Davul çal geç yaşlan!
San Fransisco’ da bulunan California Üniversitesi öğretim üyesi olan Dr. Zanto, dikkat, algılama, bellek ve ritim gibi nöral mekanizmaları inceliyor. Son zamanlarda ise Medscape kendisiyle ritm ve davulun yaşlanan beynin üzerindeki teröpatik potansiyeli üzerine konuştu.
İlk olarak bu alanda araştırma yapmak nasıl aklınıza geldi?
Lisansüstü çalışmalarımı yaparken her zaman beynin kendi naturası dolayısıyla biliş, dikkat ve hafızayı nasıl yükselttiğine ilgi duyuyordum. Okulda müziğin beyin üzerindeki etkisini çalışan Ed Large ile çalıştım. Yaptığımız her şey, beynimizde işlenen her şey -bu doğa için de geçerlidir- gerçekten çok ritmik: konuşma biçimi, yürümek yolumuz, çiğneme yolumuz, yıldızların hareket tarzı. Hemen hemen herşeyde ritim bulabilirsiniz.
Beyin de oldukça ritmiktir, sinir salınımı dediğimiz şey beynin ritimle iletişim kurmasıdır. İlk olarak müziği neden sevdiğimizin ilginç olabileceğini düşündüm; İkincisi, ritimlerin diğer bilişsel işlevlerin altında yatan sebepleri.
Ed ile birlikte çalışırken tempodaki sinirsel ilişkileri inceliyordum. Bir şarkıyı dinlerken, temponun nerede olduğunu bilirsiniz. Ayağınla yere vurmanı, başını sallamanı, parmaklarını şıklatmanı sağlayan şey budur.. Bununla dans edebilirsin. Çalarken veya şarkı söylerken veya dans ediyorsanız, gerçekten diğer müzisyenlerle senkronize olmanızı sağlayan şey budur.
Beynin bu yükselme duyusunu nasıl arttırdığına bakıyorduk ve EEG'yi gerçekten beynin salınımlarına ve ritmine bakmak için kullanıyorduk. Ayrıca beynin nerede gerçekleştiği hakkında fikir sahibi olmak için fonksiyonel MR (fMRI) kullanıyorduk. EEG, işlerin ne zaman gerçekleştiğini söyleyebilir; FMRI nerde olduğunu söyler. Beynin bu vuruş hissine nasıl yol açtığına ilişkin soruya gerçekten cevap bulmak için bu iki tekniği kullanıyoruz.
Örneğin, fMRI çalışmalarımızdan birinde, katılımcılardan bir ritim dinlemelerini, ezberlemelerini ve daha sonra hafifçe vurmaları istedik. Gördüklerimiz, (genellikle hareket ettiğimizde işlevsel olan bölgelerin) beyin bölgelerinin motor bölgelerinin hareket etmediği zaman bile aydınlandığına işaret ediyordu. Dinlediği tempoyu korumak için beyin, beynin motor bölgelerini işe alıyor gibiydi. Bunun gerçekten de ilginç olduğunu düşündük!
EEG çalışmanız nasıldı? Size ne gösterdi?
İnsanların bir ritmi veya ritmi izleyen EEG imzalarına baktığınızda, beyindeki sinirsel aktivitenin yüksek frekans patlamalarını, temponun olmasını beklediğiniz yerde olduğunu görürsünüz. Bu beyin salınımlarının ortaya çıkması için muhakkak ki sesli bir olay olması gerekmez. Aksi takdirde, beynin sadece müzik veya sese yanıt verdiğini düşünebilirsiniz. Fakat gerçekte, sinirsel aktivitenin bu nabzı, bir ses yokluğunda bile temponun olmasını beklediğiniz yerde gerçekleşir. Örneğin, bir melodiyi mırıldandığınızda, o melodideki notalar mutlaka her tempo üzerinde olmaz. Ancak beyniniz bu tempoyu arka planda tutar. Dolayısıyla, genel fikrimiz, vuruşu izleyen bu sinirsel imzaya sahip olduğumuza dairdir.
Dikkat Dağıtma Zamanlaması
Tüm bu çalışmalarım, beynin dikkat ve bellek bağlamında ritmi nasıl izlediğini inceleyen daha büyük projemin bir parçasıydı. UCSF'ye geldiğimde Adam Gazzaley ile çalışmaya başladım ve yaşlandıkça dikkatin ve hafızanın nasıl değiştiğini incelemeye başladım. Müzik çalışmalarımdan uzaklaştım ve araştırmamda bir noktaya gelindi ki, yaşlı yetişkinlerin bu zamanlama sorunlarına sahip olduklarını anladım; hafızada yaşla ilişkili birçok düşüşün yönelme gibi dikkat problemlerinden kaynaklandığını gördüm.
