Kaynak: Netdoctor.co.uk
Plasebo genellikle test edilen ilacın etkisini ölçmek için klinik çalışmalarda marker olarak kullanılıyor. Plasebolar çoğunlukla şeker tadında, tıbbi değeri olmayan haplardan oluşuyor.
Bazı hastalar plasebo aldıktan sonra iyileşme belirtileri gösteriyorlar. İsviçreli bilim adamları şimdilerde bu fenomenin bir genle ilişkili olduğunu saptadılar.
Araştırmacılar sosyal anksiyete bozukluğu olan 25 kişiyi çalışmaya dahil ettiler. Onlardan çalışma başlangıcında ve sekiz haftalık çalışma sonrasında topluluk önünde konuşma yapmaları istendi.
Çalışma sırasında katılımcılara gerçek tedavi ilacıymış gibi plasebo verildi. Katılımcıların on tanesi diğerlerine oranla tedaviye daha iyi yanıt verdiler. Bu on kişiden sekizinde serotonin taşıyıcı geninin özel bir varyantının iki kopyası saptandı. Tedaviye yanıt vermeyenlerin hiç birinde iki kopya yoktu.
PLASEBO NEDİR?
Beden üzerine hiçbir etki yapmayan, herhangi bir tıbbi tedavi şekline verilen addır. Buna biz kısaca şuurun bedene hakim olduğu güç de diyebiliriz. Ancak evrende bir şeyin varlığının kendi başına hiçbir anlamı olmayıp nedeni olduğu evrendeki geri kalan nesnelerle olan ilişkisi dolayısıyla, aynı etkileri o boyutta da sürdürür. Çünkü tüm her şeyin kaynağı olan zihnin derinliklerinde mevcut bulunan örtük düzendeki frekansal alanlarda madde ve onun daha latif hali olan şuur arasında bir ayrım söz konusu değildir.
Bu da bize, aynı zamanda soyut ve somutun,imajinasyon ve gerçekliğin,aslında tek olan şeyin farklı belirimleri olduğunu söyler. Böylece saklı düzendeki şuur, görünen planda belirip beyni ve kişisel şuuru meydana getirerek hem duygularımız...vb içsel hologramımızı hem de oradaymış şeklinde duyumsatarak algıladığımız somut gerçekliği meydana getirir. Dolayısıyla örtük düzendeki bir imge, aynı anda hem içsel, hem de dışsal hologramda o boyutun kuralları içerisinde yerini alır.Öyle ki, bize göre sonsuzluk kavramını bile bu imge oluşturur.Bu nedenle,beyin,orada olduğuna inandığı şey ile orada bulunan şey arasında ayrım yapamaz. Ya da benzer deyişle, bir somut gerçekliğe verdiği tepki ile düş kurduğunda verdiği tepki farklı değildir.