KADINLAR YAZMAMI İSTEMEDİLER

Sabah Gazetesi / Yalçın Bel / 5. bölüm

Sabah Gazetesin'nden Yalçın Bel müebbetler hayatları yazdı, Prof. Dr. Nevzat Tarhan yorumladı:

 


Yönetimin iznine rağmen kadın mahkûmlar bırakın konuşmayı yan yana bile gelmemiş. Remzi Yay ancak 56 yaşındaki bir kadının öyküsünü yazabilmiş.

Remzi Yay'ın cezaevindeki okuma ve yazma tutkusu kadın mahkûmlarla yüz yüze görüşmesini kolaylaştırmış. Cezaevi yönetimleri kadın mahkûmlarla görüşmesine izin vermiş. Remzi Yay'ın 'İbret' adlı kitabında öyküsünü anlattığı bir kadın hükümlü de var. 56 yaşındaki S.B. adlı kadın evli ve 4 çocuk annesi. Pazarcılık yaparak geçimini sağlayan S.B.'nin çocukluğu ve gençliği silahlı insanların arasında geçmiş.

Çantasında sürekli silah taşıyormuş S.B. Remzi Yay, S.B.'ye "cezaevlerinin bu haliyle suçluları ıslah edip etmediklerini" sorunca, "Islah eder oğlum. Şartlar zor" yanıtını almış. S.B. kadınlar koğuşunda üç yaşındaki çocuğuyla cezasını çeken genç bir annenin dramını anlatmış Remzi Yay'a... Genç kadın kaza kurşunuyla eşini öldürünce kimse aramaz olmuş. Cezaevinde hiçbir ziyaretçisi olmayan, geliri bulunmayan genç kadın çaresizlik içindeymiş. S.B. "Beterin beteri var. Hiç kimse bilerek düşmek istemez buralara" diye not düşürmüş Remzi Yay'a.

CİNAYET GÜNÜ

S.B. 33 yıl ceza aldığı cinayeti ise şöyle anlatıyor; "Sabah oğlumla eczaneye gittik. Ben o dönemde psikolojik tedavi görüyordum. Haplarımı aldık, öldürdüğüm insanların evi yolumuzun üstündeydi. Evin yanına geldiğimizde ben oğluma arabayı durdurmasını istedim. Amacım onların evine gidip konuşmaktı. Çünkü bu aile evimizi iki defa haksız yere kurşunlamıştı. Onların esrar sattığını polise ihbar ettiğimizi iddia ediyorlardı. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bana küfür ettiler, vurdular. Onların elinde silah da vardı. Beni evlerinden kovdular. Ben çantamdaki silahı çıkartıp ailenin üzerine ateşledim. Eğer ben onları vurmasam onlar oğlumu vuracaktı. Ben erken davrandım. Beş mermi sıkmışım. İki kişiyi öldürdüm. Bu olaydan oğlum da 12 yıl ceza aldı." Cezaevlerinde kadınlar koğuşunda çok farklı olaylardan ceza almış birçok hükümlü olduğunu söylüyor Remzi Yay. Ancak kadın mahkûmların çok büyük bölümü bırakın konuşmayı yan yana gelmeye bile razı olmamış. Yay, "Kadınlar cezaevlerinde sessizliğe gömülüdür adeta" diyor. Remzi Yay, çok farklı suçlardan cezaevinde yatan kadınlar tanımış. Cinsel tacize uğrayıp öz babasını öldüren, babasının dolduruşuna gelip annesini öldüren, sevgilisi ile bir olup eşini öldüren, koca dayağından bunalıp eşini öldüren, komşu kızını kürtaj parası için öldüren kadın katilleri tanımış. Ancak hiçbiriyle de görüşme yapamamış. Öykülerini dinleyememiş.

"YAZMAMI İSTEMEDİLER"

Birçoğu kitabına hayatını yazmamı istemedi. Ben onları saygı ile karşılıyorum. Bu örnekler arasında birisi var ki adı G.I. kendisi öz babasını öldürmüş. Onu tüm Türkiye tanıyor. Cezaevinde üniversiteye giriş sınavında 33'üncü oldu. Kendisi çok iyi bir insandır. Şu anda cezaevinden tahliye oldu, kendisinden ülkemiz adına faydalı işler bekliyoruz."

