HER MEVSİMİN DEPRESYONU VAR
A.A
Manik depresif, yazın taşkınlık ve coşkunluk, sonbahar ve kışın ise durgunluk şeklinde kendini gösteriyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği Duygudurum Bozuklukları Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Ömer Aydemir, iki uçlu bozukluğun iki dönemi olduğunu ve bunlardan birinde taşkınlık (mani), diğerinde ise çökkünlük (depresyon) bulunduğunu vurguladı.
Birbirlerine zıt gibi görünen bu iki hastalık döneminin yatışma ve alevlenmelerle seyrettiğini dile getiren Aydemir, hastalık dönemleri dışında hastaların hemen tamamen normale döndüklerine dikkati çekti.
Toplumlarda bazı farklılık gösterse de, görülme sıklığı yüzde 2-3 olan iki uçlu bozukluğun (bipolar) ortalama başlangıç yaşının 20-25 arası dönem olduğunu ifade eden Aydemir, hastalığın erkek ve kadınlardaki görülme oranının da eşit olduğunu kaydetti.
Hastalığın ortaya çıkmasındaki en önemli nedenin genetik olduğunu belirten Aydemir, beyinde hücreler arası iletiyi sağlayan kimyasal maddelerin taşınmasında veya düzeylerinde ortaya çıkan değişikliklerin de buna neden olduğunu ifade etti.
Stresli veya travmatik olayların da iki uçlu bozukluğun ilk hastalık döneminin ortaya çıkmasında etken olabildiğine işaret eden Aydemir, ailede görülen bir ölüm, işini kaybetmek, doğum veya taşınma gibi olaylarının da hastalığa neden olabileceğini vurguladı.
MEVSİMSELLİK
İki uçlu bozukluğun seyrindeki en önemli özelliklerden birisinin mevsimsellik gösterdiğini belirten Aydemir, şunları söyledi:
“Mevsimsel özellik olarak hastalar ilkbahar – yaz aylarında taşkınlık, coşkunluk yaşarken, sonbahar – kış aylarında ise çökkünlük, durgunluk içinde girerler. Özellikle ilkbahardan yaz aylarına geçiş hastaların alevlenmesi açısından en riskli dönem gibi görünmektedir. Hastaların yaklaşık dörtte biri bu mevsimsel özellik nedeniyle ilkbaharın son günleri, yazın ilk günlerinde kötüleşirler. Kötüleşme yaşanan bugünlerde hastalarda dürtüsel, tepkisel davranışlar, saldırganlık eğiliminde artma, öfke patlamaları, aşırı para harcama, taşkınlaşma azımsanmayacak orandadır. Bunların yanı sıra zaman zaman intihar eğilimi, daha doğrusu kendine zarar verme davranışı da görülebilir.”
“İNTİHAR RİSKİ VAR, DİKKAT”
Prof. Dr. Aydemir, çok yüksek oranlarda olmasa bile bu dönemlerde intihar riskinin arttığının altını çizerek, hastanın yakınlarının dikkatli olmalarını istedi.
Bu mevsimde hastaların dikkatlerinin daha bozuk olduğunu anlatan Aydemir, “Sonuç olarak, bu mevsim hastaların hastalanma eşikleri göreceli olarak düşük olmaktadır ve buna bağlı olarak da hem kendisine hem çevresindeki kişilere zarar verme riski taşıyan davranışlar gösterme riski taşırlar” dedi.
Bu mevsim geçişlerinde hastaya olabildiğince yakın olmakta yarar bulunduğunu vurgulayan Aydemir, hastanın uyarıcı belirtilerinin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Bu dönemde hastanın alkol ve diğer uyuşturucu maddelerden uzak durması gerekliliğine değinen Aydemir şöyle devam etti:
“Mutlaka uyku düzenini korumalı, gece uykusuna özen göstermelidir. Günde sekiz saat uyumak kadar bu uykuyu gece almak da gereklidir. Hasta taşkınlaşmaya başladığı takdirde, hızla yakınlarına ve doktoruna ulaşmalıdır. Hastalığın tırmanmasını beklemek hastalığın kontrolünü çok zorlaştırır. Erken müdahale tedavi yanıtını arttırır. Ayrıca yine bu mevsimde taşkınlaşma riski nedeniyle kredi kartlarını hastadan uzak tutmak, araba anahtarını kontrollü vermek, ilişki kurduğu arkadaşlarını takip etmek olası zararları engeller.”
İki uçlu bozukluğun belli bir tedavisi olmadığını ifade eden Aydemir, her hastaya göre doktoruyla ortaklaşa olarak bir tedavi programı hazırlandığını, bu tedavi programında ilaç tedavisinin yanı sıra yaşamın düzene sokulması, kötü beslenme ve alkol – madde kullanım alışkanlıklarından uzaklaşma, pozitif düşünme ve davranma becerilerini geliştirme, stresle başa çıkma stratejilerini öğrenme, hastalığın seyri konusunda ayrıntılı bilgiye sahip olmanın da bulunduğunu kaydetti.
Paylaş