SINAV KAYGISINI ARTTIRMAYIN
DHA
Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi'nde görevli Psikolog Arzu Çiçekçi, yaklaşan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ve Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) öncesinde aileleri, çocuklar üzerinde baskı yapmamaları konusunda uyardı. Çiçekçi, yapılan baskının çocuklar üzerinde sınav kaygısını artırdığını söyledi.
Uzman Psikolog Arzu Çiçekçi, bazı ailelerin sınava hazırlanan çocukları teşvik etmek isterken yanlış davranışlarda bulunduklarını belirtti. Çiçekçi, "Özellikle kaygısız çocuklarımızın, kaygılarını arttırmamaya çok özen göstermeliyiz" dedi. Çiçekçi, şöyle konuştu:
"Onları çalışmaya teşvik adına, daha çok çalışsınlar diye yapacağımız baskılarla ya da 'kazanamazsan mahvoluruz' gibi vereceğimiz mesajlarla çocuklarımızın kaygısını istemeden de olsa artırıyoruz. Onları 'Kazanamazsam ne olur? Kazanamazsam beni kimlerle kıyaslarlar? Kazanamazsam dünyanın sonu olur' gibi düşüncelere itebiliyoruz. Dikkat etmemiz gerekenlerden birisi de sınırlarını zorlamamak. Bizim, kendi beklentilerimizle çocuğumuzun sınırları nelerdir, ne kadarını yapabilir bunu çok iyi bilmek ve dengeyi kurmak gerekiyor. Elma ağacından erik elde etmeye benzer. Ama yapacağımız şey, elma ağacından en iyi elmayı elde etmeye çalışmak. Sınav süresince buraya gelen gençlerimizde gördüğümüz en çok şey, sınavı bir ölüm kalım meselesi gibi görmeleri. Aslında belki kendimize hayatın amacı ne diye sormalıyız. Hayatın amacı, kendine yeten bireyler olmak, çevreyle iyi ilişkiler içerisinde olmak, kendine yetebilmek. Sınav hayatın seçeneklerinden bir tanesi ve çocuklarımıza da biz bu mesajı verirsek sınavı ölüm kalım meselesi gibi algılamamalarını sağlayabiliriz."
'ÇALIŞ BASKISI BAĞLARI KOPARABİLİR'
Arzu Çiçekçi, çocuğuna ders çalışması için baskı kuran anne-babanın aile bağlarının kopmasına neden olabileceğine dikkat çekti. Çiçekçi, şunları söyledi:
"Asıl önemli olan bu süreçte aile olarak aramızdaki bağlar. Bir yeri kazanmak, okumak önemli ama bu süreçte çocuğumuza yapacağımız 'çalış çalış' baskısıyla aramızdaki aile bağlarının kopmasına da neden olabiliriz. Onun için bu çalış sözcüğünü oldukça gerekli düzeyde kullanmak ve fazlasından kaçınmak gerekiyor. Asla unutmamak gerekirki okumaktan ya da diplomadan çok daha önemli olan birşey çocuğumuzla aramızdaki bağın kopmamasıdır. Ayrıca anne ve baba olarak en sık yaptığımız hatalardan birisi de 'Sınavı kazanamazsan evde bekle de gör, şu işe girde şöyle kötü çalışta gör' şeklindeki sınav sonuçlarını tamamen bir ceza gibi göstermektir. Bu süreçte de eğer çocuğumuz sınavı kazanamazsa sonrasında kendisini ve hayatı sevmeyen bireyler olarak karşımıza çıkıyorlar. Lütfen, sınavın sonuçlarını çocuklarımıza bir ceza olarak göstermeyelim."
'SADECE SINAV KONUŞMAYIN'
Sınava evde hazırlanan çocukların ailelerinin, gündelik yaşamdan da bahsetmesinin, sınav stresini azalttığına dikkat çeken Çiçekçi, şunları söyledi:
"Evde sınava hazırlanan bir çocuğun ailesiyle konuştuğu konular hep sınav, ders, okul olmasın. Çocuğumuzun kaygısını azaltmak adına daha gündelik olaylara, daha duygusal konulara da zaman ayıralım. En temel yapmamız gereken de, onu başka çocuklarla kıyaslamayalım. Bu da çocuğumuzda ciddi bir kaygı yaratacaktır. Ayrıca çocuklarımızın başarısızlıklarına uygun tepkiler verelim. Bizler hayatta ilerlemeyi seçmişsek, mutlaka başarısızlıklarla da karşılaşacağız. Başarılı olduğumuz an gibi, başarısız olduğumuz zamanlarda vardır. Çocuğumuz kötü bir notla gelmişse onu azarlamak yerine bu kötü notun sebebi nedir, neler yapılabilir, bir dahaki sefere nasıl yükseltilebilir, bunları konuşmalıyız."
Paylaş