DEPRESYON VE OBEZİTE İLİŞKİLİ

Medical Tribune

Obezite ve depresyonun ilişkili olduğunu biliyor muydunuz? Obezseniz depresyona, depresyondaysanız obeziteye dikkat.

 


Yeni bir metanalizin sonuçları, obezite ve depresyonun yakından bağlantılı olduğunu ve birindeki artışın bir diğeri için de riski artırdığını kanıtladı.

RİSK ARTIYOR

Obez kişilerde depresyon gelişimi riski %55, depresyondaki kişilerde zaman içinde obezite gelişmesi riski %58 artıyor

Hollanda Leiden Üniversitesi Medikal Merkezi doktorlarından ve aynı zamanda çalışmanın ana yazarı da olan Dr. Floriana S. Luppino, obezite ve depresyon arasında olduğu kanıtlanan ilişkinin farklı uzmanlık dallarını, herbiri majör sağlık sorunlarına yol açtığı gözlenen depresyon ve obezitenin önlenmesi için, birlikte çalışmaya teşvik etmesi gerektiğini belirtmekte. Dr. Luppino'ya göre, tedavide ilk basamak, "bugünkü bilgiler ışığında elimizden gelenin en iyisini yapmak olmalıdır; bunun anlamı, psikiyatristler için hastalarının kilolarını izlemek olabileceği gibi, aşırı kilolu ya da obez hastaları sıklıkla gören iç hastalıkları uzmanları ya da pratisyen hekimler için, çoğunlukla tedavi edilebilir olan bir duygudurum bozukluğu geliştirme aşamasında olup olmadıklarını kontrol etmek açısından hastalarının ruhsal durumunu izlemeleri olabilir."

TOPLAM 55 BİN DENEK

Archives of General Psychiatry'nin Mart sayısında yayınlanan bu çalışma için araştırmacılar, Mart 2008'e kadar olan İngilizce yayınlanmış tüm literatürü taradı. En az 1 yıllık bir izlem döneminin olduğu, kilonun vücut kütle indeksi (VKİ) cinsinden ifade edildiği ve depresyonun değerlendirilme şeklinin belirtildiği çalışmaları seçmişler. Bu analiz, belirtilen kriterleri toplayan 15 çalışma üzerinden yapılmış. Aşırı kilo (VKİ=25 - 29.99) ya da obezite (BMI? 30) ve depresyon arasındaki bağlantının incelendiği toplam denek sayısı 55.387 olmuş.

PSİKİYATRİSTLER KİLO TAKİBİ YAPMALI

Bu yeni data, psikiyatristlerin düzenli olarak depresif hastalarının kilo takibini yapmaları gerektiğine işaret ediyor, "ki bu da kolaylıkla yapılabilecek birşey" diyor Dr. Luppino ve ekliyor "eğer bir hastanın sınırda aşırı kilolu ya da obez olduğunu düşünüyorsanız hastayı örneğin bir diyetisyen ya da iç hastalıkları uzmanı ya da bir pratisyen hekime yönlendirebilirsiniz. Bu, hastanın kontrol altına alınmasını, yaşam şekli ya da diyet değişiklikleri ile muhtemelen kilo alımının önüne geçilmesini sağlayabilir".

Bir önceki araştırma depresyon ve aşırı kilo arasındaki ilişkinin sadece kadınlarda söz konusu olduğunu belirtirken, bu çalışma aynı zamanda erkeklerde de olduğunu kanıtlıyor. Analize katılan çalışmalardaki göreceli olarak daha uzun izlem süresi belki bu durumla ilgili muhtemel bir açıklama getirebilir.

"Kısa zaman aralığında, farklı hormon yapıları, neden kadınların aşırı kilolu ya da obez olmaya daha eğilimli olduklarını açıklayabilirken, zaman içinde diğer yolaklar da sisteme katılabilmektedir ve bu da, sonuçta, neden depresyondaki hastalarda obesite ya da aşırı kilolu olma riskinin her iki cinsiyette de var olduğunu açıklamaktadır. Depresyon ve obesite arasındaki lişki çok faktörlüdür ve birden fazla yolak işe karışmaktadır - biyolojik, psikolojik ya da her ikisi birden." diye ekliyor Dr.Luppino. "Biyolojik yolaklar içinde şunları sayabiliriz: enflamasyon (hem depresyon hem de obeziteye bağlı), hipotalamik-hipofizeradrenal aks (yine her iki duruma da bağlı) ve/veya insülin direnci (obezite; diyabet ve insülin direnci risklerini artırmaktadır, bu da beyinde değişiklikleri tetikleyerek depresyon riskini artırabilir)."

ZAYIFLIĞA VURGU

"Bir psikolojik yolak da Batı toplumlarındaki "zayıflığa vurgu"dan kaynaklanabilir, kilo alımı depresyon için bir risk faktörü oluşturan azalmış özgüvene katkıda bulunur" diyor Dr.Luppino. Obezite ve depresyon ilişkisinin doğası insandan insana değişebilir. Bir kişi için, çalışması gerektiği gibi çalışmayan biyolojik sistem sorumlu olabilecekken bir diğeri için, eğer özgüven zayıfsa ve bu kişi obezse, bu, kişinin deprese olması için son itme noktasını oluşturabilir.

Ancak belki de obezite-depresyon bağlantısını yaratmak için hem biyolojik hem de psikolojik yolaklar gerekmektedir. "Eğer bir kişi biyolojik faktörlere bağlı olarak obez ya da aşırı kilolu oluyorsa, ancak özgüveni tamsa ve vücuduyla barışıksa, depresyona yakalanmayabilir", diyor Dr.Luppino ve ekliyor "depresyona duyarlılığı artırabilen genler de rol oynayabilir; yüksek bir özgüveni olan obez ya da aşırı kilolu ama depresyon eğilimi olmayan bir kişi ile ilgili en iyi tahmin, ileride de depresyon olma şansının düşük olduğudur".

Diğer açıklayıcı faktörler arasında sağlıksız yaşam şekilleri, örneğin fiziksel aktivite eksikliği ve yanlış beslenme, antidepressanların kullanımı sayılabilir ki hepsi kilo alımına yol açabilmektedir.

Yazarlar, izleyecek çalışmalarda depresyon karakteristiklerinin potansiyel rolü, kullanılan ilaçlar, fiziksel aktivite ve diyet şekilleri gibi konuların da araştırılması gerektiği yönünde görüş bildirmişlerdir.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:26 Eylül 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.