Kişiler özellikle dikkat dağılmasına karşı hazırlıksızlar. Diyelim ki yaşlı yetişkinleri laboratuara getirdik ve bir grup öğeyi hatırlamalarını istiyoruz. Genellikle oldukça iyi, çoğu kez 20 yaşında biri gibi performans gösteriyorlar ki burada "Yaşlı yetişkinler" in yaş aralığının 60 ila 80 olmasından bahsediyoruz.
Bana göre esas ilginç olan, dikkati dağılımı yaşayan yetişkinler, ani hafızasında düşüş yaşıyor. Dikkat dağıtımı sırasında sinirsel faaliyetlerine baktığımızda gördüğümüz, bu ilgisiz bilgileri bastırmadıkları. Daha sonra onlara alakasız dikkat dağıtıcı şeyler hakkında soru sorduğumuz gördük ki, yaşlı yetişkinler dikkati dağıtan unsurları genç yetişkinlerden daha iyi hatırlıyorlar; yani çevrelerine gelen her şeyi kodluyor ve sınırlı hafıza alanlarını aşırı yüklüyorlar.
ZAMANLAMA HER ŞEY
Aynı zamanda zamanlama yeteğinin de dikkat de rolü olduğunu keşfettiğiniz doğru mu?
Evet. Düşünüyordum da, neden bu zamanlamanın genel olarak daha temel bir sorundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını göremiyoruz? Diğer araştırmalardan, büyüdükçe ya da yaş aldıkça zamanlama becerinizin daha değişken ve daha az hassas hale geldiğini biliyoruz. Bilişin önde gelen teorilerinden biri, yaşımıza bağlı olarak, beyin ritimlerini bozacak daha fazla sinirsel gürültünün yanı sıra, işlem hızında bir yavaşlamanın olmasıdır. Bu, daha sonra, dikkat ve bellek yetenekleri üzerinde bir dizi olay etkisine sahiptir.
Yapmayı umduğum şey, beynin nasıl çalıştığının temel bir özelliğini geliştirmeye çalışmak için yaşlı yetişkinlerde zamanlama yetenekleri yetiştirmektir. Beyin bölgelerinin iletişim kurabilmesi için, belirli yollarla birbirlerine zaman-kilitli olmaları gerekir. Zamanlama yeteneklerini eğiterek dikkat ve hafızayı geliştirebilmeyi ümit ediyorum.
Şu anda yaptığım aslında bir eğitim programı, yaşlı yetişkinlere tabletler veriyoruz ve Guitar Hero ve Rock Band video oyunlarına benzeyen bir davul oyunu oynatıyoruz. İstiyoruz ki oyunda ki ıstaka (baget) çizgiye vurduğunda onlarda tabletin ekranına dokunsunlar.
Yaptığımız programla; zamanlama yeteneklerini geliştirmeyi umuyoruz. Bunun sonucunda çevreleriyle daha fazla bağ kuruyorlar ve ilgi göstermeye başlıyorlar. Daha önce de söylediğim gibi, yaşlı yetişkinler, dikkat ve zamanı dağıtma veya gelecekteki olayları tahmin etme becerileri ile doğrudan ilişkili öngördürücü ipuçlarını kullanmıyor. Burada, bu yeteneği ritimle eğitmeye çalışıyoruz, çünkü tanım olarak ritim önceden tahmin edilebilir. Müzikle hareket edebilmeniz için, tempoyu tahmin edebilmeniz gerekir ve burada da burada egzersiz yapıyoruz.
İlaç olarak Müzik ve Davul çalma
Sonuçlar açısından yorum yapmak gerekirse, ne düşünüyorsun?
Hastalarımızın dikkat kapasitesini arttırarak ya da zaman içindeki belirli noktalara gerçekten odaklanma yeteneklerini geliştirerek umut ediyoruz ki, zaman içindeki diğer noktaları veya uzayın diğer noktalarını da aynı anda göz ardı edebileceklerdir. Dikkatleri odaklama yetenekleri gelişirs, bu daha sonra bellek yeteneğini artıracaktır.
