Hodri MEYDAN!
büyük veri BİG DATA, uçan taksi, insansız hava araçları, drone teknoloji, bulut bilişim, akıllı şehirler, giyilebilir teknoloji, nesnelerin interneti…vs.
21. Yüzyılın en çok konuşulan konu başlıklarından…
Merhamet, adalet, hoşgörü, empati, dürüstlük, yardımlaşma… insani değerlerimiz ise hiç konuşulmayan konu başlıklarımız…
Bilim ve teknoloji tarihte hiç görülmediği hızda yol alırken, bu paralelde gelişmeyen, her geçen gün geriye giden diğer yanımız! İnsanlığımız…
Bilgiye hâkim olup, kontrolü ele aldıkça evimizi, dünyamızı yağmalıyor, gezegenimizin ve kendimizin sonunu hazırlıyoruz, asıl varlığımızın amacını unutarak…
Toprağa, suya, atmosfere musallat olan yağma ve soygun düzeninin bir parçası oluveriyoruz.
Doğanın nimetlerini bir birimizden esirgiyor, ona erişmede bencilce yaklaşıp, fırsat eşitliğini tanımıyoruz.
Bir tarafta obezlikten ölen, diğer tarafta açlıktan ölenleri görmüyoruz…
Bugün dünya nüfusumuz 8 milyara yaklaşırken,
Bir Avrupalının yaşam standartlarında hayatı yaşama hırsıyla aslında 18-20 milyar insana yetecek dünya kaynaklarımızı 700 milyon insana yetebilecek hale getirmeyi ustaca başarıyoruz.
Ne zaman kendimizi kaybedip, insan olduğumuzu unuttuğumuzda, acı bir tokat yüzümüze çarpıyor…
Bunu bize öyle ustaca hatırlatıyor ki, bedeli de ağır oluyor…
Sanırım şu sıralar acı bir bedel ödemenin içerisindeyiz.
Bundan 4 ay önce Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüs, bir anda dünyanın gündemine oturdu. Her birimizi sarstı, bir o kadar da korkuttu, korkutmaya da devam ediyor.
21. Yüzyılın bilim ve teknolojideki hızı virüsü yakalamaya, yok etmeye yetmedi…
Durdurulamıyor ve dünyada salgına dönmüş durumda.
Dünya Sağlık Örgütü pek çok ülkeye etkisi altına alan koronavirüsü pandemi hastalığı olarak ilan etti. Birçoğumuz yeni bir kavramla daha tanışmış oldu. Salgını duymuş olsak da Pandemiyi ilk kez işitenlerimiz oldu.
Kontrol altına alındığında nasıl bir sonuç ile karşı karşıya kalacağımıza ilişkin ise iç açıcı öngörüler yok. Sonuç can yakacak.
Dünya ülkelerinin tamamına yakını şimdi koronavirüs sınavında ter döküyor.
Bizler maalesef bir sınavda daha başarısız olduk.
Öyle ki ısrarla insan olduğumuzu hatırlatmakta direnerek…
Hemen, bencilliğimize mağlup olup talana başlıyor, market, mağaza ne varsa yağmalıyoruz.
Hızımızı alamıyor, maske, eldiven ve dezenfektan için hastanelere hücum ediyoruz…
Bizler için mücadele veren sağlık personelimiz için ayrılan maskeler ile duvarlarında asılı dezenfektanları dahi yağmalıyoruz.
Raflardaki tüm kolonyaları stoklayarak kendimizi koruyabileceğimiz yanılgısıyla, makarnaları evlerimize istiflemeyi de unutmuyoruz.
İhtiyacı olan diğerimizi hiç düşünmeyerek üstelik…
Ancak; topyekûn bir mücadeleyle bu sınavdan başarı ile çıkabileceğimizi ıskalıyoruz.
21. yüzyıl insanının bir garip, şaşırtıcı, insanlığıyla çelişen bir anlamsız davranışı daha hafızalarda yer ediniyor.
Hep unutuyoruz!
Biz unuttukça, terazinin dengesiyle oynadıkça, deneyimlemek zorunda kalacağımız nice acıların bizi beklediğini hep unutuyoruz.
Tarih bunun örnekleriyle dolu değil mi?
Bir sonraki sınavı bu kadar kolay atlatabileceğimizi sanmıyorum.
Şimdi mecburiyetten hayatımızda bir “ES” verdik.
#Evdekal uyarılarıyla evini unutan bizler yeniden evlerimizi hatırladık.
Hayatın telaşından sıyrılıp kendimizle bir nebze de olsa yüzleşme fırsatı bulduk.
Şimdi bu fırsatı iyi değerlendirme vakti.
Fen, matematik, tıp, mühendislik, sosyal bilimler alanında, teknolojide, sanatta yerimizde sayalım, gelişmeyelim demiyorum ki!
Sadece gelişeceğiz derken diğer yanımızı, asıl varlığımızın amacını ihmal etmeyelim.
Gayem o…
Evet, bu ve bundan sonraki sınavların sonucunu bugünlerden çıkaracağımız sonuçlar belirleyecek.
Ya iyi bir not ile bu sınavı başarıyla geçeceğiz, ya da daha zorlu sınavlar için meydan okumaya devam edeceğiz…
Sahi, Çin’in Doğu Türkistan’da Müslümanlara yönelik uyguladığı insanlık dışı saldırılarda geldiği son noktayı bilenimiz var mı?
Sınır kapılarında hayatta kalma mücadelesi veren göçmenlerimizin durumunu hatırlayanımız var mı?
Hodri MEYDAN!
Şaban Özdemir
sabanozde@gmail.com
Paylaş