![Aşk Hormonu Nedir? Dopamin ve Aşkın Kimyası Aşk Hormonu Nedir? Dopamin ve Aşkın Kimyası](/_next/image?url=https%3A%2F%2Fcdn.e-psikiyatri.com%2Fcontent%2Fimages%2Fask-hormonu-nedir-dopamin-ve-askin-kimyasi-58313.jpg%3Ft%3D1738569449&w=968&q=80)
![E-psikiyatri](/_next/image?url=%2Flogo.png&w=475&q=100)
Özellikle gece uykusunun önemini vurgulayan Dr. Mohammed Nami, çocukluk dönemindeki olumsuz tecrübelerin yetişkinlikte uyku sorunlarına sebep olduğunu söyledi. ABD’de yapılan bir araştırmaya da değinen Dr. Mohammed Nami, 6 saatten az uyuyan bireylerin %63’ünde psikolojik sorunların bulunduğunu kaydetti.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi uzmanlarının katılımıyla her hafta gerçekleştirilen Bilimsel Toplantıların bu haftaki konuğu, uyku alanındaki çalışmalarıyla tanınan Şiraz Üniversitesi’nden Dr. Mohammed Nami oldu.
Pandemi önlemleri kapsamında çevrimiçi olarak gerçekleştirilen toplantıda “Uyku, Beyin, Biliş, Davranış - Dörtgen Bir Bağlantı” başlıklı bir sunum yapan Dr. Mohammed Nami, uyku bozuklukları ile psikiyatrik hastalıklar arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
Beyin Haritalama ve Tedavileri Derneği'nin (Society for Brain Mapping and Therapeutics - SBMT) çalışmalarına da katılan Dr. Mohammed Nami, böyle önemli bir fırsatı vermelerinden dolayı Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a teşekkür etti.
Uykunun önemi ve nörobilim alanındaki ilişkiye değinen Dr. Mohammed Nami, “Muhteşem bir organ olan beyin ile ilgili çoklu bir bilimsel yaklaşım bulunuyor. Beyin sağlığından bahsederken kognitif sağlığından, duygusal sağlığımızdan hepsinin bir araya getirilmiş olmasından bahsediyoruz. Buradaki bütüncül bir yaklaşımı ele almak için bazı sütunlarımız var. Mesela kişinin ne kadar aktif olduğu, gün içerisinde kaç adım attığı önemli. Uyku dediğimizde beyin sağlığının neredeyse ana çatısı ve ana sütunundan bahsediyoruz. Uyku süresi yaşa bağlı olarak değişebiliyor. Kişinin horlaması ya da horlamaması, kabus bozukluğu, huzursuz bacak sendromu, narkolepsi (gündüz saatlerinde aşırı uyuklama hali) ya da insomnia dediğimiz uykusuzluk ile ilgili şikayetleri varsa uyku esnasında sorunlar yaşanabiliyor. Beyin sağlığı için bahsedebileceğimiz en önemli konulardan bir tanesi de kişinin bağımlılıkları var mı? Alkol kullanımı ya da varsa kullanılan bazı ilaçların da uyku üzerinde etkileri olabiliyor. Duygusal impulslar, kişinin duygu yükünü nasıl ele aldığını biz altı sütun olarak değerlendiriyoruz. Bu altı sütun bir şekilde bir araya geldiği zaman beyin sağlığını belirleyebiliyor.” diye konuştu.
Uykuya sadece biyolojik bir fenomen olarak yaklaşmadıklarını belirten Dr. Mohammed Nami, “Buradaki uykunun beyne ve davranışa etkisine de bakmaya çalışıyoruz. Biliş sürecine de bakıyoruz.” dedi.
