Enginarın içindeki “ciarin” adlı madde nedeniyle sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı oluyor.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vedat Şeniz, ilkbahar aylarından itibaren tezgahlara çıkan ve yazın habercisi olan enginarın tipik bir Akdeniz bitkisi olduğunu belirtti.
Eski çağlardan beri bilinen ve kral sofralarının en geçerli yemeği olarak anılan enginarın, “çok yıllık” bir bitki olduğunu ifade eden Şeniz, “Enginarın toprak üstü organları bir yıllık, toprak altında bulunan kök kısmı ise çok yıllıktır. Bulunduğu yerde 8-10 yıl kalabilir ve ürün verir. Sofralarımızı süsleyen değerli bir sebze olan enginarın besin değeri çok yüksektir. Birçok sebze türünden farklı olarak yüksek düzeyde karbonhidrat ve protein içerir. A, D, D2, B6 ve C vitaminlerini içinde barındırır” dedi.
Prof. Dr. Şeniz, mineral maddelerce de son derece zengin olan enginarın kalsiyum, magnezyum, manganez ve fosfor içeriğiyle dikkat çektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Enginarda bulunan 'ciarin' isimli madde karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur. Enginarın ayrıca romatizma, üre, kolesterol ve damar sertliğini de iyi gelir. Sebze olarak yenmesinin yanı sıra yapraklarının da kaynatılarak suyunun içilmesinin faydalı olduğu bildirilmiştir. Sağlık için mevsiminde enginar tüketilmeli. Aslında sağlık açısından mevsiminde hangi meyveyi hangi sebzeyi yersek yiyelim faydalıdır.”
Türkiye'de “erkenci ve geççi” çeşitleri bulunan enginarın pazarlarda yüksek değer bulduğunu anlatan Şeniz, bu değerli sebzenin yabancı ülkelerde çocuk mamalarının yapımında, kozmetikte, içki ve boya sanayisinde de kullanıldığına işaret etti.