KIŞ DEPRESYONUNA KARŞI IŞIK TERAPİLERİ
Formsante
Bazılarımızda ise bu tablo daha da ağırlaşarak 'kış depresyonuna' dönüşebiliyor. Oysa, ışık terapileriyle en kasvetli günlerde bile ruhunuzu aydınlatabilirsiniz.
Havaların soğumaya başlaması ve güneşin artık elini eteğini bizden çekmesi sonucunda çoğumuz melankolik bir ruh haline bürünüyor, daha da kötüsü depresyona girebiliyoruz. Yorgunluk, karamsarlık, konsantre olamama, sürekli şeker ve karbonhidrat tüketme isteği, sabah uyanmada zorluk çekme, uykusuzluk veya tam aksine aşırı uyku, baş ağrısı, isteksizlik ve içe dönüklük gibi bir dizi belirtiyle gelişen kış depresyonunun en şiddetli dönemi ise Ocak ve Şubat aylarına rastlıyor. Aslında kış depresyonuna geçit vermemek bizim elimizde. Üstelik bunun için ışığın gücünden faydalanmamız yeterli! Çünkü uzmanlar özel ışık terapileri sayesinde bunun mümkün olduğunu söylüyor.
Sorumlusu hormonlar!
Kış depresyonu sonbaharla birlikte tetikte beklemeye başlıyor ve kış aylarında ışığın azalması ile ortaya çıkıyor. Bu hastalığın gelişim mekanizması tam olarak bilinmese de, genel olarak duygu durum dengelenmesinde önemli rolü olan serotonin hormonunun ve salgılanması ışık ritmine bağlı olan melatonin hormonunun etkisi olduğu düşünülüyor. Gün ışığı azaldıkça, mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonini taşıyan protein azalıyor ve bunun sonucunda depresyonun gelişme riski artıyor. Gecelerin uzun, gündüzlerin kısa ve puslu olduğu kış aylarında organizmamız, uyku ritminin ihtiyaç duyduğundan daha fazla melatonin üretiyor. Bu uyku hormonunun fazla olması da sadece bedensel aktiviteyi frenlemekle kalmayıp, ruhsal durumumuzu da olumsuz yönde etkiliyor.
Kış depresyonuna karşı 6 özel terapi
1. Gün ışığından yararlanın
Gökyüzünü kara bulutlar kaplamış, yollar da sabahın erken saatlerinde bastıran sağanak yağmur nedeniyle yürünmez halde... Kışın sıkça karşılaştığımız bu tablo yüzünden, gideceğimiz yer kısa mesafede de olsa yürümek yerine arabamızı tercih ediyoruz. Doğa etkinliklerinden kaçınmamız da cabası. Aslında hiç de doğru yapmıyoruz! Çünkü bizi bunalıma sürükleyen bu kasvetli günlerde bile gökyüzü önemli bir oran olan 2 bin 500 - 5 bin lüks (metre başına bir lümenlik ışık veren aydınlık miktarı) saçıyor. Bu rakamın bizim için ne denli önemli olduğunu isterseniz bir örnekle ortaya koyalım: Güneşli bir günde gökyüzü 10 bin lüks yayarken, 60 watt'lık bir ampulde bu rakam sadece 100 lükse ulaşabiliyor. Dolayısıyla, D vitamini ihtiyacını karşılamak ve serotonin üretiminin dengede tutmak için her gün öğle saatlerinde açık havaya çıkarak yarım saatlik güneş banyosu yapmayı alışkanlık haline getirin. Outdoor sporları dışarı çıkmanız için bir fırsat olabilir. Unutmayın ki güneş ışınları bağışıklık sistemini güçlendiriyor, beyne daha fazla oksijen gitmesini ve kuruyan burun mukozasının nemlenmesini sağlıyor.
2. Hayal gücünüzü kullanın
Hayal kurarak ışığınızı kendiniz de yaratabilirsiniz pekala. Nasıl mı? 'Yogaçarya' Akif Manaf, bunun ışık meditasyonu ile mümkün olduğunu söylüyor. Bunun için; dik durun, bakışlarınızı beyaz bir duvara sabitleyin ve birkaç kez bilinçli olarak nefes alıp, verin. Gevşedikten sonra nefes alırken parlak beyaz bir ışığın, tam kalp bölgenizde parladığını hayal edin. Şimdi bu güçlü ışığa konsantre olun: Yavaşça nefes verirken beyaz bir ışık huzmesinin tüm hücrelerinize dokunduğunu hissedin. Her nefes alışınızda ışığın daha da parladığını, her nefes verişinizde ise tepeden tırnağa doğru yayıldığını düşünün. Sanki bedeniniz ışıkla donanmış gibi şimdi içinizdeki sıkışmış tüm duygular ayaklarınızdan toprağa doğru süzülecek ve her şeyden arınmaya başlayacaksınız. Işık meditasyonu pozitif bir enerjiyle dolmanıza, vücudunuzun hafiflemesine, olumsuz düşüncelerden arınmanıza katkı sağlıyor. Meditasyonu sabah uyandıktan sonra 21 kez uygulayın. Dilerseniz akşamları da tekrar edebilirsiniz.
3. Sabah ışıkları yakın
Sabahları uyandıktan sonra işe gitmek için yarı karanlık bir odada hazırlanmayın. Hemen perdelerinizi açın ve eğer ışık yetersizse lambaları yakın. Ancak ışığın çok güçlü olmamasına da dikkat edin. Böylece vücudunuz ve ruhunuzun kısa sürede uyanmasını sağlarsınız.
4. Ateş ve alevin gücünü keşfedin
Işık meditasyonunun farklı bir versiyonunu mumla yapabilirsiniz: Gözlerinizi kıpırdatmadan bir mumun alevine bakın. Hafifçe titreyen alevin ışığına konsantre olun. Gözleriniz yorulunca, göz kapaklarınızı yavaşça kapatın ve başka hiçbir şey düşünmeden, mum alevine odaklanmaya devam edin. Meditasyonu günde bir kez 7 dakika uygulayın. Bu meditasyon zihinsel bir berraklık, sakinleşme, negatif düşüncelerden arınma ve konsantrasyon artması gibi çok sayıda fayda sağlıyor.
5. Işık kabinine girin
Uzmanlar, kış depresyonuna karşı etkili olan bir başka yöntemin de, yurtdışında yaygın bir uygulama olan "kabinde ışık terapisi" olduğunu söylüyor. "Lightcabin" adı verilen kabinlerde yapılan bu terapi, tüm bedenin ruhsal, zihinsel ve fiziksel olarak yenilenmesini sağlıyor. Işık terapisinde ihtiyacınız olan rengin belirlenmesiyle renk enerji dalgaları, ışık kabininde bulunan özel spektrumlu lambalar aracılığıyla 20 dakika boyunca bedeninize yükleniyor. İlk seanstan itibaren bedeninizin bozulmuş enerjisi tekrar dengeleniyor. Siz sakinleşip, huzura kavuştuğunuzda da bedeninizde yenilenme süreci başlıyor.
6. Ampulleri değiştirin
Aklınızda bulunsun, güneşli günlerde ideal olan ampuller, kış mevsiminde yetersiz kalabilir. Şimdi, ampullerinizi hemen bir kontrol edin. Örneğin holdeki 40 watt gücündeki ampulu 60 wattlık bir ampulle değiştirebilirsiniz. Eviniz daha aydınlık olduğunda siz de kendinizi daha enerjik hissedeceksiniz.
Paylaş