DUAYENLE ADIM ADIM PSİKİYATRİ
NP GRUP - Uzm. Psk. Necmettin GÜRSOY
Birbirinden ilginç vakalarla karşılaşmış Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çifter, psikiyatrinin adım adım geliştiği yılları anlattı.
Ülkemizde psikiyatri dalının gelişimine birebir şahit olmuş, meslek hayatı boyunca birbirinden ilginç vakalarla karşılaşmış Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çifter Hoca psikiyatrinin adım adım geliştiği yılları anlattı.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda klinik şefliği yapan; mesleki bilgi ve öğreticiliğinin yanı sıra beyefendi kişiliğiyle de hafızalarda yer etmiş Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çifter Hoca ile mesleki deneyimlerini ve hatıralarını konuştuk.
Psikiyatri alanında yıllarca emek veren biri olarak psikiyatrinin gelişimi hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Eskiden genel olarak psikiyatri denince akıl hastalıkları ve asabiye (nöroloji) beraber değerlendirilirdi. Emraz-ı Akliye ve Asabiye denirdi. 1950 yıllarında nöroloji (asabiye) akıl hastalıklarından ayrıldı ve psikiyatri kendi seyri içerisinde değişmeye başladı.
Esas olarak psikiyatri Gülhane'nin kuruluşundan sonra başlar. 22 Aralık 1898'de Sultan Abdülhamit Haydarpaşa Askeri Tıbbiyesini yani bugünkü adıyla GATA'yı kurdu. 1910 yılında ise Raşit Tahsin hoca modern psikolojinin kuruculuğunu üstlendi. Alman Witing, Rieder ve Deike paşalar (psikiyatri hocaları) Türkiye'ye getirildi ve Raşit Tahsin ile beraber çalışmaya başladılar. Öğretim elemanlarımız da Almanya ve çeşitli Avrupa ülkelerine ihtisasa gittiler. Müderris Raşit Tahsinle beraber, müderris yardımcıları Rüştü Recep ve Osman Cevdet'ti. Daha sonra bu müderrisleri Dr. Mazhar Osman Uzman, Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Dr. Necmeddin Polvan, Dr. Rasim Adasal, Dr. Nazım Şakir Şakar, Dr. Muharrem Özsan, Dr. Halit Özkut, Dr. Nevzat Akabay, Dr. Selahhaddin Doğulu takip ettiler. Türkiye'de psikiyatri alanında çok kıymetli hizmetlerde bulundular.
Psikiyatrik hastalıklar veya ruh hastalıkları konusunda yapılan yenilikler ve kullanılan teknikler nelerdir?
Ruh hastalıkları ilk başlarda; Faradizasyon ve EKT ağırlıklı olarak kullanıldı. O zaman farmakolojik ilaçlar çok kısıtlıydı. En çok kullanılan Haloperidol, Largactil, Melleril, vb. antipsikotik ilaçlar gelişmeye başladı. Son yıllarda antidepresanlar, farmokolojik çalışmalara paralel olarak Türkiye'de çeşitlendi ve zenginleşti. Bu arada psikoterapik yaklaşım Freud ile başlayarak gerek bireysel gerekse de grup terapileri bakımından gelişti. Özellikle üniversitelerimizdeki hastanelerde psikolog meslektaşlarımızla bu tedavileri beraber sürdürdük. Psikolog arkadaşların uyguladıkları psikolojik testlerin (kişilik testleri, projektif testler, ev ağaç ve insan testleri) bizzat Türkiye'de öncülüğünü yaptım ve geliştirdim.
O yıllarda; ev, insan ve ağaç testini bir zeka testi olarak kullandığımızı söyleyebilirim. Bu testler insanın iç dünyasının dinamiklerini ortaya çıkaran ve tedavide çok kıymetli yeri olan tekniklerdir. Ayrıca bu bağlamda Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve GATA'da Çocuk ve Ergen Birimlerini kurduk. Bunlar yeni gelişmelerdir.
Doğuştan mental retarde olanlara rehabilite imkânları yarattık. Davranış bozukluğu olan kişilerde davranışçı terapiler yapılarak tedaviler sürdürdük. Yeni tedavi biçimi olarak; Olanzapin, Largactil gibi tedaviler antipsikotik olarak kullanılıyor. Serotonin gerialım inhibitörleri antidepresan olarak kullanılıyor.
Psikiyatrik hastalıkların kökeninde biyolojik temellerin bulunması konusunda da ümit verici çalışmalar yapılıyor. Ayrıca genetik faktörler fonksiyonel yapısal bozukluklar üzerinde çalışmalar hızla sürdürülüyor. Bu konuda örnek verecek olursak; 1935 yıllarında Mazhar Osman bazı madde alışkanlıklarının veya kullanımının şizofrenik belirtiler verdiğini vurgulamıştır. Marihuana ve kokainin beyin biyokimyasında şizofrenik bozuklulara yol açtığını belirtmiştir.
Bu yönde uyuşturucu maddeler; insan yaşamının hem biyolojisini ve psikolojisini hem de sosyal aktiviteyi etkiliyor. Ayrıca bu tür maddeleri kullananlar terörizme, suç örgütlerine, cinayetlere hizmet ediyor. Yıllar önce Türkiye'deki suç ve uyuşturucu haritasını Amerika Birleşik Devletlerinde bir psikiyatri kongresinde bildiri olarak sundum. Narkoanaliz, Hipnoz ve uyku ilacı vererek özellikle nevrotik hastalarda çok yararlı sonuçlar elde ettik. Kısa süreli Faradi ve telkinler de yaptığımız tedavi teknikleri içindedir.
