

Dünyanın en zengin insanı seçilen Elon Musk “Hiç mutlu değilim, canım çok sıkılıyor.” dedi. Musk’un bu sözleri gündemi meşgul ederken, toplum ikiye bölündü. Kimisi “Parayla mutluluk olur” derken, kimisi de “Parayla saadet olmaz” dedi.
Sosyal medya bu konuyu tartışa dursun, Mutluluk için ne gerekir? Parayla Mutluluk Olur mu?
Bütün sorularımızın cevabını Prof. Dr. Nevzat Tarhan verdi.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, mutluluğu örnekle anlatarak, “Bir ağaç düşünün senede bir iki kez çiçek veren. Bir de her dönem meyve ve çiçek veren ağaç düşünün. Bunun gibi bir şey mutluluk. Her dönemde mutlu olmayı bilmeli kişi. Zihinsel eğitimim burada önemi büyük. Kişi eğer mutlulukla ilgili kendi iç dünyasında her şartta mutlu olmayı başarabilecek zihinsel eğitimi alırsa zindanda olsa dahi mutlu olabilir. İçsel gerekçelerle mutlu olmayı başarabilmek de zihinsel bir eğitimi gerektirir. Dışsal kaynaklara bağlanan mutluluk kalıcı olmaz. Herkes varlıklı güçlü zengin olamaz ama iyi birer insan olabilirler.” dedi.
Modern dünya insanının en çok çözüm aradığı konuların başında mutluluğun geldiğini de sözlerine ekleyen Tarhan, “Mutluluk, belki de 21. yüzyılın en çok konuşulan, sebepleri için birçok bilim dalının üzerinde çalıştığı bir alan… Oysa mutluluğun basit ama anlamı oldukça derin bir reçetesi vardır. Günümüz insanı için önereceğimiz reçete 3A’ dan oluşuyor: Anlam, Amaç, Arkadaş.
İnsanlık tarihi boyunca insanlarda mutluluk arayışı ve mutsuzluk derdi var. Baktığımız zaman Sokrates’e, Aristo’ya, Platon’a kadar gidiyor. Tartıştıkları konular mutluluk konuları. Aristoteles, mutluluğu ikiye ayırır. Birincisi hedonist mutluluk yani haz peşinde koşmak, hazları eylem halinde yaşayabilmektir. Aristoteles, bu mutluluğu geçici mutluluk olarak görüyor. Asıl insanı mutlu eden mutluluğun Eudaimonia mutluluk olduğunu söylüyor. Eudaimonia mutluluk, anlamlı ideallere bağlı eylemlerin toplamı olarak geçiyor. Bu insanda kalıcı mutluluk yapıyor, diğeri geçici mutluluk sağlıyor.
Geçici mutluluklarda kişi, bir süre sonra onu mutlu eden şeyin bitmesiyle hüzne kapılıyor. Güzel günler geçince, onun bitişi bile insana hüzün verir. Hüznün bitmesi ise insana haz verir. Mutluluk durumsal değil, mutluluk bir süreçtir. Bu süreci yönetmek gerekiyor. Mutlulukta süreç yönetimini doğru yapabilmek önemlidir. Popüler kültür, aldatıcı mutluluğu teşvik ediyor
Mutlulukta süreç yönetiminin doğru yapılması için mutlulukla ilgili bir yaşam felsefesine sahip olunması gerekiyor. Mutluluk, amansız yaşamak, canının her istediğini yapmak, duvarları yıkmak, zincirleri kırmak, kafana göre yaşamak değildir. Bu, aldatıcı mutluluktur. Kapitalist sistem ve popüler kültür, tüketimi artırmak için bu mutluluğu teşvik ediyor. Kazan, tüket çarkı içerisinde yaşamaya zorluyor. ‘Kazan, harca, eğlen, 5 gün çalış 2 gün eğlen’ diyor.
Yaşam felsefesi mutlu olmada çok önemli bir etken. Yaşam felsefesi doğru şekilde yapılandırılırsa, bir insanın mutlu olmaması mümkün değil. ABD’de yapılan en son mutluluk araştırmasında, kişi başı gayrisafi milli hasıla, 1950 ile 2000 yılları arasında 20 bin dolardan 35 bin dolara çıkmış. Ama aynı tarihlerde yapılan mutluluk araştırmalarında çok mutluyum diyenlerin oranı %30’larda kalıyor. Hiç artmıyor. Onun üzerine ‘Para, mutluluğu satın almaz’ sözünü söylüyorlar. Maddi gücün olması, mutluluğu satın almıyor. Mutluluğu satın almak için muhakkak başka sermayeye ihtiyacın var. Bu da sosyal sermaye, duygusal sermayedir.
Mantıksal zeka, kişiyi zengin edebilir ancak sosyal ve duygusal zekâ geliştirilmezse kişi mutlu olamaz. Mutluluğun formülü, üç zeka alanını da güçlendirmek gerekiyor. Mantıksal zekâ, duygusal zeka ve sosyal zeka. Kaliforniya sendromunun üçüncü belirtisine de dikkat çekmek gerekiyor o da yalnızlık. En sonunda mutsuzluk ortaya çıkıyor. Büyük depresyon, intihar olayları artıyor. Özellikle stres altında ve kriz durumlarında daha çok ortaya çıkıyor.
Mutluluk, beklentilerimizle elde ettiklerimiz arasında sağlıklı ilişkiyi kurmayı başarmaktır. Her insanın hayatında beklentileri vardır: Şuyum olsun, buyum olsun, şöyle bir hayata sahip olayım gibi. Onun dışında elde ettikleri ve edemedikleri var. Bunlar arasındaki dengeli ilişkiyi kurabilen mutlu olabiliyor. Elde edemediğine takılırsa mutsuz oluyor. Elde ettiklerinin, sahip olduklarının kıymetini bilse mutlu olabiliyor. Kişinin bu dengeyi sağlaması gerekiyor. Mutluluk, hareket halinde mutluluktur. Mutluluk, kovalandıkça, yakalanacak bir şey değildir. Mutluluk gölge gibidir. İnsan gölgesini yakalamaya çalıştıkça kaçar, yakalayamaz. Siz hedefinize giderseniz, renkli gölge arkanızdan gelir. Onu yakalamak istemeyeceğiz, hedefimize odaklanacağız, doğru yola doğru adımlarla gideceğiz. “ şeklinde konuştu.
Paylaş