

“Sınavdan önce mutlaka uyku düzeninizi sağlayın. Beslenmenize özen gösterin. Aklınıza gelen negatif düşüncelere takılıp kalmayın.” diyerek öğrencilere önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, ailelerin de çocuklarına olumlu geri bildirimlerde bulunmaları gerektiğine de dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, Liselere Giriş Sınavı’na 48 saatten az bir süre kalmışken artan stresin nasıl yenileceğine dair açıklamalarda bulundu.
Sınav kaygısını, öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Bireyin sınava yüklediği anlam, sınavın zihindeki yeri, sınav sonrası kişinin ailesinin ve arkadaşlarının gözündeki yeri ve sınava verilen önem sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkili olur.” dedi.
Taşkın, sınav stresiyle baş etmek için yapılabilecekleri şöyle sıraladı:
“Gerçekçi olmayan düşünme alışkanlıklarını değerlendirin ve gerekirse değiştirin, nefes alma egzersizleri ve gevşeme egzersizleri yapın, kaygıyı bastırmaya değil onu yeterli ve gerektiği seviyede tutmaya odaklanın, dikkatinizi başka noktalara odaklama tekniği kullanın.”
Sınav kaygısının gerçek performansı ortaya kaymayı engellediğine değinen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Kaygıya yenik düşerseniz potansiyelinizin altında bir sonuç elde edersiniz.” diyerek, LGS öncesinde öğrencilere tavsiyelerde bulundu:
“Sınavdan önce mutlaka uyku düzeninizi sağlayın. Beslenmenize özen gösterin. Mutlaka beden ve rahatlama egzersizleri yapın. Aklınıza gelen negatif düşüncelere takılıp kalmayın eğer yapabiliyorsanız odak noktanızı değiştirin. Sadece sınav gününü ve sınavın sonucunu zihninizden geçirmeyin. Sevdiğiniz kişiler ile vakit geçirin. Son gün ders çalışmayı denemeyin.
Ailelerin çocuklarına olumlu geri bildirimlerde bulunmaları gerektiğine de dikkat çeken Taşkın, “Sonuçtan çok sürecin önemli olduğunu bildirmeli ve çocuğa bu süreçte elinden geleni yaptığını hissettirmeliler. Sınav öncesi ve sonrasına dair aile hassas olmalı, çocuklarını asla bir başkası ile kıyaslamamalılar. Empati yaparak çocuğun heyecanını anladıklarını dile getirmeliler. Çocuklar için cesaretlendirici olmalılar ve sınav sonucu ne olursa olsun çocuk ailesi tarafından sevileceğini bilmeli.” uyarısında bulundu.
Sınav günü ailenin heyecanının sınava yönelik değil çocuğa yönelik olması gerektiğinin altını çizen Taşkın, sözlerini şöyle tamamladı:
“Farkında olmadan pozitif bir davranış gibi düşünülerek söylenen, ‘sen yaparsın, sen en iyi liseye layıksın’ sözleri çocuklarda çok büyük kaygıya sebebiyet verebilir. Eğer ebeveyn kaygısını kontrol edemiyorsa bu süreçte çocuğun yanında olması uygun olmayacaktır.”
DOI numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.12807
Paylaş