İLK İNTİBA İÇİN 30 SANİYE
A.A
İnsanlar üzerinde meydana getirdiğimiz ilk intibanın 30 saniye içinde oluştuğunu biliyor muydunuz?
Spiker ve diksiyon dersi öğretmeni Sırrı Er, ilk intibanın önemine işaret ederek, "İnsanlar üzerinde meydana getirdiğimiz ilk intiba 30 saniye içinde oluşur. Bu süreyi bilinçli kullanmak, karşımızdakiler üzerinde istediğimiz intibanın oluşmasına imkan verir" dedi.
Sırrı Er'in etkili ve güzel konuşmanın sırlarını anlattığı "Etkili ve Güzel Konuşma Sanatı" adlı kitabı okurla buluştu.
Kitabında "şiir dili" olan Türkçenin günümüzde çok kötü kullanıldığını savunan Er, Türkçe öğrenilmesi için zaman ayrılmasını istedi.
Etkili bir konuşmanın yıkıcı değil, yapıcı olması gerektiğini vurgulayan Er, konuşmanın bir amacı olması gerektiğini, "laf olsun, torba dolsun" diye gelişigüzel konuşmanın karşı taraf için zaman kaybından başka bir anlam taşımadığını anlattı.
Konuşmanın yerinde ve zamanında yapılmasının önemine işaret eden Er, "Etkili konuşmanın olmazsa olmaz şartlarından biri jest ve mimikleri kullanmaktır. Canlı, günümüz Türkçesine uygun bir telaffuz, yerinde doğru kelimelerin seçimi konuşmayı akıcı kılar. Dakikada 125-175 arası kelime kullanmak, olağan konuşma hızı olarak kabul edilir" görüşünü dile getirdi.
Türkçenin genel olarak soluk verme halinde konuşulan bir dil olduğuna dikkati çeken Er, şöyle devam etti:
"Soluk alırken konuşmayı deneyiniz, çok çabuk yorulup, böyle söz söylemenin mümkün olmayacağını düşünüp hemen öksürmeye başlayacak, söylemek istediğiniz kelimelerin hiçbirini işittirmeyi başaramayacaksınız. İyi söz söylemek için 'Tam zamanında yeter ölçüde havayı akciğerlere çekmeyi bilmek ve bir defada çekilen yeter ölçüdeki havayı söz söylerken azar azar, hiç zorlanmadan bırakmayı bilmek' gerekir. Ayrıca söz söyleyen kimse, solunum sırasında hiçbir zaman soluk aldığını dinleyicilere belli etmemelidir. İyi solunum için burundan soluk alıp, ağızdan vermek gerekir. Rahat solunum için tam ve belirli birtakım hareketlerle göğüs kafesinin oylumunu çoğaltmaya alıştırmak gerekir. Solunumda usta olmadan sözde usta olunmaz."
Dudak kaslarını geliştirmek için günde 5 dakika “U” ve “İ” harflerini söylüyormuş gibi dudağın büzülmesi ve gerilmesi gerektiğini belirten Er, ayrıca yatay şekilde dişlerin arasına kurşun kalem sıkıştırıldıktan sonra tekerleme okumanın da ağız-dudak tembelliğine iyi geleceğini kaydetti.
"AYNA KARŞISINDA ÇALIŞMALAR YAPIN"
Sırrı Er, topluluk karşısında konuşurken ellerin cebe sokulmaması gerektiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Konuşma arasında belki ellerinizin fazla olduğunu düşüneceksiniz. Eğer öyle bir hisse kapılırsanız, bu düşünceyi en kısa sürede beyninizden atmaya çalışın. Kelimeleri ya da cümleleri vurgulamak için ellerinizi de kullanın. Konuşmada mimikler de önemlidir. Boş zamanlarınızda ayna karşısında çalışmalar yapın. Yüzünüze yerine göre 'ciddi', 'şakacı ve içten', 'size yöneltilmiş bir eleştiriyi önemseyen, eleştiri ya da iddia sahiplerine karşı alaycı, kendinin suçsuz olduğundan emin' anlamları vermeye çalışın. Rahatlık ve ciddiyetten kopmamak şartıyla içtenlik sergileyin."
"BİLGİ DEĞİL, KULLANILIŞI ÖNEMLİ"
Er, sosyal psikologların uzun yıllar sürdürdükleri çok sayıda araştırmanın sonucuna göre, insanların birbirleriyle yüz yüze kurdukları ilişkilerde sözsüz hareketlerin etkisinin çok yüksek olduğunu kaydetti.
Dünyada tekrarlanamayacak tek şeyin ilk intiba olduğuna dikkati çeken Er, "İnsanlar üzerinde meydana getirdiğimiz ilk intiba 30 saniye içinde oluşur. Bu süreyi bilinçli kullanmak, karşımızdakiler üzerinde istediğimiz intibanın oluşmasına imkan verir. Beden dili, yaşanan şartlar içinde, birbirini takip eden hareketlerle değer ve önem kazanan, ses tonu ile desteklenen ve kelimelerle son şeklini alan bir süreçtir. Esas olan, bilginin niteliği değil, kullanılış şeklidir" ifadesini kullandı.
Sırrı Er, çevrede olumlu intiba doğuracak beden dili özelliklerini ise şöyle sıraladı:
"Göz ilişkisi önemlidir. İnsanların yüzüne bakanlar, bakmayanlardan daha çok hoşa gider. İnsanlarla onları rahatsız etmeyecek ölçüde, ancak mümkün olduğu kadar çok göz ilişkisi kurun. Yüz ifadeniz canlı olsun. Mümkün olduğu kadar sıcak ve dostça tebessüm edin ve gülün. Donuk ve ifadesiz görünmekten kaçının. Karşınızdaki konuşurken sık sık başınızı hafifçe aşağı-yukarı hareket ettirerek, onu dinlediğinizi ve anladığınızı hissettirin. Çok aşırıya kaçmadan jestlerinizi kullanın. Ellerinizi ceplerinizde tutmaktan ve kollarınızı kavuşturmaktan, ellerinizle ağzınızı örtmekten kaçının. Ayaktaysanız dik durun, oturuyorsanız sandalye ve koltuğunuzu tam olarak doldurun ve arkanıza yaslanın. İnsanlara, daima onları rahatsız etmeyecek mümkün olan en yakın mesafede durmaya gayret edin. Kıyafetinize itina gösterin, uygun giyinin. Kıyafetinize mümkün olduğunca renk katın. Saç ve el bakımınıza özen gösterin. Çok fazla ve hızlı konuşmayın."
Paylaş