HER KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİYOR
DR. ADNAN ÇOBAN
PSK. ORHAN GÜMÜŞEL
Genelden özele gelişen bu tarif; alkol, madde kullanımı ve bağımlılık sorununun süreç içinde daha bir anlaşılır ve somutlanabilir hale geldiğinin de göstergesidir.
Aynı zamanda ters açıdan bakıldığında ise birbirine entegre olabilecek şekilde gelişen ve birey sağlığından hareketle topum sağlığını etkileyebilecek padoksal bir takip yapılanması şeklinde de yorumlanabilir. Günümüz dünyasında alkol, madde kullanımı ve bağımlılık insanlık üzerinde din, dil, ırk, güçlü, güçsüz ayrımı yapmaksızın yayılmaktadır. Bu, hem toplumların hem de kişiliklerin yaralandığı, zarar gördüğü çok geniş açıdan incelenmesi gereken bir insanlık sorunudur. Bireysel açıdan ele alındığında karşımıza çıkan durum belli bir noktadan sonra kişilik kaynakları ile dayanmayı aşan ve insanı kölesi haline getiren bir karmaşalar yumağıdır. Bir çeşit tutku ve esaret ilişkisidir.
Bağımlılık kavramı, insan-madde etkileşimini içeren kimyasal bağımlılıklar ve insan-insan ya da (özellikle çağımızdaki hızlı ve yoğun teknolojik gelişmelere bağlı olarak) insan-makine etkileşimini içeren davranışsal bağımlılıklar şeklinde yorumlanabilir. Sonuç itibariyle hangi tür bağımlılık söz konusu olursa olsun birey bir dış unsura aşırı derecede gereksinim duyar. Bağımlılığın esası bu noktaya dayanır. Bu yolla birey hem kendisine ait bir yetersizliğin, sıkıntının ya da kaygının üstünü örter hem de hoşnutsuz olduğu durumdan kısa süreli de olsa kaçma imkânına kavuşur. Buradan hareketle diyebiliriz ki insanın davranışsal veya kimyasal bir dış unsurla sürekli ve aşırı etkileşimi bağımlılık olarak adlandırılabilir. Tıbbi anlamda ele alındığında ise bağımlılık; biyolojik, sosyal ve davranışsal boyutları olan bir hastalıktır. Bağımlılık tedavisi olan yani düzelebilen, ancak bağımlı olunan madde tekrar kullanıldığında hızlı ve şiddetli bir seyirde nükseden bir hastalıktır. Bir başka deyişle; kişi bağımlı olduğu maddeyi bıraktığı yere kısa zamanda geri döner.
Paylaş