Marmaray Hastalığı Klosterofobi
Asya ile Avrupa’yı denizin altından tünelle bağlayan “Asrın projesi” olarak ifade edilen Marmaray’da yolcu sayısı her geçen gün artarken bir kesim var ki onlar Marmaray’ı hiç kullanamıyor. Klostrofobi yani kapalı alan korkusu yaşayan kişiler kapalı alanlarda kaygı ve korkuya kapıldıkları için, bir kısmı boğazın altında bulunan Marmaray’ı kullanamıyor.
Asya ile Avrupa’yı denizin altından tünelle bağlayan “Asrın projesi” olarak ifade edilen Marmaray’da yolcu sayısı her geçen gün artarken bir kesim var ki onlar Marmaray’ı hiç kullanamıyor. Klostrofobi yani kapalı alan korkusu yaşayan kişiler kapalı alanlarda kaygı ve korkuya kapıldıkları için, bir kısmı boğazın altında bulunan Marmaray’ı kullanamıyor.
29 Ekim’de uluslararası önemli isimlerin katılımıyla açılışı gerçekleştirilen Marmaray’a halkın ilgisi her geçen gün artıyor. Öyle ki çok sayıda kişi Marmaray’da gün içerisinde birkaç kez inmeden seyahat ediyor. Ancak bir grup var ki onlar projenin yanına dahi yaklaşamıyorlar. Klostrofobi rahatsızlığı yani kapalı alan korkusu olan kişiler Marmaray’ı sadece televizyonlardan seyrediyor, gazetelerden okuyorlar.KORKULARINIZDAN KURTULUN!
Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Uğur Hatıloğlu bu kişilerin korku ve kaygılarını yenmedikleri sürece Marmaray’ı kullanamayacaklarını ifade ediyor. Hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu vurgulayan Hatıloğlu Klostrofobiye ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor.KAPALI ALAN KORKUSU NEDİR?
Kapalı alan korkusu herkeste olabilir. Dar olanlarda kalamama gibi de kendini gösterebilir. Hastalık olarak tanımlamayabilmemiz için bazı kriterlerin olması gerekir. Her kapalı alandan korkanı hasta olarak tanımlamak doğru değil.BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kişi kendini boğuluyor gibi hisseder, çarpıntı, terleme, bayılacak hissi ve baş dönmesi yaşar. Panik belirtileriyle ortaya çıkması hastalık için ayırıcı olur. Kişi bu durumun birkaç kere başına gelmesiyle korku yaşar ve aynı davranıştan kaçınmaya başlar. Her zaman bir erteleme, alternatif bulma arayışına girer.BEN BÖYLEYİM DEMEK DOĞRU DEĞİL!
Kişilerin böyle rahatsızlıkları daha çok beyin MR’ı çekilme, yüksek yerde oturamama durumlarında ortaya çıkıyor. Kişi durumun kişisel özelliğinden kaynaklandığını düşünerek yaşamlarını ona göre planlıyor. Aslında bu bir fobi, kaygı bozukluğudur. Ben böyleyim deyip geçiştirmesi doğru değil. Kişiler bu hali normalleri olarak kabul eder. Kişisel özellik gibi algılar. Bu korku çocukluktan başlıyor. Birden bire ortaya çıkmıyor. Bir yerlerde kapalı, kilitli kalma gibi hikâyeleri var bu kişilerin. Anne babaları çok evhamlı olan ve bir yerde kitli kalma yaşantısı olan kişilerde görülme sıklığı daha fazla.BU KİŞİLER HER TÜRLÜ KAPALI ALANA GİRMEKTEN ÇEKİNİRLER Mİ?
Asansör, toplu taşıma araçları, sinema, sınıflar, evin bazı kısımları gibi yerlerde rahatsızlık duyabilirler. Bu kişiler daha çok çıkışa yakın yerleri tercih eder. Sinema salonlarında biletleri kapıya, çıkışa yakın yerler olur. Yanlarında birilerini götürürler. Güvenlik arayıcı davranışta bulunurlar. Güvenlik eşyaları taşırlar. Örneğin bir şişe su, nefes açıcı, mendil ya da bir kişi alırlar.KLOSTROFOBİKLER NEDEN MARMARAY’I KULLANAMIYOR?
