tedavi klasiği" haline gelsin, ondan sonra faydalanın.
Ayrıca etkinliğinde kuşkuya düşüldüğü ya da daha iyisi ortaya koyulduğu için herkes tarafından terk edilmiş tanı ve tedavi araçlarını kullanmakta da ısrarcı olmayın. Bütün modern bilimler gibi tıp bilimi de değişime açıktır. Bugün doğru bildiğiniz bilgiler zamanla değişebilir. En azından yerini daha doğru olanına bırakabilir.
Ama hemen hatırlatalım ki, insan sağlığını doğrudan etkileyen bu alanda bilgi değişimlerini pratiğe uygularken birazcık tedbirli hatta tutucu olmak gerekebilir.