SARSILAN HAYATLAR
ETHAN BRONNER - New York Times
Gazzeliler post-modern tekniklerle stresle başa çıkmayı öğreniyor. Çocuklar gözlerini kapatıyor ve hayal kuruyor.
KHAN YUNIS, Gazze - Gazze'nin merkezindeki bu şehirde görev yapan sert görünüşlü ambulans şoförleri korkularını renkli pastel kalemlerle kâğıda döküyor. Kuzeybatıdaki El Atatra köyünde elektriği olmayan, aşırı sıcak bir holde 10 yaşındaki çocuklar gözlerini kapatıyor ve güven duydukları bir yer hayal ediyor.
Gazze'de çocuklarını şiddet olaylarına kurban vermiş kadınlar, dertlerinden dans ederek uzaklaşıyor. Mültecilerle ve sıkıntılarla dolu sahil şeridi Gazze, genelde post-modern duyarlılıklarının merkezi olarak düşünülen bir yer değil. Fakat klasik eğitim almış ancak alternatif arayan Amerikalı psikiyatrlar burada yaklaşık 10 bin kişiye, öfkelerini, aile içi gerilimlerini azaltmanın tekniklerini ve hayatlarını kontrol edebilme hissi kazandırmayı öğretti. Gazze'nin İsrail'le olan sınır kapılarından Kissufim yakınlarına yaşayan Hadba Abu Daha, geçenlerde bir grup seansında, "Kocam hasta. Sevdiğim bir dostumu birkaç gün önce kaybettim.
Ayrıca dün akşam, İsraillilerin attığı bir füze evimin yakınlarına düştü" dedi ve devam etti, "Bu grubun bir parçası olmak kendimi güvende hissettiriyor.
Ali Baba'nın uçan halısındaymışız gibi. Burada duygularımızı ifade edebiliyoruz ve birilerinin bizi düşündüğünü biliyoruz." Abu Daha ve diğerleri, stres içinde olan insanlar için tasarlanan ve ücretsiz olarak öğretilen bu rahatlama tekniklerinin sadece kendileri için değil, aynı zamanda bu teknikleri öğrettikleri çocukları ve eşleri için de yararlı olduğunu söylüyor.
Bu eğitimin arkasındaki itici güç, Washington D.C.'deki Georgetown Tıp Fakültesi'nden Profesör James S. Gordon. Harvard Tıp Fakültesi mezunu olan Gordon, geçmişte Beyaz Saray'ın Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Politikaları Komisyonu'nun başkanıydı. Gordon, 2002'den beri sürekli Gazze'yi ziyaret eden ender Amerikan Yahudilerinden biri.
68 yaşındaki Gordon, "Bizim burada, bu trajediyi değiştirecek gücümüz yok. Ama onlara dünyayı daha farklı görebilmelerini sağlayacak bir kontrol duygusu kazanmalarına yardımcı olabiliriz" diyor. Gordon'un ABD'de Klinik Psikiyatri Dergisi'nde yayınlanan makalesinde belirttiğine göre, program Gazzeliler arasında stres, depresyon ve umutsuzluğu azalttı. Psikoterapi unsurlarıyla kendi kendine yardım tekniklerini karıştıran program biraz zorlama gibi gelebilir.
Gruplara ayrılan katılımcılar, 10 hafta boyunca haftada bir kez toplanıyorlar. Gözleri kapama, bel bölgesini rahatlatma, acılarından bahsetme, güvenli bir yer hayal etme, çizim yapma ve dans etme gibi bir dizi uygulamadan geçiyorlar. Programdan mezun olanlar son derece mutlu. Çok sayıda Gazzeli programa katılmak için veya eğitmen olabilmek için sırada bekliyor. Program için eğitmenlik yapan Şaher Yaghi, "Psikolojik destek Arap toplumu için yeni bir şey. İnsanlar deli olduklarının düşünülmesini istemiyor ve bu yüzden de tedaviden kaçınıyorlar.
Ancak grup tedavisine karşı yerleşmiş bir itiraz yok. Bizim toplumumuzda, kadınlar tek başlarına rahatça çıkamaz. Ama bu grup seanslarına arkadaşlarıyla gelebiliyorlar" diyor. Eğitmenlerin bazıları psikiyatr ancak çoğu değil. Gazze'deki programına, tamamı özel bağışçılardan toplanan 3 milyon dolar harcayan Gordon, haftalar boyu süren seanslarla tam 200 eğitmen yetiştirdi. Eğitmenlere biraz teorik bilgi verildikten sonra, seanslarda tekrar edecekleri teknikler gösteriliyor.
Programın bir parçasını oluşturan dans ve müzik burada kabul gören katı İslam anlayışına uygun değil. Ancak engelleri aşmak için kadın ve erkekler aynı gruplara alınıyor ve kullanılan müzik ise geleneksel Arap veya dini temalı parçalardan oluşuyor. Gordon şimdi Fatah yönetiminin hâkim olduğu Filistin hükümeti tarafından yönetilen Batı Şeria'daki yetkililerle, tekniğinin orada da kabul görmesi için görüşmelerde bulunuyor.
Gordon aynı zamanda Gazze'deki Hamas'ın roket saldırılarına maruz kalan İsraillilere de aynı teknikleri göstermiş. Birkaç yıl önce bir ara İsrail-Gazze sınırının iki tarafında da insanlar gözlerini kapatarak ve karınlarını yumuşatarak rahatlamaya çalışıyordu. Katılımcıların bazılarında iyimserlik çok çabuk ortaya çıkıyor. El Atatra'da küçük bir gruptaki 8 ila 10 yaşındaki çocuklara kendilerini, en büyük sorunlarını ve bu sorunun çözülmesi sonucunda neler olacağını çizmeleri istendi.
Çocukların çoğu gibi 10 yaşındaki Hazem de, en büyük sorun olarak bir İsrail tankının namlusunu bir eve doğru doğrultmasını çizdi. Bu 19 ay önce savaş sırasında yaşanan bir şeydi. Ancak Hazem'in sorunun çözülmesi sonucunda ne olacağı konusundaki resmi ilginçti. Resimde, tankın içindeki İsrail askeri ile bölge sakinleri açığa çıkıp el sıkışıyordu.
Paylaş