Kalplerine dokunun!
Tüm anne baba adaylarının ve hekimlerin en büyük dilekleri, bebeğin sağlıklı şekilde dünyaya gelmesidir. Bu amaçla gebelik sırasında düzenli olarak bazı tetkiklerle takipler yapılır.
Bu takiplerde özellikle sağırlık gibi duyusal problemler her zaman belirlenemeyebilir. Çünkü bebeğin görmesi ve duyması gibi dış dünyayı algılamasına yarayan duyuları, ancak doğumdan sonra çevreye verdiği tepkiler sayesinde anlaşılabilir.
Doğumsal sağırlıklar kulak kanalının açık olmaması, iç kulağın kısmi veya tam eksikliği ya da işitme sinirinin gelişmemiş olması vb. gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Tüm bu yapılar yerli yerinde olsa bile işlevsel olarak yetersiz olabilirler.
İŞİTME KAYBININ NEDENLERİ
İşitme kayıplarına yol açan bu durumların nedeni kalıtsal (genetik) olabilmekle birlikte, işitme organlarının gelişimsel bozuklukları veya hamilelik döneminde anneyi ve bebeğini etkileyen bazı hastalıklar ya da gebelikte bazı ilaçların kullanımına bağlı olabiliyor.
Kalıtsal işitme kayıpları, doğumsal işitme kayıplarının yaklaşık yarısını oluşturur ve bunların nadir görülen ve ancak diğer vücut organlarının bozuklukları ile birlikte olan çeşitleri vardır.
Bazı ilaçların hamilelikte kullanımı ya da bazı virüslerle hamilelik döneminde hasta olunması işitme organlarının gelişimlerini bozabilir.
Ana rahmindeki 4. ve 28. haftalar arasında gelişimini tamamlayan kulak yapılarının bu dönemde olumsuz olarak etkilenmesi yapısal bozukluklara neden olabiliyor.
İşitme kaybı ile doğumdan şüphelenilmesi gereken durumları şu şekilde sıralayabiliriz:
1.Ailenin diğer bireylerinde kalıtsal (genetik) işitme kaybı öyküsü
2.Hamilelik dönemi infeksiyonları (TORCH): Kedi tırmığı hastalığı (Toksoplazma), AIDS, Sfiliz (frengi), Kızamıkçık, Herpes ve Cytomegalovirüsler
3.Erken (prematüre) doğum ve düşük doğum ağırlığı
4.Zor doğum ve doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması
5.RH uyumsuzluğu (kan uyuşmazlığı)
6.Aile bireylerinin bebekte işitme kaybı olduğundan şüphelenmesi
7.Bebeğin baş veya yüz bölgesinde yapısal bozukluklar olması
8.Sarılık öyküsü (Hiperbilirubinemi)
9.Gebelikte ototoksik (iç kulağa olumsuz etkili) ilaçlar veya alkol kullanımı kullanımı
10.Menenjit
SAĞIRLIK TANISI
Bu gibi durumların varlığında veya teknik olanakların yüksek olduğu koşullarda rutin olarak, yenidoğan bebeklerde yapılabilecek otoakustik emisyon testi gibi bazı tarama testlerinde, bebeğin işitmesi hakkında fikir sahibi olunabilir.
Otoakustik emisyon testi kesin bir sonuç vermiyorsa, BERA testi ile bebeğin işitme yollarına yönelik daha kapsamlı veriler elde edilebilir. Bu testlerle işitme kaybı bulguları elde edildiyse, 3 ay içerisinde işitme kaybının nedenine göre araştırmalar tamamlanmalı ve uygun tedavi seçeneği belirlenmelidir.
Bebeklerde işitme kaybının erken dönemde belirlenmesi çok önemlidir. İç veya orta kulak yapılarının bozuk olduğu fakat işitme siniri ve beyindeki işitme bölgesi sağlam olan bir bebekte, işitsel uyarıların devamlılığı bu bölgelerin zaman içerisinde zayıflamasını önleyebilir. Diğer bir deyişle uyarısız kalan işitme siniri ve beyindeki işitme bölgesi işlevlerini zaman içerisinde kaybederler.
TEDAVİSİ
İşitme kaybı yaşayan bebeklerde zamanında tedavi başlanırsa sinirsel gelişimlerini sürdürebilirler. Bu amaçla işitme kaybının cinsine göre bazı işitme cihazları, kemik (BAHA) veya koklear implant (biyonik kulak, iç kulak implantı) uygulaması yapılabilir. Erken tanı konması ve uygun müdahalenin çok önemli diğer bir yararı, bebeğin çevre ile iletişimine dolayısıyla konuşma ve öğrenme ile zeka gelişimine de katkı sağlamasıdır.
Paylaş