JAPONYA DİYETETİK KONGRESİ' NDEN SON HABERLER

Yapılan sempozyumlarda genel olarak yetişkin obezitesinden çok - obezite artık çok küçük yaşlarda başladığı için - okul çocuklarındaki obezitenin nedenleri ve çözümler tartışılmıştır.

Çocukluk çağı obezitesi yetişkinden daha önemli.

Yapılan sempozyumlarda genel olarak yetişkin obezitesinden çok - obezite artık çok küçük yaşlarda başladığı için - okul çocuklarındaki obezitenin nedenleri ve çözümler tartışılmıştır. Özellikle ABD’de 62 yıldır uygulanan okul öğle yemeği programları çocukların yeterli besin almaları ve sağlıklı bir çocukluk dönemi geçirip, ideal kilolarda olmaları için  uygulanıyor. Maalesef ülkemizde tüm okullar için geçerli olan ve diyetisyen gözetiminde uygulanan programlar yok. ABD uygulamalarına baktığımızda öğle yemekleri sebze ve meyve ağırlıklı olmak üzere, tam tahıl ürünleri ve düşük yağlı süt ürünlerinden oluşuyor. Klasik Amerikan fast foodları ise düşük yağlı ve düşük kalorili olarak yeniden düzenlenerek servis ediliyor

Demir, A vitamini ve iyot, dünya genelinde eksikliği en çok görülen mikro besin öğeleridir.
Demir, A vitamini ve iyot eksikliği tüm dünyada etkisini gösteriyor. Bu üçü içinden en fazla eksikliği görülen ise demirdir. Dünyada 2 milyardan fazla kişi anemik, yaklaşık 2 milyar kişide iyot ve 254 milyon okul öncesi çocukta A vitamini eksikliği görülmektedir. Bunun kontrolü için özellikle besin zenginleştirmelerinin üzerinde duruluyor

Kanser türleri ve beslenme ilişkisi önemsenmeli.
Kanser riskini azaltabilmek için özellikle sebze ağırlıklı beslenmek ve hayvansal ürünleri (özellikle kırmızı et ve tam yağlı süt ürünleri) azaltmak büyük önem taşımaktadır. Taze sebze ve meyveler, içerdikleri biyoaktif bileşenler olan karotenoidler,  C vitamini, selenyum, isotiyosiyanatlar, indoller ve fenoller ile kansere karşı koruyucu özellik göstermektedir. Kurubaklagiller ise fito-östrojen kaynaklarıdır ve tam tahıl ürünleri de lifin en iyi kaynakları olarak kansere karşı koruyucu etki göstermektedirler.

2050 yılında neredeyse 50 yaş altı herkes obez olacak.
Yapılan bir sempozyumda Amerika’da her beş çocuktan biri fazla kilolu olduğu ve her yıl 400 bin çocuğun bu sayıya eklenmekte olduğu vurgulanmıştır. Çocuklarda obezitenin artmasına paralel olarak 2050 yılında 50 yaşın altındaki yetişkin popülasyonun obez olacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenlerle özellikle çocuklarda beslenme eğitimi verilmeye başlanmasına dikkat çekilmiştir. Ülkemizde bu oran bu kadar yüksek olmasa da eğer tedbir alınmaz ise bizim çocuklarımızda da aynı risk baş gösterecek. Toplumu diyet listelerinden kurtarıp sağlıklı beslenme
me alışkanlıklarını öğretmek üzere acil eğitim programlarına ihtiyacımız var.

Az yağlı süt içmeye çalışın.
Japon erkekler üzerinde yapılan bir çalışmaya göre akşam yemeklerinden sonra az yağlı süt tüketimi kemik mineral yoğunluğunu artırıp osteoporozdan koruyor ve Metabolik Sendrom risk faktörlerini de azaltıyor. Metabolik Sendrom, bel bölgesindeki yağlanmanın artışı, bozulmuş glikoz toleransı, yüksek trigliserid, yüksek kan basıncı ve düşük HDL kolesterolü içermektedir.

Meslek seçimi şişmanlığı etkiliyor.
Sidney Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada farklı meslek gruplarındaki erkek ve kadınların ağırlıkları incelendiğinde en yüksek obezite oranının büro işlerini takip eden erkekler ve kadınlarda olduğu saptanmıştır çünkü özellikle uzun süre oturarak çalışmak zorunda kalan kişilerde fazla kilolu olma riski oldukça yüksektir. Fakat bazı mesleklerde özellikle yöneticiler boş vakitlerini spor yaparak değerlendirip ve daha iyi bir diyet düzeni takip edip bu durumu telafi etmektedir.

Annelerin beslenme alışkanlığı çocuk üzerinde daha etkili.
Japonya’nın Kyoto Üniversitesi’nde yapılan ilginç bir çalışmanın sonucuna göre annelerin, çocuklarının beden kitle indeksleri ve toplam serum kolesterol seviyeleri üzerine babalara göre daha etkili oldukları bulunmuştur. Ve özellikle tuz tüketiminin aileden gelen bir alışkanlık olduğu sonucu ortaya konmuştur.

Düzenli egzersiz yapanların beslenme bilinci ve alışkanlıkları daha iyi.
Yine Japonya’da çocukların sahip oldukları beslenme alışkanlıkları ile spor arasındaki ilişki üzerine araştırma yapılmış ve sonuç olarak haftada birden fazla olarak yapılan düzenli egzersizin sabah kahvaltı etme oranını artırdığı, sağlıklı yemek yeme alışkanlığını geliştirdiğini ve kiloyu dengelemeye direkt etki ettiği bulunmuştur.

Soya tüketimi iyi sonuç veriyor.
Japon kadınların soya tüketimi üzerine yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre; soya içerdiği çoklu doymamış yağ asitlerin yüksekliği, lif, vitamin ve mineral kombinasyonu düşük doymuş yağ içeriği ve isoflavonlar ile özellikle postmenopozal kadınlarda kardiyovasküler riski azalttığı ortaya çıkmıştır.

Dilara Koçak

KAYNAK: www.milliyet.com.tr


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:26 Temmuz 2023Yayınlanma Tarihi:09 Ekim 2008

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.