Şimdilik, bir ritm eğitim çalışmasının yarısına geldiğimizden, bir şey söylemek biraz erken. Ancak ihtiyatla iyimser davranıyoruz ve bunun sonucunda bunun işe yarayacağına işaret eden başka çalışmalar yapıyoruz. Açıkçası, bu çalışmaları yaptığımızda, insanların ritm oyununda kendilerini daha iyi hissettiklerini görmekten ziyade dikkat ve bellek içeren diğer görevlerde daha iyi olup olmadıklarını görmek istiyoruz.
Müzisyenlğin avantaj olup olmadığını görmek için, hem müzisyenlerde hem de müzisyen olmayanlarla, eğitim çalışması tamamladık. Araştırmalarımız, diğer laboratuarların gösterdiği gibi, müzik yeteneklerini eğiterek dikkat ve hafıza yeteneklerinde bir miktar artış elde edeceğini gösterdi. Bu nedenle, bu ritim eğitimi çalışması için yaşlı yetişkinleri tercih edeceğiz, ancak hiç birinin müzisyen olmamasına özen göstereceğiz.
Peki veriler müzisyenlerin daha iyi bellek ve dikkat sahibi olduğunu doğruluyor mu?
Bu konuda hakkında kesin bir şey söylemek doğru olmaz çünkü açıkçası çok fazla müzik çalışması yapılmıyor. Ancak, hafıza ve dikkat yetenekleri de dahil olmak üzere, çoklu bilişsel alanlarda bir müzisyen avantajı olduğunu belirten giderek artan veri toplanıyor. Bu ömür boyu geçerlidir. Bunu çocuklarda, yetişkinlerde ve yaşlı erişkinlerde de görebilirsiniz. Performans iyileştirme önlemleri ile birlikte beynin gri ve beyaz maddesindeki değişiklikleri de gözlemyebilirsiniz. Müzisyenler, prefrontal korteksin, serebellumun ve parietal bölgelerin parçaları da dahil olmak üzere, birden fazla beyin bölgesinde gri-beyaz madde trafiğini arttırdığını gözlemleyebiliyoruz.
Peki Müzik terapilerinin çeşitleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Kanıtlar etkileri konusunda ne söylüyor?
Özellikle hastanelerde müzik terapisi yapan çok insan var. Ancak, çalışmalarımızın arkasındaki mantık müdahale yaklaşımı olmamıştır. Aslında müdahale çalışmalarına ihtiyacımız var, biliyor musunuz? Örneğin Elimizden geldiği kadar kabaca eşdeğer olan bir grup insanı alıp, bunları iki gruba rastgele seçelim: bir grup müzikal eğitimi almasın ve diğeri alsın gibi. Bu yaklaşımlar sayesinde, müziklerin bir terapötik olarak avantajlarını gerçekten görmeye başlayabiliriz.
Bu çalışmalara yavaş yavaş başlanıyor ve daha genç yetişkinler, çocuklar ve hatta yaşlı yetişkinleri alıp bunları bir gruba rastgele seçebildiğimizde bu faydaları görüyoruz. Kesin olarak ne kadar fayda sağladıkları henüz belli değil ve bu avantajlara ulaşmak için eğitimi ne kadar sürdürmemiz gerektiğini de kestiremiyoruz.
Hastahaneler ile bizim yaptığım müzik terapisi arasında tabii ki farklar var, sonuç olarak onların esas öncelikleri hastalarını tedavi etmek üzerine kurulu. Bizim yapmaya çalıştığımız şey ise müziğin terapötik etkileri üzerine kurulu. Müziğin işe yaradığının üzerine yüzlerce bilgi var, ancak kanıtlanması için yapılmış çalışmalar ve araştırmalar maalesef bulunmuyor.
Demans hastalarının anılarını kurtarmasına yardımcı olan pek çok bildirilmiş müzik vakası vardır. Bu konu hakkında neler yapıyorsunuz?
Bu konu hakkında giderek artan bir kanıt bulunmakta ancak bunun etkinliği konusunda fikir birliği var diyemem. Alzheimer hastalığı olan hastalarda bazı bellek yeteneklerini geliştirmenin yanı sıra yaşam kalitesini iyileştirmede de müzik terapisinin yararı olduğunu gösteren çalışmalar da var. Doğum öncesi bakımda müzik terapisinin faydası hakkında en azından bir düzine, belki iki düzine çalışma vardır.
Erken doğan bebekler, yüksek seviyede strese ve yüksek kalp atış hızlarına sahip olabilirler ve bu da bir sürü soruna neden olabilir. Müzik terapisinin prematüre bebeklerin sakinleşmesine ve böylece yoğun bakımda oldukları zaman düzgün şekilde büyümelerine yardımcı olabileceğini gösteren çok sayıda kontrol gördüm. Bu müziğin sakinleştirici bir etkisi olabilir. Belki de bebeklerdeki en etkili sakinleştirici müziğin anneleri tarafından söylenen şarkılar olması şaşırtıcı değildir.
