UYUŞTURUCU YAŞI 10'A DÜŞTÜ
A.A
Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi'nin (AMATEM) 2004-2009 yılı verilerini açıkladı. Sonuçlar korkutucu.
Alkol kullanımı nedeniyle tedavi için başvuru sayısı azalırken eroine bağlı başvurular artıyor. Eroin kullanımının tedavisi için başvuran hastaların tüm hastalara oranı 2004'te yüzde 8.7 iken bu oran 2009'da yüzde 38'e çıktı. 2004'te eroin tedavisi nedeniyle bir çocuk tedavi görürken 2009'da bu sayı 32'ye yükseldi.
Eroin kullanımının tedavisi için başvuruların yüzde 90'ın üzerinde Ankara dışından ve özellikle doğu ve güneydoğu illerinden geldiği belirtildi.
Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) Direktörü Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, alkol ve madde bağımlılığının ciddi bir toplumsal sorun olduğunu ve gençleri tehdit ettiğini söyledi.
Merkeze başvuru sayısının da her yıl artış gösterdiğini belirten Dilbaz, madde bağımlılığıyla mücadelede herkese görev düştüğünü, bu konuda farkındalığın artırılmasına yönelik tüm projelerin desteklenmesi gerektiğini bildirdi.
Merkezlerinin hizmete girdiği 2004 yılından 2010 yılının başına kadar toplam 4 bin 10 yatış sayısı ve 40 bin 560 poliklinik sayısına ulaştığını dile getiren Dilbaz, “2004'te 2 bin 470 olan yıllık poliklinik sayısı 2005'te 4 bin 464'e, 2006'da 6 bin 756'ya, 2007'de 9 bin 165'e, 2008'de 8 bin 109'a ve 2009'da 9 bin 686'ya ulaştı. Yani 2004'ten bu yana yaklaşık 4 kat artış oldu” dedi.
AMATEM 2004-2009 verilerine göre, 2004'te AMATEM'e başvuran ve yatırılarak tedavi verilen hastaların yalnızca yüzde 28'i il dışından gelirken bu oran 2009'da yüzde 56'lara çıktı. Altı yıllık süre içinde toplamda yatan hasta sayısının yüzde 51'i Ankara'da, yüzde 49'u ise diğer illerde ikamet ediyor.
Başvurularda Ankara'nın ardından ilk üç sırada Gaziantep, Hatay ve Van bulunuyor. Alkol nedeniyle yatan hastaların yüzde 76'sı Ankara'da, eroin yüzünden yatan hastaların yüzde yüzde 38'i Gaziantep-Kilis, yüzde 20'si Van-Hakkari, yüzde 9'u Hatay ve yüzde 35'i diğer illerde yaşıyor.
Uçucu madde bağımlılığı nedeniyle yatan hastaların ise yüzde 58'i Ankara, yüzde 10'u Kayseri, yüzde 4'ü Yozgat, yüzde 4'ü Niğde ve yüzde 3'ü Konya'da ikamet ediyor.
Damar yoluyla eroin kullananlarda ise yüzde 75 Hepatit C virüsü (HCV) pozitif, tüm eroin kullananlarda bu oran yüzde 46 olarak gösteriliyor.
“MADDEYE BAŞLAMA YAŞI 10”
Rapora göre, madde kullanmaya başlama yaşı ise 10-63 arasında değişiyor.
Yatarak tedavi gören 18 yaş altı çocuk hasta sayısı toplamda 399 olarak belirtiliyor. Bu hastaların 11'i alkol, 127'si madde, 204'ü uçucu (inhalan) madde, 55'i eroin ve 2'si diğer maddeleri kullanmaktan tedavi görüyor. Yıllar içinde uçucu madde kullanımında azalma olurken eroin kullanım oranında ciddi artış dikkati çekiyor. Buna göre, 2004'te eroin tedavisi nedeniyle yatan 18 yaş altı çocuk hasta sayısı bir iken, 2009'da 32'ye yükseldi. Eroin kullanan gençlerin, erişkinlerden farklı olarak Ankara dışında İçel, Antalya ve Hatay gibi turizmin geliştiği illerden olması göze çarpıyor.