Asansöre binemeyen kişilerin Marmaray’ı kullanması zor olabilir. Boğazın altında yer alan tüp kısmından geçiyor olmaktan çekinecekler ve kaçınacaklardır. Özellikle son günlerde birtakım aksaklıkların yaşandığı yönündeki haberler de bu kişilerin kaygı ve korkularını daha da artırıyor. Projenin yeni olması ve birtakım aksaklıkların yaşanması ister istemez kapalı alanda kalmaktan korkan kişileri olumsuz etkiliyor. Hafif sıkıntı yaşayanlar binebilir ancak ağır sorun yaşayanlar binemeyecektir.MARMARAY’I KULLANMAK MÜMKÜN MÜ?
Kişide kaygı varsa başıma bir şey gelecek diye düşünür hep. Düşündükçe de gerginlik artar ve panik belirtiler ortaya çıkar. Kişi bu durumda kaygısını yenmeye çalışmalı. Dikkatini başka noktaya yönlendirmeli. Örneğin bir kitap okuyabilir, bir şey seyredebilir. Bu durumda doğru nefes almak çok önemli. Kaygıdan ötürü kişilerin nefes alışverişleri bozulabilir.HANGİ DURUMDA İLAÇ TEDAVİSİ ŞART?
Panik ataklar hayatın vazgeçilmezi olduysa, kişi hiçbir şekilde kapalı alana giremiyorsa, ofis, bürolara giremiyorsa, günü azap gibi geçiyorsa ve de arkadaşlarıyla plan yapamıyorsa kişinin yaşam kalitesi düşecektir. Bu durumda tedavi kaçınılmaz. Kişi bu durumu ertelemeye giriyorsa ileride depresyon, panik bozukluk yaşayabilir.İLAÇSIZ TEDAVİ DE MÜMKÜN!
Mutlaka psikoterapi uygulanıyor bu durumda. İşlevselliği çok bozuksa ilaç tedavisi kullanıyor. Her durumda psikiyatrik tedavi de gerektirmeye biliyor. Hafif ve orta durumda olan vakalarda bilişsel davranış terapiyi bilen psikolog ile sorun aşılabiliyor.KAPALI ALAN KORKUSU ÜZERİNE GİDEREK GEÇER Mİ?
Korku ve kaygının üzerine gidilebilir. Örneğin Marmaray projesini kullanamayan birinin birden Marmaray’ ı kullanması doğru olmaz. Adım adım bu konuda duyarsızlaşmak gerekiyor. Öncesinde daha kısa tünellerden geçilebilir. Ben buradan çıkamazsam, boğulursam…vs. Aksi halde birden korkunun üzerine gidilirse travmaya dönme riski vardır ve giderek de tablo ağırlaşabilir. Benzer durumlarla karşılaştıkça da korku daha da pekişebilir. Ve korku o kişinin yanında arkadaş gibi kalır. Her şeyden kaçınır.Paylaş
Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:06 Kasım 2013Yayınlanma Tarihi:11 Kasım 2013
İlgili İçerikler
Köşe Yazarları
Sosyal Sorumluluk Projeleri
Kategori Bulutu
Psikiyatri AFAZİ Tüp Bebek Alkol Bağımlılığı Otizm Saç Dökülmesi Esrar Bağımlılığı Alzheimer Bebek Gelişimi Kokain Bağımlılığı Baş Ağrıları Stres Kumar Bağımlılığı Demans Depresyon Sanal Bağımlılık Migren Alerji Opiat Bağımlılığı Parkinson Kadın Hastalıkları Sigara Bağımlılığı Şizofreni Obezite Kardioloji Bipolar Bozukluk Cilt Bakımı