Yalnız bireyler hayali dünyalarına saklanıyor
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi uzman doktorlarının disiplinlerarası gelişmeleri ele aldıkları Bilimsel Toplantılarının bu ayki konuğu, Haifa Üniversitesi’nden Klinik Psikoloji Profesörü Eli Somer oldu. Prof. Dr. Eli Somer, Uyumsuz Hayal Kurma (Maladaptive Daydreaming) başlıklı sunumunda erişkinlerde görülen uyumsuz hayal kurmanın, sürükleyici bir kişisel özellik olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Eli Somer, “Bazı kişiler gördükleri bu fantazilerin içinde kaybolma ve tamamen o hayale odaklanma özelliklerine sahiptir” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nin her ay gerçekleştirdiği bilimsel toplantıların Mart ayı konuğu Haifa Üniversitesi’nden, Klinik Psikoloji Profesörü Eli Somer’di. 2002 yılında, ilk kez kendisinin tanımladığı ve Tıp Literatürüne girmesini sağladığı “Uyumsuz Hayal Kurma” (Maladaptive Daydreaming) konusunda bir sunum gerçekleştirdi.
Gördükleri hayalin içinde kaybolurlar
Gündüz Düşü (Daydreaming) teriminin ilk kez Jerome L. Singer (1966) ve Eric Klinger (1971) tarafından oyunla bağlantılı bir çocukluk aktivitesi olarak tanımlandığını anlatan Prof. Dr. Eli Somer, bu durumu çoçukların oyuncak bebekleriyle konuşurken fark edebileceğimizi ve o yaşlar için tamamen normal bir davranış kabul edilebileceğini belirtti.
Çocukluk döneminde bu durumun yeteneklerini deneyimlemeleri, stresli olduklarında duygularını düzenlemeleri, içinde bulunduğu ortama adapte olabilmeleri ve destek almaları için normal kabul edilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Eli Somer, şöyle devam etti: “Ancak erişkinlerde görülen uyumsuz hayal kurma, sürükleyici bir kişisel özelliktir ve bazı kişiler gördükleri bu fantazilerin içinde kaybolma ve tamamen o hayale odaklanma özelliklerine sahiptir. Bu sürükleyici hayale geçiş yapmalarını bir film, kitap veya müzik neden olabilir. Sokakta kendi kendine konuşan, hayali birine bağıran insanlar görürüz. Aslında bu insanlar kendi hayal dünyalarına sürüklenmiş ve Uyumsuz Hayal Kurma fenomeni yaşayan kimselerdir.”
Kendi kurdukları hayal dünyalarında yaşamayı tercih ederler
Bu rahatsızlığı yaşayan pekçok kişinin durumlarının farkında olduğunu ve bundan utandıklarını dile getiren Prof. Dr. Eli Somer, bu fenomen çok bilinmediği için bu kişilerin bu durumu dünyada sadece kendilerinin yaşadığına inandığını aktardı. Bu durumun onlar için aynı zamanda çok ödüllendirici olabileceğini de aktaran Prof. Dr. Eli Somer, “Bir anda kendi dünyalarının efendisi olurlar. Yasak bir ilaçla da değildir bu durum, yasaldır ve iki kulaklarının arasındaki bu hayal dünyasına kolayca geçebilirler. Bir duygusal acı veya çocukluk anısı travması ya da psikiyatrik sıkıntı hissediliyorsa, bu durum harika bir dikkat dağıtıcı işlevi görebilir. Ancak bu durum bağımlılık yapıcı olabilir. Dünya çapında ünlü bir şarkıcı olmak için çok çalışmanıza gerek yoktur. Sahnedesinizdir ve hayranlarınız sizi büyülenmiş şekilde takip ediyordur. Neden böyle bir hayalden gerçek dünyaya dönmek ve buna ulaşmak için çok çalışmak isteyesiniz ki? Bu kişiler gerçek hayata döndüklerinde, fantezi dünyalarıyla gerçek arasındaki fark o kadar büyüktür ki bu boşluk depresyona yol açar” diye konuştu.
Bir çok farklı türü var
Bu durumun günde bir, iki saatle pek bir soruna yol açmayacağını ancak bu süreçte pek çok saatin geçirilmesiyle psikiyatrik sorunların artıracağını söyleyen Prof. Dr. Eli Somer, hatta bazı insanların tüm uyanık saatlerinin bu şekilde geçtiğini aktardı. Bu rahatsızlığın dikkat eksikliği bozukluğu ve Obsesif Kompulsif bozuklukla birlikte yaygın olarak görüldüğünü ve bunlara depresyonun ve kaygının eşlik ettiğini belirten Prof. Dr. Eli Somer, Covid-19 kapanma sürecinde bu rahatsızlığın daha sık görülmeye başlandığını ve hastaların bu sorunu daha şiddetli yaşamaya başladığını dile getirdi. Prof. Dr. Eli Somer, “Bu rahatsızlığın hayali arkadaş fenomeni, acı veren şimdiki zamanı kabullenmeme, alternatif hayali aile yaratma, acı veren anıların bilinçli unutulmasıyla ortaya çıkan ayrışan kimlik bozukluğu, dikkat eksikliği-hiperaktif bozukluk, spektrum bozukluğu gibi farklı türleri, değişik versiyonları da görülmektedir” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bu rahatsızlığın tedavisi güvenli bağlanma çalışması”
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin’in moderatörlük yaptığı toplantıda Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Uyumsuz Hayal Kurma Fenomenini klinik antite olarak doğru bulduğunu belirterek 40 yıla yaklaşan psikiyatri deneyimi içerisinde, bazen kendisine de elektif işitsel halüsinasyonlu kişiler geldiğini söyledi.
Aynı zamanda şizofreni tanısı ve şizofreni tedavisi almış bu kişileri derinlemesine incelediğinde, bu kişilerde, şizofrenin verdiği kişilik dağılmasının görülmediği ve yıkıma uğramadıklarını aktardı. Bu nedenle hastalığın kök nedenini araştırdığını dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan şöyle devam etti: “Bu kişiler son derece yalnızlıktan yakınan, yalnızlıktan korkan kişiler. Yalnız kaldıkları zaman kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bu kişilerin yaşantılarında yakın ilişkiler, güvenli bağlanma var mı, yok mu diye araştırıyoruz. Bu kişilerde güvenli bağlanma yok, çıkıyor. Kaygılı bağlanma, kaçıngan bağlanma, disorganize bağlanma çıkıyor. Bunun üzerine biz güvenli bağlanma çalışması yapıyoruz. Bir kişi ile güvenli, devamlı, kararlı ilişki kurabilme çalışmasını yapıyoruz. Bu kişilerin bir müddet sonra halüsinasyonlarını sorguladıklarını ve ihtiyaç hissetmediklerini görüyoruz.”
Paylaş