NEVZAT TARHAN S.B.'NİN CİNAYETİNİ YORUMLUYOR:

'Analık duygusu öne çıkıp suçu üstlenmiş'

"Burada olay bence anne mi cinayeti işledi, yoksa oğlu mu? Sanki annenin oğlunun suçunu üstüne alma durumu var gibi. Bu örnekte annelik duygusunun ön planda olduğunu görüyoruz. Kadınların bu tarz cinayet işlemelerinin alışılmış bir durum değil. Ama çocuğunu tehlikede görürse, yani 'farenin aslan kesildiği' anlar gibi, tepkisel davranması beklenen bir durum. Anne olarak böyle bir olayı çözmek için başka yöntemler bulması gerekirdi. Suça yatkın bir tarzı var. İlkel dürtüler ve eğitimsizlik... Bir anda düşmanlık duygularını yücelten bir durum var. Komşularını düşmanlık hisleriyle görmesinin kötü sonuçlarını görüyoruz. Komşusunun kendisine her an kötülük yapacak olduğunu düşünüyor. Komşuluk ilişkilerinin sağlıksız olmasının çok cinayette sebep olduğu bir gerçektir."

NEVZAT TARHAN G.D.'nin CİNAYETİNİ YORUMLUYOR:


'Merhamet duygusu kalmamış'

"Yaşamak için öldürmek felsefesini benimsemiş... 'Acıma kimseye yoksa o seni acınacak hale sokar' gibi düşüncelere sahip. Merhamet duygusunun olmadığı örneklerden. Kabadayılığın, başkalarını ezerek kendini iyi hissetmenin örneğini görüyoruz. Kumarhane işleten namlı bir kabadayı olan babasını örnek almış. Hatta kendisini anlatırken 'Armut fazla uzağa düşmemiş' diyor. 'Dünyada o kadar çok öldürülecek insan var ki' diyor. Tek yöntemi şiddet olarak algılayarak her yanlışı öldürülecek bir olay gibi görüyor. Elinde sihirli bir değnek olsa 'ailemi seçmek isterdim' diyerek bu kabadayılığa rağmen ailesinin sorgulamasını yapıyor ama tercih hakkını kullanmamış."

Babası kabadayı olan çocuk katil

1İlk cinayetini 13 yaşında işleyen G.D. "Ailemi seçmek isterdim, büyüklerin neyse sen de oraya sürüklenirsin" diyor

Remzi Yay'ın, ilk cinayetini 13 yaşında işleyen ve cezaevlerini mesken tutan G.D. ile yaptığı görüşme, toplumun acı bir yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor. Remzi Yay, babasını döven iki kişiyi öldüren ve hayatı cezaevlerinde geçen vücudunda sayısız mermi ve bıçak izi bulunan 34 yaşındaki G.D.'nin öyküsünü özellikle vurdulu kırdılı işlere meraklı gençlerin ibretle okumasını istiyor. G.D.' ye, "Hayatında mutlu olduğun bir anını anlatır mısın" diye soran Yay'a, G.D., acı acı tebessüm ederek, "Benim hayatımda mutlu bir anım hiç olmadı. Olmasına izin verilmedi" diyor. G.D. hayat felsefesi sorulduğunda ise "Yaşamak için öldürme felsefesi tam da bizim gibiler için ortaya çıkarılmıştır" karşılığını veriyor.

'ARMUT UZAĞA DÜŞMEDİ'

G. "Elinde sihirli bir değnek olsaydı neyi değiştirmek isterdin" diye sorulunca derin derin içini çekerek, "Öncelikle ailemi seçmek isterdim. Çünkü, büyüklerin neyse sen de oraya sürükleniyorsun. Benim babam çok namlı bir kabadayı idi. Uzun yıllar cezaevinde yattı. Armut fazla uzağa düşmedi. Ben de uzun yıllardır cezaevindeyim, benim sonum ya mezarlık ya da hapishane" yanıtını veriyor. Kitapta G. ise 13 yaşında işlediği cinayeti şöyle anlatıyor, "Sabah 05.00 gibi gürültüye uyandım. Sesler evin önünden geliyordu. Pencereden baktığımda 5- 6 kişi babamı tekme tokat dövüyordu. Babamın silahını sakladığı yerden alıp dışarı çıktım. Babamı dövenlere bağırarak, "Bırakın babamı" dedikten sonra adamlara doğru ateş etmeye başladım. Silahı rasgele ateşliyordum. Az sonra iki kişiyi öldürmüş dört kişiyi de yaraladığımı öğrendim. Babam beni hemen karakola götürüp teslim etti."

REMZİ YAY'IN YORUMU


G.'nin hayatını bizzat babası yazmıştır. G.'ye küçük yaşlardan itibaren kabadayılık âlemini öğretmiştir. Adeta beynine bunu kazımıştır. Öyle bir baba ki oğlu cinayet işlediğinde onunla gurur duymuştur. Maalesef ülkemizde silah taşıma bir gelenek haline gelmiştir. Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren silah kullanmayı öğretiyoruz. Hiçbir ülkede gençler bu kadar hoyratça ve düşüncesizce harcanmaz. Gelecekleri karartılmaz. G.'nin bu ailede bir geleceğinin olması mümkün değildi.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:26 Ekim 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.