Uluslararası alanda yapılan çalışmalarda uyku sorunlarının sınıflandırılmasında 84 uyku bozukluğunun belirlendiğini belirten Dr. Mohammed Nami, “Uykusuzluk dediğimiz insomnia hastalığı ile ilgili 14 farklı çeşit bulunuyor. Uykusuzlukla ilgili reçete yazılabiliyor ama 14 farklı uyku bozukluğu varsa organik ya da davranışsal bozukluk olabiliyor. Örneğin uykuyla ilgili bir sorun varsa bunun nörodejeneratif bozuklukla ilgili, kognisyon ya da duygu kontrolüyle ilgili olan bazı sorunlar da ortaya çıkıyor. Buradaki tedavinin yokluğu ve eksikliğiyle ilgili olarak da şikayetler var. Örneğin şizofren bir hastamız var, Alzheimer’dan mustarip ve Parkinson hastalığı var. Üstüne üstlük uykusuzluk da yaşıyor ise bizler nörobilimsel bazı tedavi ve rehabilitasyon yapıyoruz ve reçete yazıyoruz ama bazen sorunun kaynağı bambaşka bir yerde oluyor. Ve sorunun kaynağına bile dokunmamış oluyoruz.”diye konuştu.
En yaygın uyku bozukluğunun sirkadiyen ritim uyku bozukluğu, geç uyuma ya da erken uyanma, çok geç yatıp çok geç uyanma şeklinde görüldüğünü belirten Dr. Mohammed Nami, “Geçenlerde 24 yaşındaki kadın hastam uyku düzenini şu şekilde tanımladı: Sabah saat 07:00’de uyuyor ve akşam 19:00’a kadar uyuyor. Akşam uyanıyor ve bir sonraki günün sabahına kadar uyanık kalıyor. Hormonların ve protein salınımları gece saatlerinde oluyor. Bazı hormonların var olabilmesi için gece uykusu gerekli. Beyin gece uyanık olduğunda bir baykuş gibi gece saatlerinde uyanıksa biz bunları sirkadiyen ritim bozukluğuna örnek olarak veriyoruz.
Uyku sırasında horlamanın da önemli sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Dr. Mohammed Nami, “Horlama sırasında hava yolları ve nefes alma konusunda kesinti olabiliyor. Oksijen seviyelerinde ciddi anlamda düşüş yaşanabiliyor. Biz bunlara hipoksi diyoruz. Bu öyle bir düşüş ki beyin için çok zararlı.” dedi.
Uyku bozukluğunun depresyonla ilişkisi olduğunun yapılan çalışmalarda ortaya çıktığını belirten Dr. Mohammed Nami, “Depresyon ve uyku arasındaki bağlantı, özellikle Amerikan vatandaşları arasında son derece yaygın ve provelansı yüksek olarak görülüyor. Özellikle çocuklukta olumsuz tecrübelerin edinilmesi, yetişkinlik döneminde uyku bozukluğu ya da uyku problemleri olarak yansıyor. ABD’de yapılan çalışmalarda bu kanıtlanmış.”dedi.
Uykuyla ilgili risk göz ardı edildikçe bazı psikolojik ve psikiyatrik sorunların ortaya çıktığını kaydeden Dr. Mohammed Nami, yine ABD’de yayınlanan bir makaleden bahsederek “6 saatten daha az uyuyan bireylerin %63’ünün ciddi anlamda psikolojik bozukluklardan mustarip olduğu görülüyor. Az miktarda uyunması halinde çok ciddi anlamda psikolojik bozukluklarla karşı karşıya kalınabiliyor. Uyku apnesi gibi nefes alma sorunları yaşanması halinde iştah bozukluğu, yorgun hissetme, herhangi bir konuya odaklanamama gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.” dedi.
Dr. Mohammed Nami, uykunun belirleyici bir sütun olduğunun altını çizerek “Henüz kendisine gerekli ve hak ettiği önem verilmemiştir. Tedavi, rehabilitasyon, hastanın ameliyat sonrası iyileşme süreci dahi oradaki dokuların çok ciddi anlamda iyileşebilmesi bu konuda uykunun ne kadar belirleyici olduğunu biliyoruz. Tedavilerden sonuç alamadığımızda bunun uykusuzluk olduğunu biliyoruz. Birçok psikiyatrik bozuklukta hemen ilaçla tedavi yöntemine gidiyoruz oysa kesinlikle bir türlü altını kaldırıp bakmadığımız konu uykudur.”diye konuştu.
Paylaş