

Zira ABD’nin Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün 800 milyon dolar bütçeli araştırmasının başını çektiği bu araştırmalara göre, obezitenin genetik, metabolik ve nörolojik temelleri bulunuyor. Bazı kişiler zayıflıkla bağdaştırılan ve kas yapısına daha uygun olan kahverengi yağ depolarken, bazıları yağ dokusuna yatkın olan beyaz yağ depoluyor. Araştırmalar, kilo almayı etkileyen 20 gen bulunduğu da kanıtladı. Bu nedenle diyet yapmak her zaman işe yaramıyor, alışkanlıkları değiştiren yöntemler etkili oluyor.
Davranışlar değişmeli
- Araştırmalar öncelikle temel değerlendirmelerin yapılması gerektiğini vurguluyor. Bu doğrultuda “Kişinin ağırlığı nedir?”, “Stres ve aşırı beklentilerin etkisi var mı?” gibi ölçümlerin yapılması gerekiyor. Uzmanlar bu konuda diyetisyen ya da uzman hemşirelerden yardım alınabileceğini söylüyorlar.
- İkinci adım ise kendi kendini kontrol etmek. Kilonun ölçümü, kalori hesabı ve atılan adımların kayda alınması davranışları değiştirmekte etkili oluyor.
- Mevcut durumunun farkına varan kişiler için sıra davranışlarını değiştirmeye geliyor. Birçok kişi için yürüyen merdivenler yerine basamakları kullanmak gibi küçük değişiklikler daha kolay geliyor. Önce açık büfenin tamamını gezen kişilerin tabaklarına daha az yemek alıyor.
- Diğer kişilerden gelen teşvikler yararlı oluyor.
Paylaş