Son dönemlerde uygulanan Manyetik Uyarım Tedavisi(TMU), Biofeedback, Nörofeedback, Nöropsikolojik test(NPT) tekniklerini de yeni yaklaşımlar olarak görüyoruz.
Meslek hayatınızda çok vakalarla karşılaştınız. Hiç unutamadığınız hatıralarınızı bizimle paylaşır mısınız?
60 senelik meslek hayatımda başımdan geçen birkaç anımı anlatayım.
Birincisi: Çok eski bir anım. İdam cezası verilmiş (kafasına kurşun sıkarak öldürmüş ve ölümünün gerçekleşmesini sonuna kadar beklemiş) hastam, şiddetli bir depresyon içerisindeydi. Onu tedavi ettim ve sonra gerekli yerlere gönderdim. Sanırım infaz ettiler. Bu benim için oldukça ciddi bir vakaydı. Asla unutamam onu.
İkincisi: Asistanlığım yıllarında gece nöbetteydim. Ani bir gürültü işittim. Konuşma sesleri geliyordu. Ciddi bir durumdu. Kapıyı içeriden tuttum, sonra durumu kavradım. Hastamız banyo havlusunun ipiyle kendine intihar girişiminde bulunuyordu. Ciddi depresif haldeydi. Tedaviye cevap vermemişti. Hekim arkadaşlarımız ve tedavi ekibi; hastanedeki ortamı en ince ayrıntılarına kadar düşünmek zorundadırlar. Hiç ummadığın bir biçimde hasta her an hayatına son verebilir.
Üçüncüsü: Adli Tıp'ta görevliydim. Bir üstüm yüksek rütbeli biriydi. Hastayı Adli Tıbba gönderiyor. Buna rapor ver, cezasını verelim diyor. Ben de bir üst yazı yazarak, 'Bu hasta tedavi edilmeden ceza verilemez' dedim gönderdim. Hastayı tedavi ettim. Psikiyatri doktorlarının Türk Ceza Kanununun özellikle 46, 47, 48 maddelerini çok iyi bilip analiz etmeleri gerekir. Suç işleyen psikiyatrik hasta ise özellikle 46. madde sarih (açık) hükümlerle belirtilmiştir. 'Ceza-i ehliyeti yoktur' der. 47. madde ise 'iyileştirin sonra ceza verin' der.
İSMAİL ÇİFTER KİMDİR?
1928 yılında Kütahya'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kütahya'da tamamlayarak 1946 yılında Kütahya Lisesi'nden mezun oldu. Yüksek öğrenimini 1946- 1952 yıllarında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yaptı. 12 Eylül 1952'de tıp doktoru oldu. Gülhane Askeri Hastanesi'nde stajını yaptıktan sonra 1953-1957 yılları arasında askeri tabip olarak kıta hizmetini tamamladı. 1957'de Gülhane Askeri Tıp Akademisi Ruh Hastalıkları kliniğinde asistanlık eğitimine başladı. 15 Haziran 1960 tarihinde Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanı oldu. Ruh ve Sinir hastalıkları uzmanı olarak 1960-61 yılları arasında Kayseri 5. Yurtiçi Bölge Komutanlığı Askeri Hastanesi'nde 1961-64 tarihleri arasında Erzurum 1000 yataklı Mareşal Fevzi Çakmak Askeri Hastanesi'nde çalıştı. Bu görevi sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri dil ve meslek sınavlarını kazanarak 33 hafta süre ile ABD'ye Army Medical Service Staff Officer Course Advanced kursuna gönderildi. Kurs süresi içerisinde Amerikan 4. Ordu Hastanesi olan Brook General Hospital 'ın psikiyatri departman başkanı olan Dr. Latter'nin yanında çalıştı. 8 Kasım 1965'te doçentlik sınavını kazanarak üniversite doçenti oldu. 1973 yılında Ankara Üniversitesi senatosunca GATA'da psikiyatri kliniği profesörlüğüne yükseltildi. Yıllarca GATA'da klinik şefliği yaptı.2 Eylül 1983 yılında emekli olduktan sonra Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim dalını kurdu ve uzun müddet buranın klinik şefliğini yaptı. İki uyku merkezi (biri GATA'da diğeri Gazi Üniversitesinde) ve 25 yataklı alkol tedavi ünitesi kurdu; gerekli kadro ve teçhizatla donattı. Personeli eğitim için ABD'ye gönderdi. 1987 yılında Gazi Üniversite'si rektör yardımcılığına getirildi. Beş yıl rektör yardımcısı olarak görev yaptı. Bu yıllar içerisinde üniversitelerarası üst kurulu görevini yürüttü. Meslek hatayı boyunca basılmış 10 adet kitabı, sayısız yayınlanmış bilimsel yazıları ve makaleleri vardır. Bilimsel ve sanatsal faaliyetlerde ve organizasyonlarda bulundu. Yıllarca akademik üst düzey görevler yaptı.
Prof. Dr. İsmail Çifter evli olup, hepsi evli 3 çocuk babasıdır. İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Asya ülkelerinde Ruh Sağlığı grubunun kurucu üyesi ve direktörler kurulunun üyesidir. Bunun dışında Dünya Ruh Sağlığı federasyonunun (WFMH) devamlı üyesi ve muhabir üyesidir. Ayrıca Türk Amerikan Nöropsikiyatri derneğinin (TANPA) üyesidir. Yurt içinde ise Türk Nöropsikiyatri Derneği ve Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı derneğinin üyesidir.
Paylaş