Topluma ayna tutan otoportreler

Cindy Sherman'ın fotoğraflarına bakanlar, sebepsiz bir merak duygusuna ve huzursuzluğa kapılıyor. İşte topluma ayna tutan otoportreler.

Cindy Sherman'ın fotoğraflarına bakanlar, sebepsiz bir merak duygusuna ve huzursuzluğa kapılıyor. İşte topluma ayna tutan otoportreler.

35 yıllık kariyeri boyunca Sherman fotoğraf larında yüzlerce kişiliğe büründü: Film yıldızı, çılgın kızlar, asabi ev hanımı, hayal kırıklığına uğramış sosyetik şahsiyet, tehditkâr palyaço ve hatta Roma tanrısı. Sherman, "Karakterlerin hiçbiri ben değilim. Eğer fotoğraf bana çok benziyorsa çöpe atarım" diyor. 58 yaşındaki Sherman, 170'in üzerinde fotoğrafıyla 26 Şubat'ta açacağı New York'taki Modern Sanatlar Müzesi'ndeki retrospektif sergisine hazırlanırken bile, bir sonraki çalışmasına kafa yoruyor. Söz konusu çalışma her bir üyeyi ayrı ayrı canlandıracağı bir aile fotoğrafı olabilir. MoMa'nın fotoğraf bölümünden yardımcı küratör Eva Respini, "O hiç şüphesiz günümüzün en etkili sanatçılarından biri" diyor. Televizyon ve kitle iletişim araçları çağında rüştünü ispat etmiş ilk sanatçılardan biri olan Sherman, Pop ve Kavramcılık (Conceptualism) akımlarını birleştiren eserler yaratıyor. Sherman ilk olarak 1970'lerde, filmlerden ve dergilerden esinlenen "Untitled Film Stills" isimli kurgu portreleriyle dikkat çekti. Bu portreler kadın stereotipilerini ve cinsiyet konularını daha önce kimsenin e le almadığı şekilde ele alıyordu. Ancak kariyerindeki asıl çıkışını Playboy dergisindeki (kadınların giyinik olduğu) fotoğraflardan ilham alan 1981 tarihli "Centerfolds" çalışmasıyla yaptı. 1982 yılında , Sherma n Amsterdam'daki bir serginin merkezindeydi ve Almanya'daki Documenta 7 ile Venedik Bienali'ne katılmıştı. Beş sene sonra New York'taki Whitney Amerikan Sanatları Müzesi'nde gezici bir sergi düzenledi. 1995'te ise MacArthur ödülünü kazandı. Fotoğrafları promosyon ürünleri gibi çatlamış ve kumlu görünecek şekilde tab ettirdiği "Untitled Film Stills" çalışması, günümüzde 20'nci yüzyılın dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Bu çalışma 1995'te MoMa tarafından 1 milyon dolara satın alındı ki bu o dönem fahiş bir fiyattı. Sherman eserlerine isim vermeyi reddediyor ve New York'ta bulunan Metro Pictures isimli sanat galerisinin kurucu ortağı Janelle Reiring'e göre bu, Sherman'ın başarısının sırlarından biri: "Size ne düşünmeniz gerektiğini söylemiyor" diyor. Eserlerinin isimlerini başka sanatçılar seçiyor. S herman genelde fotoğrafı bir sanat türü olarak kabul ettirmesiyle ünlü. Mayıs ayında Manhattanlı sanat taciri Philippe Ségalot, Sherman'ın bir genç kız gibi poz verdiği 1981 tarihli bir fotoğrafını bir müşterisi adına satın aldı. Altı ay boyunca bir müzayedede satılan en pahalı eser olan çalışma, 3.9 milyon dolara alıcı buldu. Ségalot, "Basit bir fikri alıp onu yeniden yaratması beni hep büyülemiştir" diyor. New York'ta büyüyen Sherman, eski günlerini şöyle hatırlıyor: "Birer prenses, peri ya da tatlı cadı gibi giyinen diğer küçük kızlardan farklı olmak istiyordum. Yaşlı, çirkin cadı ya da canavar olmayı tercih ediyordum". Üniversitede aldığı bir fotoğrafçılık dersinde ilk ödevlerinden biri, kendisi için zor olan bir şeyle yüzleşmekti. "Çıplak fotoğraflarımı çektim. Sırf vakit öldürmek için makyajla yüzümü çeşitli karakterlere dönüştürürdüm" diyor. O sıralar, Robert Longo ile birlikteydi ve Longo ona kendisini kostümler içinde fotoğraflamasını teklif etmişti. 1985'ten itibaren bir süreliğine kendi çektiği fotoğraflarda yer almadı. Bir fotoğraf serisinde kan ve küflenmiş yiyeceklere yer verdi. Bu sert fotoğrafları, video sanatçısı Michel Auder'le olan 15 yıllık evliliğini bitirmesi gibi zor dönemlerde çektiğini söyledi. Fakat fotoğrafların hiçbiri, " Untitled Film Stills" ya da diğer portreleri kadar başarılı olamadı. Teknoloji son yıllarda çalışmalarına farklı bir boyut kazandırdı. Dijital fotoğraf m akineleri, f ilmin t ab edilmesine ihtiyaç bırakmadan, sonuçları anında görmesine imkân tanıyor. MoMa'daki sergide, yüzüne dijital rötuş yaptığı fotoğraf lar bulunuyor. "Değişiklik yapmanın bu kadar kolay olması korkunç bir şey" diyor. Erkek sanatçıların bir duvarın tamamını kocaman bir şeyle doldurmasını gördükten sonra, duvar resimleri yapmaya başladı. "Bunun ne kadar özenti bir şey olduğunu düşündüm. Böyle düşünen kadın sanatçıların sayısının fazla olmadığını fark ettim" diyor. Stüdyosunda özne de, fotoğrafçı da yönetmen de, makyöz de, stil danışmanı da kendisi. "Ne zaman başka birini tutsam ya da ailemden ve arkadaşlarımdan birini kullansam, onları eğlendirmek zorundaymışım gibi hissediyorum. Yalnız çalıştığımdaysa kendimi istediğim kadar zorlayabilirim. Şikâyet etmem" diyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:27 Şubat 2012

© 2025e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.