Giderek kalabalıklaşan ve gelişen şu gezegende tüketilen kaynaklar dendiği zaman genellikle akla ilk gelen şey, enerji kullanımı.
Giderek kalabalıklaşan ve gelişen şu gezegende tüketilen kaynaklar dendiği zaman genellikle akla ilk gelen şey, enerji kullanımı.

Bitmek bilmeyen enerji açlığımızı dindirirken havayı, suyu, iklimi bozmamanın çaresi nedir, diye sorup duruyoruz. Fakat bu arada daha temel bir insani ihtiyaç var ki, o da kaynakların sınırlı olması dolayısıyla sürekli bir yenilik arayışını da beraberinde getiriyor. Bahsettiğimiz, insanoğlunun barınma ihtiyacı. Barınma ihtiyacını karşılamadaki güçlükler coğrafya, fırsatlar ve ekonomi gibi çeşitli faktörlerden etkilenirken, çözümler de çeşitlilik gösteriyor. Mesela Singapur'da bugün 5.4 milyon insan yaşıyor. Bu sayının 2030'da 7 milyona yaklaşması bekleniyor ama yer yok. Alternatifler sınırlı olunca da yer altına doğru bir yayılım düşünülüyor.
Yer altında karayolları ve toplu taşıma hatları zaten var. Şimdi bir petrol deposunun inşaatı başlıyor ve bir de bilim araştırma merkezi planlanıyor. Nanyang Teknoloji Üniversitesi'nden Zhao Zhiye, "Başlangıçta psikolojik sıkıntılar olabilir, ama düzgün bir ışıklandırma ve havalandırma olduğu sürece insanlar yer altında çalışıp yaşama fikrine yavaş yavaş alışabilir" diyor. Singapur'daki Nanyang ve Ulusal üniversitelerinden araştırmacılar yer altında spor tesisleri, yüzme havuzları ve sinemalar tasavvur ediyor. Ng Chi-Hung ayakta durabileceği bir yere razı zira Hong Kong'da 42 metrekarelik bir dairede yaşayan 22 kişiden biri. Burası kiracıların ancak bir yatak, bir televizyon ve birkaç raf sığdırabileceği hücrelerde üst üste yaşadığı bölünmüş dairelerden oluşuyor. 55 yaşında ve işsiz olan Ng, "Böyle bir ortamda yaşayınca her şeye alışmak zorundasınız" diyor. Üstelik Ng, dünyanın en pahalı şehirlerinden birindeki bu hücre için de ayda yaklaşık 180 dolar kira ödüyor. Araştırmacılara göre Hong Kong'da en az 170 bin kişi benzer şartlarda, alçıpan ve filelerle ayrılmış ve uyumak dışında çok az şeye yer olan bölmelerde yaşıyor.
Ng'nin üst bölmesinde yaşayan 59 yaşındaki Cheng tin-Sang kalp rahatsızlığından dolayı çalışamıyor, o yüzden de gün boyu sokaklarda dolaşıyor. "McDonald's gibi yerlerde oturuyorum" diyor Cheng. "Kliması olsun yeter." Genç ve hırslı olanların çıkmazı daha yaşlılarınki yanında önemsiz kalsa da gelecekleri için milyarlarca dolar kazanacaklarını hayal edenler de sıkıntı yaşıyor.
Teknolojinin yeni odağı San Francisco'da da ofis yeri bulmak zorlaştı. Bunun bir çözümü masa veya masanın bir bölümünü kiralamak. Mesela RocketSpace uzun bir çalışma masasında bir yer için ayda 700-800 dolar karşılığında yeni teknoloji şirketlerine böyle bir imkân sağlıyor. Ve bu masa bazen başka kiracılarla da paylaşılıyor. Firmanın kurucusu Duncan Logan, "Yeni çalışma bölmeleri artık kulaklıklardan ibaret" diyor. Fakat bu durumun bazı artıları da yok değil. Zappos ve Spotify gibi kiracılarla yan yana otururken ortaya çıkan sinerji gibi. Bir kiracı olan Michael Perry, "Tek başıma çalışırken milyar dolarlık bir fikrim olduğunu düşünüyordum. Burada herkes öyle düşünüyor ve durmadan kafa yoruyor. Bu çok ilham verici" diyor. Üstelik burada şeker ve bira bedava. Neredeyse Hong Kong'daki klimalı bir McDonald's kadar iyi.
THE NEW YORK TIMES