ABD’li araştırmacılar beyinle yemek arasındaki ilişkiyi masaya yatırdı. Buna göre kilit nokta tokluk hissini kontrol eden ve beynin karar alma merkezleriyle de bağlantılı olan hipotalamus.
ABD’li araştırmacılar beyinle yemek arasındaki ilişkiyi masaya yatırdı. Buna göre kilit nokta tokluk hissini kontrol eden ve beynin karar alma merkezleriyle de bağlantılı olan hipotalamus.

Yemek yeme alışkanlıkları ve iştahın kişiden kişiye gösterdiği farklılığın sırlarını elinde tutan beyin, tüm yemek trafiğinin denetçisi işlevini görüyor. ABD’nin California Üniversitesi’nden Doçent Kathleen A. Page ve Yale Üniversitesi’nden Profesör Robert S. Sherwin, beynin yemek karşısında nasıl hareket ettiğini mercek altına aldı.
İkilinin New York Times gazetesinde yer alan makaleleri, beynin otonom sinir sistemini yöneten “hipotalamus” bölgesinin işleyişine ışık tutuyor. Zira, hipotalamus bölgesi, vücudun enerji ihtiyacını gözetiyor. Yağ yakan leptin hormonu seviyesini kontrol ederek uzun vadede gerekli olan yağ deposu seviyelerini belirliyor ve her dakika kandaki şeker oranıyla tokluk hissini etkiyen hormonları takip ediyor.
Örneğin, bir kurabiye yenildiğinde hipotalamus beynin merkezine açlığın azaldığı sinyallerini iletirken açlık giderilemediğinde yüksek kalorili besinlere olan isteği tetikliyor. Hipotalamus, aynı zamanda beynin hafıza, zevk, acı, kızgınlık gibi duyguların yönetimi, ödüllendirme sistemi ve karar alma merkezleriyle de bağlantılı olduğundan yemek isteği beynin birçok bölgesiyle düzenleniyor.
ŞEKER FARKLI ETKİLİYOR
Uzmanlar, beynin bazı besinlere ve çevresel etkenlere nasıl tepki verdiğini tespit etmeyi sağlayan tarama yöntemleriyle insanların şekerin iki basit formu olan glukoz ve fruktozu nasıl sindirdiğini inceledi. Obezite, diyabet gibi hastalıkları tetiklediği bilinen şekerin, formuna göre beyinde farklı etkiler doğurduğu belirlendi. Buna göre, özellikle beynin en önemli enerji kaynağı olan glukoz içeren besinlerin, kan akışı, beynin iştahı, duyguları ve ödüllendirme aktivitelerinde düşüşe neden olurken doygunluk hissi verdiği belirlendi.
Öte yandan, fruktoz içeren besinler beynin iştah ve ödüllendirme mekanizmalarını harekete geçirdiği halde doygunluk hissi vermedi. Genellikle besinlerde bir arada yer alan iki şekerin de beyinde farklı etkiler uyandırmasının kilo sorunu tedavilerinde etkili olabileceği düşünülüyor. Uzmanlar, bu farkın nedeninin henüz kesin olarak bilinemediğini ve anlaşılmasının obeziteye karşı silah olacağını belirtiyor. Tüketilen fruktoz, kandan karaciğer tarafından atılıyor ve glukozun aksine çok az bir kısmı beyne ulaşıyor. Fruktozun fazla tüketimi halinde hücreler tarafından parçalanamadığı bunun yerine karaciğerde yağ olarak depolandığı biliniyor.
MİLLİYET