

Hayatın artan temposu ve iş dünyasındaki kesintisiz rekabet, pek çok insanı fark etmeden tükenmişliğe sürüklüyor. Peki, kronik stresin sizi ele geçirdiğini nasıl anlarsınız?
2020 yılında dünyanın en büyük sağlık firmalarından birinde üst düzey pazarlama yöneticiliği yapan Amy, hayatının kontrolünü kaybetmeye başladığında bunun farkında bile değildi. Bir etkinlikte aniden baş dönmesi yaşadı. İlk başta susuz kaldığını ya da aç olduğunu düşündü, ancak sonrası bulanıktı. Kafasında vınlayan bir ses ve sanki bir gemideymiş gibi hissettiği dengesizlik hissiyle hastalık izni almak zorunda kaldı.
Amy, aylarca çalışamadı. Duşta bayılmalar, çocuklarına bakamama, günlük hayatın bile yük haline gelmesi... "Vücudum bana kesin bir şekilde 'Dur!' dedi" diye anlatıyor o süreci.
Beyin sisi, sürekli yorgunluk ve işe karşı kayıtsızlık, tükenmişliğin en sinsi belirtileri arasında. Bu belirtileri görmezden gelmek, sadece zihinsel sağlığı değil, fiziksel sağlığı da ciddi biçimde tehdit edebiliyor.
Berkeley California Üniversitesi'nden Prof. Dr. Christina Maslach, tükenmişliği "kötü yönetilen kronik iş stresine verilen bir yanıt" olarak tanımlıyor. Dünya Sağlık Örgütü de tükenmişliği tıbbi bir hastalık olarak değil, iş yaşamına bağlı bir sendrom olarak sınıflandırmış durumda.
King’s College Global Kadın Liderliği Enstitüsü Direktörü Prof. Heejung Chung, dijitalleşmenin "her zaman ulaşılabilir olma" kültürünü doğurduğunu ve bunun tükenmişlik dalgasını körüklediğini vurguluyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, tükenmişliğin ekonomiye yıllık 102 milyar sterlinin üzerinde maliyeti var.
Daha önce sadece iş hayatında görülen tükenmişlik, artık öğrenciler, ebeveynler ve bakıcılar arasında da hızla yayılıyor. Özellikle kadınlar, iş ve ev hayatı arasındaki görünmeyen "ikinci vardiya" yükü nedeniyle daha fazla risk altında.
Balayı Dönemi: Başta coşkuyla çalışılır, her işe evet denir; ancak aşırı yüklenme başlar.
Vazgeçme: Sosyal hayat geriler, eski keyifler anlamsızlaşır.
Motivasyon Eksikliği: Sinirlilik, ilgisizlik ve şefkat yorgunluğu görülür.
Tükenmişlik: Fiziksel ve duygusal bitkinlik zirveye ulaşır.
Kapanma: Klinik tükenmişlik; kişi yataktan kalkamayacak, sosyal hayata katılamayacak hale gelir. İyileşme süreci aylar hatta yıllar alabilir.
- Aşırı iş yükü: Bitmeyen görev listeleri.
- Kontrol eksikliği: Kararlarda söz hakkı azlığı.
- Yetersiz ödüller: Çabanın karşılık görmemesi.
- Görünmezlik hissi: Değersiz hissetmek.
- Toplulukta kopukluk: Desteksiz iş ortamı.
- Adaletsizlik: Eşitsizlik ve ayrımcılık deneyimi.
- Kurtuluş Yolu: Küçük Değişimler Büyük Etki Yaratabilir
Profesör Sabine Sonnentag’a göre, işten zihinsel kopuş, tükenmişliğe karşı en güçlü kalkanlardan biri. Günü işten tamamen koparak bitirebilmek, duygusal yükü azaltıyor.
Psikoterapist Dr. Claire Ashley, tükenmişlikten kurtulmak için her zaman büyük değişiklikler gerekmediğini belirtiyor: "İş değiştirmek şart değil. Küçük adımlar büyük farklar yaratır."
Önerileri şunlar:
- İş üzerinde daha fazla kontrol sağlamak,
- Sağlığına ve uyku düzenine dikkat etmek,
- Destekleyici bir çevre oluşturmak.
- Bununla birlikte, değerlerinizi yeniden tanımlamak, verdiğiniz kararların sağlam bir zemin üzerine inşa edilmesine yardımcı olur. Dr. Russ Harris'in önerdiği gibi:
"Bırak, savaş ya da değerlerine sadık kalarak devam et."
Her durumda önemli olan, kendi değerlerinizle uyum içinde hareket etmektir.
BBC TÜRKÇE'den derlenmiştir...
Paylaş