PSİKİYATRİSTLERDEN TEPKİ
A.A
Psikiyatristler, şizofreni tedavisinde eşdeğer ilaç uygulamasının tanımını değiştiren genelgedeki gerekçelere tepki gösterdi.
Psikiyatristler, şizofreni tedavisinde eşdeğer ilaç uygulamasının tanımını değiştiren, ancak daha sonra "elektronik alt yapı hazırlıkları tamamlanıncaya kadar ertelendiği" duyurulan genelgedeki gerekçenin “kabul edilemeyeceğini, ilgili maddenin bu şekliyle ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini” öne sürdü.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 12 Ekim 2009'da yayımlanan genelgede, 12. maddede, "eşdeğer ilaç uygulaması, temelde sınırlandırılmış bir terapötik eşdeğerlik olarak, aynı endikasyon için kullanılabilecek aynı etken maddeyi içeren ürünlerin benzer dozaj formları arasında fiyat karşılaştırması esasına dayanır. Eşdeğer ilaç bedellerinin ödenmesinde, aynı endikasyon için kullanılabilecek aynı etken maddeyi içeren en ucuz ilaç bedelinin yüzde 15 fazlasına kadarı dikkate alınacaktır" deniliyor.
Önceki uygulamada ise, 'Eşdeğer uygulaması temelde, sınırlandırılmış bir terapotik eşdeğerlik olarak aynı endikasyon için kullanılabilecek kimyasal/farmakolojik/terapötik alt grup etken maddeyi ya da maddeleri içeren ürünlerin benzer etkinlikteki dozaj formları arasında fiyat karşılaştırması esasına dayanır. Eşdeğer ilaç uygulamasında, ilaç bedellerinin ödenmesinde, eşdeğer grupta en ucuz ilaç bedelinin yüzde 15 fazlasına kadarı dikkate alınacaktır' ifadesine yer veriliyor.
CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR
Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Dr. Halis Ulaş, "Geçmişten Geleceğe, Teşhisten Tedaviye Psikiyatri" temasını içeren 45. Ulusal Psikiyatri Kongresi ve Cinsel İşlev Bozuklukları Sempozyumuna katılmak için geldiği Sheraton Otel'de AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu düzenlemeler çerçevesinde “eşdeğer ilaç uygulaması" başlıklı 12. maddede hastaların ilaç kullanımlarını ilgilendiren önemli kararlar alındığını hatırlattı.
Bu kararın da yeni yayımlanan bir genelgeyle ertelendiğini ifade eden Ulaş, "Gerekçe, kurum elektronik alt yapı hazırlıkları tamamlanıncaya kadar' diye belirtilmiştir ve uygulamanın 12 Ekim 2009'dan önceki haliyle devam edeceği ifade edilmiştir" dedi. Ulaş, ilgili hükmün ertelenme gerekçesinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, "Bu gerekçe, eşdeğer ilaç uygulamasını içeren 12. madde için asla kabul edilemez. Zaten, bu kesinlikle çıkarılması gereken bir maddedir" diye konuştu.
Eşdeğer ilaç uygulamasındaki tanımlamaların psikiyatri hastaları açısından ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten Ulaş, şunları kaydetti:
"Bu şu anlama gelmektedir. Örneğin, şizofreni tedavisinde kullanılan çok sayıda ilaç vardır ve hepsinin endikasyon alanı şizofrenidir. Ancak, her birinin farklı yan etkileri bulunmaktadır ve fiyatları da farklıdır.
Önceki uygulamada, sadece birden fazla olan aynı ilaçtan ucuz olanı tercih edilebilirken, 12 Ekim'de yayımlanan genelgedeki uygulamayla, aynı etken maddeyi taşıyıp taşımadığı baz alınmadan, eczacı tarafından hastaya ilgili ilaçlardan en ucuzu verilebilecektir. Bu ise sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Örneğin, bir ilacın karaciğer üzerine toksik etkisi ya da kan değerlerini düşürücü etkisi olabilir ve hastaya da bu etkilerin hayatı tehlike yaratabileceği için hekim tarafından yazılmamıştır. Ancak, söz konusu uygulama ile hasta eczaneye gittiğinde eczacı genelge gereği en ucuz olanı hastaya verecektir. Bu da hastanın, yaşamını tehdit edebilen sonuçlar doğurabilecektir."
