Öğrenme güçlüğünü yenmek mümkün!
Öğrenme güçlüğünün bir zekâ sorunu, bir hastalık olmadığının altını çizen uzmanlar ‘farklılık’ olarak tanımladıkları öğrenme güçlüğünde çocukla beraber ailenin de eğitim alması gerektiğini söylüyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan Özcanlı, öğrenme güçlüğü olan çocuklarda okuma yazma ve bazı şeyleri öğrenmede güçlük yaşandığını belirterek “Öğrenme güçlüğü beynin bazı fonksiyonlarındaki aksamayı gösterir ama bir hastalık değildir. Özel ve farklı bir durum olarak değerlendirilmesi gerekir” diye konuştu.
YAVAŞ OKUR, GEÇ ÖĞRENİR!
Öğrenme güçlüğü olan çocukların başarısız gibi göründüğünü ifade eden Leyla Arslan Özcanlı, “Bu özel bir durum ve çocuğun eline olmayan bir durumdur. Beynin bazı bölgelerinde aktivasyon eksikliği olduğu için çocuğu suçlamamak gerekir. Öğrenme güçlüğü olan çocuk çok yavaş okur ve çok geç öğrenir. Aslında bu bir zekâ sorunu değildir, bir hastalık da değildir, farklılıktır” dedi.
BAZI RAKAM VE HARFLERİ TERS YAZARLAR
Bu sorunun aşılması için ailelerin çocukla beraber belli bir eğitim alması gerektiğini kaydeden Leyla Arslan Özcanlı, sorunla ilgili bazı belirtilere dikkat çekerek “Çocuğunda öğrenme güçlüğü olduğunu fark eden ailenin ilk işi, çocuğu olduğu gibi kabul edip çocuğuyla beraber eğitim almak olmalı. Çocuğuna uygun egzersizi yaptırmalı, örneğin 1. sınıfta geç okumaya geçmiş bir çocuk için 10'ar dakikalık okuma seansları yapabilir ve çocuk da bunu taklit edebilir. Çocuk yazması çok zorlanmamalı, buradaki egzersizler yavaş yavaş yaptırılmalı. Çocuklar bazı harfleri yanlış çizer, mesela B ve D'yi karıştırır. 1, 3 ve 7'yi ters yapar. Bunlar tipik belirtirdir. Özellikle okuma sırasında atlamalar yaparlar, ve'yi ev diye, çok'u koç diye okurlar. Bu şekildeki atlamalar ilkokul birinci sınıfta düzeltilmediyse çocuk gelecek yıllarda akademik başarıda zorluklar yaşayabilir. Kimi zaman lise son sınıfa kadar gelmiş çocuklarda bunu düzeltmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
ZAMANINDA MÜDAHALE ÖNEMLİ
Ailenin öğrenme güçlüğü sorununu dikkate aldığı zaman 8 aylık tedavi ile bu şikâyetin sona erdirilebildiğini ifade eden Leyla Arslan Özcanlı, ailelere önemli tavsiyelerde bulundu:
“Ancak aile bu sorunu fark etmesine rağmen ciddiye almazsa sorunun çözümü için harekete geçmezse çocuk hayatının bir aşamasında okumaktan kaçmak gibi dersin başına oturmak istememe gibi kaçma davranışları ve davranış bozuklukları gösteriyor. Bu davranışları engellemek için çocuğu anlayışla karşılayıp, gerekli yardımı almasını sağlamak lazım. Bazen ders çalışma konusunda anne-baba ihtilafa düşüyorlar, aralarındaki ilişki bozuluyor. Bu ve benzer olayların önüne geçebilmek amacıyla çocuğun ders çalışmasını sağlamak için araya gölge öğretmen, yardımcı abla koyabilirler ya da bu işi teknik olarak öğreten bir kurumdan destek alabilirler. Ailelere burada düşen görev, çocuklarının farklı olan özelliklerini bulup, iyi taraflarını öne çıkarmak olmalıdır. Çünkü bu çocuklar zihinsel engelli olmadıkları için birçok işi başarılı şekilde yapabilirler. Einstein ve Van Gogh'un öğrenme güçlüğü çektiği söylenir, öğrenme güçlüğü müdahale edildiği takdirde düzeltilebilir.”
ÖNCE BEYİNLE İLGİLİ DETAYLI İNCELEME YAPILIYOR
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nde öğrenme güçlüğüne ilişkin çalışmalar yaptıklarını belirten Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan Özcanlı, “Hastanemizde önce beyinle ilgili detaylı bir inceleme yapıyoruz. Çoğunlukla ilaç kullanılmıyor. İlaç eğer çocukta öğrenme güçlüğüne eşlik eden kaygı, depresyon gibi hastalıklar varsa veriliyor. Bunun dışında psikoeğitimle tedavi ediyoruz yani beyin programlarımız var, bunlarla çalışıyoruz. Ayrıca öğretmen ve aile ile işbirliği yapıyoruz. Okulun programını takip ediyoruz, biz de birlikte çalışıyoruz ve öğrenme kolaylıklarını konuşuyoruz” diye konuştu.
Paylaş