Toplamda yatan hastaların yüzde 10'unu 18 yaş altı gençler oluşturuyor. Gençlerin yüzde 77'si aileleri ile yüzde 6'sı ise sokakta yaşıyor.
EROİN KULLANIM SIKLIĞI ARTIYOR
Maddelere göre dağılıma bakıldığında da altı yıllık sürede hastaların yüzde 48'i alkol, yüzde 28'i eroin, yüzde 16'sı diğer maddeler ve yüzde 8'i uçucu madde kullanımının tedavisi için başvuruda bulunuyor.
Alkol kullanımının tedavisi için başvuran hastaların tüm hastalara oranı 2004'te yüzde 56 iken bu oran eroin kullanımının tedavisi için başvuran hasta sayılarındaki artış nedeniyle yüzde 45'lere geriliyor. Eroin kullanımının tedavisi için başvuran hastaların tüm hastalara oranı 2004'te yüzde 8.7 iken bu oran 2009'da yüzde 38'lere çıkıyor.
Uçucu maddeler ve diğer maddelerin kullanımı için başvuran hastaların sayılarında ise önemli bir değişimin izlenmediği belirtiliyor. Alkol, uçucu madde ve diğer madde kullanımının tedavisi için başvuranların çoğunluğu Ankara'dan olurken eroin kullanımının tedavisi için başvurular yüzde 90'ların üzerinde oranda il dışından ve özellikle doğu ve güneydoğu illerinden geliyor.
Öte yandan merkeze başvuran hastaların sosyal güvenceleri açısından bakıldığında da en büyük dilimi yüzde 38 oranında yeşil kartlı hastalar oluşturuyor. Toplamda hastaların yüzde 90'ına yakın bir bölümü sosyal güvenceye sahipken yüzde 10'luk kısmı ise tedaviyi ücretli olarak alıyor.
“RUHSAL HASTALIKLAR RİSK OLUŞTURMAKTADIR”
AMATEM Direktörü Doç. Dr. Dilbaz, Türkiye'de madde kullanım oranlarının diğer ülkelerin gerisinde olmasının sevindirici olduğunu ancak mutlaka önlem alınması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'de yapılan bir araştırma sonucuna göre, gençlerin yarısından fazlasında sigara deneyiminin bulunduğunu ve buna “merak”la başlandığını
söyledi.
Bir seferden sonra madde kullanım düzeylerinin giderek arttığına dikkati çeken Dilbaz, “12-18 yaş aralığında alkol ya da diğer maddeleri denemek yaşla beraber belirgin artış göstermektedir” dedi.
Dilbaz, okul devamsızlığı olan, depresyon ya da yıkıcı davranışlar sergileyen, evden kaçan, sıklıkla bar, pub ya da disko gibi eğlence yerlerine gidenlerde alkol ve madde kullanımı geliştirme riski bulunduğunu vurguladı.
Risk faktörlerinin başlıca genetik, psikolojik ve sosyal-çevre ile ilgili etmenler olarak değerlendirildiğini belirten Dilbaz, şunları kaydetti:
“Eğer, bu faktörlerden bir tanesi dahi güçlü olumsuz bir etkiye sahipse madde kullanma olasılığı yüksektir.
Özellikle erkek çocuklar ile babalarının alkol kullanma sıklıkları arasında önemli benzerlikler bulunmuştur. Ailelerinden ayrı yetişmiş alkol bağımlılarının çocuklarında yapılmış çalışmalarda, bu çocuklarda yüzde 25 alkol bağımlılığı saptanmıştır.
Aile içinde madde kullanımı olan ailelerin çocuklarında da madde kullanımı daha sıktır. Çocuk ve ergenlerde madde kullanımı açısından, ruhsal hastalıklar risk oluşturmaktadır. Madde kullanım bozukluğu olan gençlerin yüzde 76'sında en az bir psikiyatrik bozukluk saptanmıştır. Çalışmalar, erişkin madde kullanıcılarında yüzde 20 oranında, alkol bağımlılarında ise yüzde 35-70 oranında çocukluk döneminde başlayan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite (DEHB) görüldüğünü
Paylaş