İş kaybetme korkusu mobbing sürecini kabullendiriyor

Mobbing mağdurları işi kaybetme korkusu ile çatışmaya girmekten kaçınıyor ve süreç kabullenerek, iş hayatını sürdürüyor.

Mobbing mağdurları işi kaybetme korkusu ile çatışmaya girmekten kaçınıyor ve süreç kabullenerek, iş hayatını sürdürüyor.

Türkiye genelinde 12 ilde 316 çalışanın katıldığı “Türkiye Mobbing Araştırması 2012” sonuçlarına göre, mobbing mağdurları genellikle işi kaybetme korkusu ile çatışmaya girmekten  kaçınıyor ve süreç kabullenilerek, iş hayatı sürdürülüyor. ERA Research & Consultancy ve Futurebright Araştırma ortaklığı ile gerçekleştirilen “Türkiye Mobbing Araştırması 2012” sonucundan derlenen bilgiye göre, konuyla ilgili 4 avukat ve 3 insan kaynakları uzmanının  da görüşlerine başvuruldu. Mobbingin, iş yerlerinde gücü elinde bulunduran kişi ya da kişiler  tarafından görece zayıf olanı yıldırma ve bezdirmeye yönelik, tekrar eden  psikolojik baskı, duygusal taciz ve bir tür manevi şiddet olarak algılandığının  vurgulandığı araştırmada, şu ifadelere yer verildi: “Araştırmada 'psikolojik bir oyun' olarak tanımlanan mobbing, kişinin  şahsını hedef alan, kimliğini ve öz güvenini zayıflatan, kişiyi kendi  yetersizliğine, değersizliğine inandırarak kendi inisiyatifiyle etkisiz hale  gelmesini, çekilmesini, pes etmesini sağlamayı hedefleyen bir süreç olarak  tanımlanıyor.

KORKULARLA İLGİLİ HER ŞEYİ ÖĞRENİN...

Mobbing mağdurları tarafından yaşanan süreç 'alan çalınması', 'kapana  kısılma', 'kolunun kanadının kırılması', 'hapis', 'cendere', 'cehennem',  'duygusal saldırı' gibi metaforlarla anlatırken, mağdurların ortak hissi  genellikle 'acizlik', 'çaresizlik', 'sıkışmışlık', 'haksızlık', 'eziyet',  'değersizlik' ve 'yetersizlik' gibi duygular oluyor. Öte yandan, bu güçlü ve  somut algının aksine, tüm hedef kitleler nezdinde mobbing tanımının oldukça soyut  ve belirsiz olduğu görülüyor. Ne tip davranışların mobbing kapsamına girdiği,  kavramın nelere uzandığı, nelerin ise dışarıda kaldığı ve başka tanımlara girdiği  net olarak bilinmiyor. Kavramın net bir tanımının olmayışı hem işveren, hem de  çalışan adına olumsuz tezahürler yaratabilmektedir. Aynı zamanda iş yerinde  ayrımcılık, cinsel taciz, tehdit gibi başka kavramlar da çoğunlukla mobbing ile  karıştırılmakta ve mobbing kapsamı dahilinde görülebilmektedir.”

İŞ KAYBETME KORKUSU

Araştırmada, gerek mobbing mağdurlarının, gerekse avukat ve insan  kaynakları uzmanlarının, mobbing davranışının her zaman somut, tespiti ve ispatı  mümkün şekilde ilerlemediğine değindiği belirtilerek, çoğu zaman mobbingin, ses  tonu, vücut dili, jest ve mimiklerde gizli olabildiğine dikkat çekiliyor. Katılanların yüzde 10'u kendisinin, yüzde 6'sı ise bir yakınının mobbing  ile karşılaştığını belirttiği araştırmada, şu ifadelere yer verildi: “En sık yaşandığı belirtilen mobbing türleri arasında genel olarak  yıldırma, yıpratma, kapasitenin üzerinde iş yüklemek ve alay, küçük düşürmek ve  hakarettir. Mobbing ile başa çıkma yollarına bakıldığında ise mağdurlar fazla bir  çıkış noktası olmadığına, başa çıkma ve mücadele yollarını sınırlı gördüklerine  değiniyor. Genellikle işi kaybetme korkusu ile çatışmaya girmekten kaçınılmakta  ve süreç kabullenilerek, iş hayatı sürdürülmeye çalışılıyor. Mobbingin arttığı durumlarda, mağdur durumu mobbing uygulayan kişi ile  paylaşmakta, rahatsızlıklarını dile getirmektedir. Bu noktada işi kaybetme  riskinin göze alınması, alternatiflerin varlığı, durumu gören, bilen tanıkların  olması, aynı kişi tarafından mobbinge maruz kalan başkalarının varlığı mağdurun  süreçle başa çıkmasını kolaylaştıran faktörler olarak görülüyor.”

MOBBİNG DAVALARI

Araştırmada, avukatlar mobbing durumunun kişinin ancak işten çıkarılması  durumunda yargı sürecine taşındığını, sürecin bu noktaya kadar “haksızlık”  olarak algılanıp, yaşanan durumun ve haklarla ilgili bilincin genellikle bu  noktada başladığını belirttiği vurgulanıyor. Öte yandan avukatların da mobbingin henüz sözcük olarak yasaya  girmediğini, tanımsal olarak yargı tarafında da netliğinin henüz tam kazanılmamış  olduğunu vurguladığı araştırmada, genellikle yürütülen davaların birebir mobbing  davaları olmaktan ziyade, işe iade davalarının bir parçası olarak yürütüldüğü  belirtiliyor. Bu noktada avukatların temel iş kanunu çerçevesince somut verinin olduğu  tüm durumlarda davaların çalışan lehine sonuçlandırıldığına dikkati çektiği  görülen araştırmada, mobbing çerçevesinin net olmamasının işveren aleyhine de  istismara açık durumlar teşkil ettiğine değiniliyor. Araştırmada, yaşanan mobbing durumlarının azalacağı, ancak yargıya  intikal eden durumların artacağı yönünde görüşler de dikkati çekiyor. Ayrıca araştırmaya katılanlar, genellikle sürecin, mağdurun durumu  kabullenmesi ve etkisiz konumda işine devam etmesi, işten kendi isteği ya da  şirket kararı ile gönderilmesi veya en iyi ihtimalle kişinin aynı yapıda başka  bir bölüme gönderilmesi ile sonuçlandığını belirtiyor. A.A

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:20 Nisan 2012Yayınlanma Tarihi:19 Nisan 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.