"FİYAT EN SON DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN BİR HUSUSTUR"
Ulaş, her ilacın hasta bazında faydasının irdelenmesi gerektiğine dikkati çekerek, ilacın gücünün, yan etkilerinin, ulaşılabilirliğinin ve fiyatının önemli olduğunu söyledi. Gerekli tedavi neyi gerektiriyorsa fiyatına bakılmaksızın uygulanabilir olması gerektiğini belirten Ulaş, “Ancak, bu uygulama ile fiyat konusunun, hepsinin önüne geçirilmiştir. Oysa ki, fiyat en son düşünülmesi gereken bir husustur” dedi.
Psikiyatri alanında kullanılan ilaçların farklı ilaçlarla etkileşimlerinin de olabildiğini ve bunun için hekim tarafından verilen ilacın kullanılması gerektiğini vurgulayan Ulaş, şöyle devam etti:
"Örneğin, farklı bir ilacın dozunu kanda artırabilir ya da azaltabilir. Dozun artması, tehlike yaratabilir ve ölümcül olabilir. Hekimin verdiği ilaç, 12. madde çerçevesinde eczacı tarafından etkileşen bir ilaçla değiştirildiğinde, o ilacın kullanılan diğer ilacın yan etkisini artırarak hayatı tehlikeye atılabilir.
Diyabeti olan psikiyatri hastasına, hekimin verdiğinin dışında kan şekerini yükseltme özelliğine sahip bir yan etki yaratan ilaç verildiğinde, hastanın diyabetle ilgili durumu olumsuz etkilenecektir.
Tansiyon hastasına, psikiyatri alanında tansiyonun yükselmesine yol açabilen bir ilaç verildiğinde, kontrol altında tutulan tansiyon bozulacaktır."
Ulaş, hastanın hekimin verdiği ilacı kullamayı tercih etmesi durumunda kimi ilaçlarda çok ciddi fark ödemek zorunda kalabileceğini, özellikle psikiyatri alanında ilaçların çoğunun tek kutu olmadığı, bunun hastaya ciddi maddi külfet getirebileceğini söyledi.
"DOKTOR REÇETESİ İŞLEVSELLİĞİNİ YİTİRECEK"
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya da, bu uygulamayla aynı tanıda kullanılan farklı etki mekanizmaları olan, ancak aynı hastalığı iyileştiren ilaçların birbirinin yerine kullanılabileceğinin belirtildiğini anlatarak, "Böyle olunca, ilaçlar hiçbir yan etki sorunu yaratmasa bile, hastaların ilaçlara verdikleri yanıt süreleri ve dozları farklı olabileceği için, doz ayarını eczacının yapması gerekecek. Yani doktor reçetesi işlevselliğini yitirecek, eczacı doktorun yerine ilaç tercin eden biri olacak" diye konuştu.
Bu durumun eczacıya da büyük sorumluluk bıraktığını dile getiren Kaya, "Bu kararın sorumluluğunu da eczacı yüklenmiş olacak. Eczacı, genelge gereği hekimin yazdığı ilaç yerine bir başkasını vererek, ciddi bir etik ihlal yapma durumuyla da karşı karşıya kalmış olacak" dedi.
Kaya, eşdeğer ilaç uygulamasını içeren 12. maddenin "hasta sağlığını korumaya değil, kurumu korumaya odaklı karardır" iddiasında bulundu. Kaya, "SGK, kendisinden para çıkışını azaltmaya çalışıyor. Aldığı bu karar, hastalara ve tıbbı tedaviye zarar veren bir noktadadır" dedi.
Ayrıca uzun süredir aynı depresanı kullanan bir hastanın ilacının değiştirildiğinde tedavinin yarım kalacağını belirten Kaya, "Bizim, bu alanda tedavide ilacın etkinliğinin başlaması için 4-6 hafta geçmesi gerekir. İlaç değiştirildiğinde tedavi yarım kalacaktır, hastanın uyumu bozulacaktır" diye konuştu.
Paylaş