Tekrar Alzheimer hastası yaşlı insanlara döndüğümüzde, en etkili müziğin tercih ettiklerini gözlemliyoruz. Örneğin, bugün 1930'larda, 1940'larda veya 1950'lerde büyüyen bir kişiye günümüzün popüler şarkılarını çalarsanız, muhtemelen o kadar terapötik değeri olmayacaktır. Ancak onların gençlik çağların ait bir şarkıyı dinlettiğiniz zaman, aniden o yıllardan hatıralarına yönlendikleri için çok daha keyifli ve rahatlatıcı bir ryh haline bürünüyorlar. Bence müzik terapisinin özü anılarınıza zıplayabilmeniz ve hatıralarınızın olduğu zamanla etkileşim kurabilmeniz; bu da genel olarak iyi hissetmenize ve rahatlamanıza olanak verebilir.
Davul Terapisi
Davul terapisi toplumda popülerlik kazanan bir olgu, Özellikle davul çalmanın beyindeki potansiyel etkileri üzerine yorum yapabilir misiniz?
Bu, diğer birkaç laboratuarda olduğu gibi, elde etmeye çalıştığım şeylerden biridir. Müzik ve ritim mutlaka ayrışabilir değildir, değil mi? "Müzik" dediğimde, bu ritmik bileşenlerden oluşur. Davul çalma hakkında randomize kontrollü çalışmaların olup olmadığından emin değilim, ancak kesinlikle akıl sağlığı üzerinde meditatif benzeri yararlar sağladığını söyeleyebilirim. Bunun son derece hayırlı olabileceğini görebiliyorum, çünkü başında söylediğim gibi beyin ritmiktir. Bu yüzden, davul çalmaya başladığınızda, beyninizi işleyen ses dalgaları yoluyla sadece beyninizi eğitmekle kalmazsınız. Davula her vuruşunuzda, o ses beyninizde de oluşur.
Bu, bir dereceye kadar tüm müzikleri çalmak için geçerlidir. Fakat davul, özellikle davul vücudunuzla hissedebileceğiniz sarsıntılı ve ritmik etkiye sahiptir. Şimdi, sinir salınımlarını belirli frekanslara sürükleyen bu iki ses girişi akışınız var - ses ve fiziksel sansasyon. Bunun terapi olduğunu anlamamın sebebii trans benzeri bir duruma geçmenize yardımcı olması ve size gevşeme verebilen bir meditasyon biçimine benzemesi, ki bu benim için bu işin özüdür.
Davulun terapötik potansiyelini anlamak için çok araştırma yapılmasına rağmen, gelecekte etkinliğini doğrulayan çalışmaların görülmesi şaşırtıcı olmaz . Davulun rahatlatıcı etkisine ek olarak, müzik terapisi araştırması, Ritimsel vücut hareketlerinin (örneğin yürüme) olumsuz olarak etkilendiği Parkinson hastalığı gibi hareket bozukluğu olan insanlara yardımcı olabileceğine dair bazı ön kanıtlar elde edildi. Bizim ve diğer laboratuvarların gözlemlediği gibi, müzik ve özellikle de ritim beynin hareket kontrolü ile ilgili bölgelerini etkiler. Bu nedenle davul çalmanın beynin motor bölgelerinin çalışmasına yardımcı olan ve Parkinson hastalığına sahip kişilere yürüme gibi ritmik vücut hareketleri üreten büyük terapötik potansiyele sahip olduğunu gözlemledim.
Son olarak siz müzisyen misiniz?
Dr Zanto: 10 yıl kadar piyano çaldım, saksafon ve tubayı da aynı şekilde çalmaya çalıştım. Birkaç sene boyunca gitar öğretmeye çalıştım. Dürüst olmak gerekirse, bunların hiçbirinde iyi değilim, ama deniyorum.
Çeviri: Zeynep GÜÇLÜCAN
7 RİTMİK VURU BEYNE YARAR SAĞLAYABİLİR
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Profesör Theodore Zanto'nun 'Davul çalmak yaşlanmayı geciktiriyor' düşüncesini, 'Yavaş vuru, özellikle davul gibi saniyede 7 ritmik vuru, beynin öğrenmesini sağlayan 7 Hz teta titreşimini tetikleyebilir' olarak değerlendirdi...
Paylaş